İstanbul’un 2010’da Kültür Başkenti projesiyle yapamadığını Amsterdam 2013’de yaptı.
- Ayrıntılar
- 25 Ekim 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 23 Temmuz 2014
Amsterdam’daki yapılanmanın mimarlarından Björn Stenvers nasıl başardıklarını anlattı.
Hükümet (ilgili bakanlar), Valilik, Büyükşehir dahil seçilmiş belediyeler, meslek kuruluşlarının yanı sıra hemen tüm kültür kurumları ve ilgili STK’ların bir araya gelmesiyle yürütülen, hatta bu oluşum için kamu kaynağı kullanımını yasal güvenceye kavuşturan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi sürdürülemeyip dağılırken, Amsterdam başardı. Üstelik kültür başkenti gibi destekleyici bir projeye sahip olmadan, tümüyle kendi iç dinamikleriyle.
Amsterdam başarısının mimarlarından Björn Stenvers Adalar Turizm Geliştirme Merkezi’nin davetlisi olarak katıldığı sempozyumda konuştu.
11 Ekim Cuma günü Büyükada Splendid Otel’de yapılan ve konuşmacıları arasında ICOM Uluslararası Müzeler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Suay Aksoy, IKSV Genel Müdürü Görgün Taner, Contemporary İstanbul YK Başkanı Ali Güreli, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, Turizm Araştırmaları Derneği (TURAD) Başkanı ve Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu gibi isimlerin bulunduğu sempozyumda “Kültürel etkinlikleri, turizm ürünü olarak değerlendirmek” başlığı altında üç oturum yer adı.
Dünyadan iyi örneklerin konuşulduğu ilk oturumda, Amsterdam Müzeleri sorumlusu Björn Stenvers, Amsterdam’da nasıl başardıklarını ayrıntılı bir sunumla anlattı. Björn’ün konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
- Karar mekanizmalarında ve uygulamada gençlere yer açtık,
- İnternet ve sosyal medyanın belirleyici olduğu günümüzde yenilikçi olmanın önemine inandık ve yenilikleri kültürel miras ve turizm alanında uygulamaya geçirdik,
- Ülke içinde ilgili kurumlar (devlet-yerel yönetim-ticari kurumlar-kültür ve sanat endüstrileri-üniversiteler) arasında hedefe odaklı iletişim, işbirliği ve ortaklıkları en üst seviyeye getirdik,
- Genç kuşakların yaptığı gibi sınırlar-ötesi düşünme ve planlama pratiğini yerleştirdik,
- Hedefe dönük araştırma ve istatistikleri değerlendiriyoruz,
- Kent kimliğini belli dönemlerde (her 5 yılda bir) yeniden tanımlıyor ve dolayısıyla yeni kültür ve turizm politikalarını belirliyoruz,
- Müzelerin de para kazandıracak şekilde işletmeci anlayışla kaynak yaratmaya katkıda bulunmalarını hedefliyoruz ki bu konuda epeyce yol aldık,
- Dünya ile ilişki içinde yol almanın önemini kalın çizgilerle vurguluyoruz.
Stenvers, kurulan yapıya Hollanda hükümetinin üç bakanlıkla (dışişleri, ekonomi, kültür) Amsterdam kent yönetiminin tüm unsurlarının (yerel ve kamu yönetimi) katıldığını, destek olduğunu ama asıl aktörlerin kentin kültür ve turizm kesimi olduğunu söyledi. Björn karar sürecinde herkesin eşit noktada bulunduğunu, alt üst ilişkisini tümüyle dışladıklarını özellikle vurguladı.
İstanbul 2010 Ajansı sürecinde de başta bu anlayış benimsenmiş, ancak kurumun yasası çıktıktan sonra parayı veren düdüğü çalar misali kamu ağırlığını koymuş, yürütmeye atamalarla müdahale etmiş, ardından istifalar yaşanmış ve işin tadı kaçmıştı. 2010 sonrasında devam ettirilmesi amaçlanan yapılanma henüz 2010 bitmeden ruhunu yitirmiş ve dağılmıştı.
Sempozyumun diğer oturumlarından başlıklar
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Hellenic Open University, University of Rome "La Sapienza" desteğiyle Roma-Atina-İstanbul’un turistler gözüyle kültürel marka değerlerini inceleyen Dr. Stella Cladou sempozyumun dikkat çeken sunumlarından birini yaptı.
Kent tanıtımı ve destinasyon belirleme için "kültür varlıkları ve etkinlikler, farkındalık, iyi ya da kötü çağrışımlar, kalite ve sadakat" akslarını kullanarak bir model geliştiren Cladou, Atina, Roma ve İstanbul kentleri temelinde bu bağlamda karşılaştırmalı araştırmasının sonuçlarını paylaştı.
Üç kentte de kültür varlıklarının/etkinliklerinin destinasyon belirlemede en düşük etkiye sahip olduğu, İstanbul ile ilgili farkındalığın ve sadakatin diğerlerine göre daha düşük olduğu, yani gelen turistlerin çevrelerindekilere gidin görün deseler bile kendilerinin yeniden dönmediklerini, ayrıca spesifik olarak etkinlikler açısından da İstanbul'un diğerlerinin gerisinde göründüğü gibi çıktılara ulaştığı ve İstanbul tanıtımı ve destinasyon belirleme açısından bunların dikkate alınabileceğini vurguladı.
Der Tour Türkiye Ürün Müdürü Ertan Sakallı
Almanya’nın ikinci büyük, şehir turizminde ise en büyüğü olan tur operatörü Der Tour’un Türkiye ürün müdürü Ertan Sakallı, iki yıl içinde Almanya’dan Türkiye’ye getirdikleri turist sayısını 175 binden 350 bine çıkardıklarını belirtti. Bu sayının çok büyük bölümünün deniz kum güneş merkezi Antalya olduğunu, şehir turizminde Almanya’nın bir numarası olmalarına rağmen İstanbul’a ancak 8000 kişi getirebildiklerini, ancak bundan böyle İstanbul’a da ağırlık vereceklerini söyledi.
Sakallı, İstanbul’un kültürel etkinliklerle beslenen şehir yaşamının turizmde yeteri kadar değerlendirilemediğini, tur rotalarının Sultanahmet, Haliç ve Boğaz dışına çıkamadığını söyledi. Şehirde ortalama konaklama süresinin 4’ün üzerine çıkmasıyla alternatif arayışlarının artacağını ve Beyoğlu başta olmak üzere şehrin kültürel kalbi sayılacak bölgelerinin şansının büyüyeceğini umduklarını belirtti. Ancak bu şansın kullanılabilmesinin başlıca koşulunun kültür aktörleriyle turizmcilerin koordineli çalışması olduğunu vurguladı. Almanya’da katalogdan acentalar aracığıyla tur satışının hala belirleyici olduğunu söyleyen Sakallı, İstanbul’un kataloglarda bugüne kadar yer bulabilmiş tek kültür etkinliğinin Kitap Fuarı olduğunu, kataloglarda yer alabilmek için 1 yıl öncesinden etkinlik programlarının belirlenmesi ve zamanında iletilmesinin şart olduğunu da sözlerine ekledi. İnternet üzerinden satışların artmakta olmasının iyi değerlendirilmesi gerektiğine de dikkat çekti.
Sempozyumdan spotlar
“İstanbul’a yabancı ziyaretçi sayısı ilk kez bu yıl 10 milyon eşiğini aşacak. İstanbul’un yeni müzeleri ve önemli kültürel etkinliklerini turizm ürünü olarak değerlendirip pazarlayabildiğimiz takdirde İstanbul turizminde özlediğimiz dönüşümü gerçekleştirmiş olacağız.” - Ahmet Emre Bilgili * İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü
“İstanbul Bienali’ni yaklaşık 300.000 kişi gezdi. Gelenlerin yaklaşık yüzde 6’sı yurtdışından. Bence bu oran yeterli değil. Daha fazla olması için bizim çabalarımızın yanı sıra hem İstanbul kentinin hem de ülkenin tanıtım olanakları devreye girmeli. Tanıtma Fonu’nun Bienale bu seneki desteğinden çok mutlu olduk. Bu destek kent ölçeğine de yayılmalı ve İstanbul Bienali kentin bir çok yerinde görünür olmalı diye düşünüyorum. Hem Bienalin ve hem de diğer etkinliklerimizin ülke dışındaki iletişimi ise çok daha önce başlayabilir.” - Görgün Taner * IKSV Genel Müdürü
“Yılda 60 bin yabancı ziyaretçiyi İstanbul’da günlük tura çıkarıyoruz. Son üç yılda sadece 2 kişiden o günlerde açık bir sergiyi (Matisse) izlemek için talep aldık. Avrupalılar, kendi hinterlandlarında ulaşabilecekleri kültürel etkinliklere İstanbul’da fazla ilgi göstermiyorlar.
Kültür Turizm Bakanlığı verilerine göre 2012 yılında ülkemize gelen yaklaşık 32 milyon yabancı turistin yine yaklaşık 10 milyonu İstanbul'a giriş yapmış. Bu rakam tamamen turistik amaçla gelen turist sayısı demek değilse de bu sayı içinden hiç olmazsa 500 bin turistin SSM veya İstanbul Moderni gezmesi beklenirdi ancak gezdirdiğimiz turist gruplarından bu mekanlara yönelik talep almamaktayız. Oysa Muhteşem Yüzyıl ve Gümüş dizilerinin gösterildiği ülkelerden gelen turistlerin devamlı olarak Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı, Süleymaniye Camii, Rüstem Paşa Camii ve Abut Yalısı sorularına muhatap olmaktayız. Kültür ve sanat müzelerimizin yerli ziyaretçiye ayrı yabancıya ayrı olmak üzere tanıtım, pazarlama stratejilerini gözden geçirmeleri ve asıl sergilenmek istenen eserler yanında elbette bir başka bölümde yurt dışında büyük kitlelerce izlenen dizilerde yer alan sanat eseri, eşya, giysi, mücevher vb objelere yer vermeleri yabancı turistin ilgisini mekana çekecektir görüşündeyim.”
Süha Uyar * Plan Tur Genel Koordinatörü
“İstanbul Modern olarak İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen "İstanbul Turizminin Yeni Çekim Alanı: Çağdaş Sanat" projesiyle kentin işlek noktalarına ve İstanbul Modern'e 13 adet dokunmatik ekranlı panel ve müze içine tablet bilgisayarlar yerleştirdik. Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yönelik Küresel Turizm Merkezi İstanbul Mali Destek Programı’nın “Mobil uygulamalarla kültür turizmine erişimin artırılması” başlığı altında gerçekleştirilen bu projeyle, İstanbullulara ve yerli-yabancı turistlere modern ve çağdaş sanatın teknoloji aracılığıyla görünürlüğünü arttırmak amaçlanıyor.
“İstanbul Modern olarak İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen "İstanbul Turizminin Yeni Çekim Alanı: Çağdaş Sanat" projesiyle kentin işlek noktalarına ve İstanbul Modern'e 13 adet dokunmatik ekranlı panel ve müze içine tablet bilgisayarlar yerleştirdik. Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yönelik Küresel Turizm Merkezi İstanbul Mali Destek Programı’nın “Mobil uygulamalarla kültür turizmine erişimin artırılması” başlığı altında gerçekleştirilen bu projeyle, İstanbullulara ve yerli-yabancı turistlere modern ve çağdaş sanatın teknoloji aracılığıyla görünürlüğünü arttırmak amaçlanıyor. İstanbul’da Kabataş, Karaköy, Beyoğlu gibi yaya trafiği yüksek 13 noktaya yerleştirilen dokunmatik ekranlı paneller ile müzenin potansiyel ziyaretçilerinin çağdaş sanatla ilgili farkındalığının sağlanması, ücretsiz eğitim ve sosyal programlara katılımın artırılması ve İstanbul’da gelişen alternatif kültür turizmine katkıda bulunulması hedefleniyor. Küratöryel kapsam ile hazırlanan, Türkçe ve İngilizce sunulan içerik sayesinde potansiyel müze ziyaretçileri, İstanbul Modern’deki güncel sergileri, eğitim programlarını ve etkinlikleri kolayca takip edebilecek. - Gülcem Bayer Deniz * Istanbul Modern Pazarlama Direktörü
“Adalar’da 1300'e yakın ziyaretçiyle yapılan çok kapsamlı ve çok yararlı araştırmanın sonuçlarından biri şu: Adalara gelen yerli yabancı ziyaretçilerin ziyaret nedenlerinin başında açık ara gezi/dinlence/eğlence geliyor. Kültür / sanat ise yabancıların %16'sının, yerli ziyaretçilerin ise %7'sinin beklentileri arasında yer buluyor.
“Bu beklentiyle gelenlerin değerlendirmesi ise şöyle: Yorum yapanların %96'sı kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yetersiz olduğunu, ya da gerekli duyuruların yapılmadığını ifade etmektedirler.
“Burada yaşıyoruz. Kültür sanat faaliyetleri bazen başımızı döndürecek ölçüde fazla. Özellikle de bu araştırmanın yapıldığı yaz aylarında. Ama gelen ziyaretçiler bu konuda bilgisiz. Özellikle de yabancılar. Bu sorunun İstanbul genelinde Adalar'dan farklı olduğunu düşünmüyorum. Bu sonuçta şehrin tüm aktörlerinin, başta kamu ve yerel yönetimler olmak üzere tüm tarafların payını görmek gerek.
“Bu tablo nasıl değişir? Kamu ve yerel yönetimler ve yerli-yabancı ziyaretçilerden girdi sağlayan bütün kesimler bu tablonun değişmesi için ne yapmalılar? İyi örneklerden nasıl ders çıkarırlar?
“Bugünkü sempozyumun bana göre temel sorunsalı bu... Umarım İstanbul’u ziyaret edenlerin içinde şehrin kültür etkinliklerinden en az birine katılanların sayısını %50'nin üzerine çıkardığımız günler çok uzakta olmasın... - Teoman Göral * Adalar Turizm Gelistirme Merkezi Koordinatörü ve Adalar Vakfı YK Üyesi
“İstanbul Rehberler Odası olarak ISTKA’nın desteklediği proje kapsamında 10 alternatif tur rotası saptadık. Bu rotalar Bizans İstanbul’u, Osmanlı İstanbul’u, İstanbul’da İslam, İstanbul’da Hıristiyanlık, İstanbul’da Musevi Mirası, İstanbul’da Su Yapıları, İstanbul’da Ticari Yapılar, İstanbul’da Yalılar, İstanbul’da Mimari, İstanbul’da Kuş Gözlemciliği başlıklarını taşıyor. Belirlenen rotalarla ilgili 510 tur rehberine uzmanlık eğitimi verildi. Ayrıca, bu rotalara ilişkin kapsamlı bilgi, fotoğraf ve haritalar içeren bir tanıtım kiti hazırlanarak turizm sektör kuruluşları, seyahat acenteleri ve rehberlere dağıtıldı. “ – Bilgesu Güneş Yerli * Sürdürülebilir Turizm için Alternatif Tur Rotaları Projesi Koordinatörü
“Adalar Turizm Geliştirme Merkezi, İstanbul’un en gözde çekim merkezlerinin başında gelen Adalar’daki turizm faaliyetini organize bir temele oturtmayı amaçlıyor. Çok zengin bir kültürel ve tarihi miras barındıran Adalar’ı ziyaret edenler arasında yaptığımız araştırmada ortaya çıkan bir nokta ilginçtir. Adalar’ı ziyaret edenler arasında günlük 1000 TL üzerinde harcama yapma niyetinde olan bir kesimin beklentilerinin en başında zengin yeme içme imkanı ve eğlence gelmektedir. Kültür sanat ürünleri bu kesimin beklentileri arasında bile ancak 6ncı sırada yer alabilmektedir. Bu durumu değiştirecek iyi niyetli girişimlere çok büyük ihtiyaç var.” – Cihan Yiğin * Adalar Turizm Geliştirme Merkezi Projesi Yöneticisi
Sempozyum sunumlarını indirmek için buraya tıklayınız.