Neler Görülür?
Büyükada - Luna Park Meydanı'ndan Merkeze Dönüş Yolunda
- Ayrıntılar
- 05 Mart 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 01 Nisan 2013
Aya Nikola Manastırı
Aziz Nikola (Hagios Nikolaos) Manastırı adanın doğu kıyısında yer alır. Bu manastıra hem kıyı yolunu hem de Yüce Tepe’nin zirvesinin aşağısında bulunan meydandan çıkan başka bir yolu kullanarak ulaşabilirsiniz. Manastır, çıkan bir yangında harap olmasının ardından onyedinci yüzyıldan beri terkedilmiş olan Kayra Bizans yerleşkesinin üzerinde ve yanında bulunur. Tarihte, bu manastırdan ilk defa İngiliz gezgin Thomas Smith tarafından 1680 senesinde bahsedilmiştir. Manastırın orjinal katholikonu, Kayra Bölge Kilisesi’nin bulunduğu yere ve bu yapının yıkıntılarından tekrar inşa edilmiş olabilir. 1783 yılında manastır geçici bir süre için bir azınlık okuluna ev sahipliği yaptı. Bu okul daha sonra İstanbul’daki patrikhanenin yanına Megale Scole ya da Büyük Okul ismiyle tekrar kuruldu. Okul faaliyetlerine hala devam etmektedir.
Devamını oku: Büyükada - Luna Park Meydanı'ndan Merkeze Dönüş Yolunda
Büyükada - Faytonla ve Bisikletle de Yapılan Küçük Tur Rotası Boyunca Önemli Konaklar ve Köşkler
- Ayrıntılar
- 05 Mart 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 12 Temmuz 2016
Buyukada’da faytonla yapılan ve ziyaretçilerin çok hoşlandiklari turlar Saat Meydani’nin hemen yanindaki durak yerinden başlar ve belirlenmiş standart rotalar Büyükada’nın tamamını içeren Büyük Tur ve İsa Tepesi ile Yüce Tepe arasındaki kuzey kısmı içeren Küçük Tur olarak iki ayri paket halinde gercekleşir.
Büyükada - İki Tepede İki Manastır ve Rum Yetimhanesi
- Ayrıntılar
- 05 Mart 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 01 Nisan 2013
Adanın her iki tepesinde de manastırlar bulunur ve güney zirvesi, Yüce Tepe’nin aşağı tarafında, doğu sahili üzerinde bir üçüncü manastır daha yer almaktadır. Her üç manastıra da kasabadan kiralanan bir fayton vasıtasıyla varılabilen, ve adanın tam ortasında yer alan Luna Park meydanindan kolayca ulaşılabilir. Nefeslerine ve ayaklarına güvenenler, Merkezden Kadıyoran yokuşunu izleyerek önce Hristos Manastırı’na, ardından Rum Yetimhanesi’ne, sonra da Luna Park meydanı üzerinden Aya Yorgi tepesine çıkabilir. Bu yol sıkı bir yürüyüşle yaklaşık 1.5 saat sürer.
Adanin kuzey zirvesi olan İsa Tepesi’nde, Başkalaşım Manastırı (Hagios Sotiros Christou) bulunmaktadır. Manastıra giden yolda, bir zamanlar Rum Yetimhanesi olarak kullanılmış ve şuan çürümeye terkedilmiş büyük bir tahta yapıyla karşılaşırsınız. Aziz George Koudonas Manastırı, adadaki iki tepe içersinde en güneyde yer alan Yüce Tepe’de bulunmaktadır. Adanın ortasındaki Luna Park meydanindan bu manastıra ulaşan bir patika vardır.
Devamını oku: Büyükada - İki Tepede İki Manastır ve Rum Yetimhanesi
Büyükada - Merkez
- Ayrıntılar
- 18 Şubat 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 01 Nisan 2013
Tarihi İskele
Vapur terminalinin dikkat çeken bir sekizgen yolcu salonuna sahip, kurşun kubbeli binası, 1899 senesinde İzmitli bir mimar olan Mihran Azaryan tarafından tasarlanmış ve bu binanın yapımı 1915 senesinde tamamlanmıştır. Çini dış kaplama, Kütahyalı Mehmet Emin efendi tarafından yapılmıştır. Üst kat 1918-23 seneleri arasında bir kafe olarak, 1923-50 yılları arasında ise, Cumhuriyet Halk Partisi adalar ilçe merkezi olarak kullanılmıştır. 1950-51 arasında, adanın ilk kapalı sineması buraya kurulmuştur. 1999-2000 yılları arasında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Genel Müdürü Çelik Gülersoy’un üst kata Marmara’nın Asya kıyılarını gören, ada gezisi öncesi ve sonrası bir şeyler yiyip içmek için ideal bir yer olacak şık bir kafe açmaya karar vermesiyle bina restore edilmiştir.
Heybeliada - Orman İçi Tur Yolu, Manastırlar ve Çam Limanı
- Ayrıntılar
- 05 Mart 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 01 Nisan 2013
Merkezdeki fayton durağından kalkan faytonlarla ada turu yapmak keyiflidir. Tam tur, adanın kuzey kıyılarını izleyerek başlar ve büyük bölümü ormanlık alanda geçer. Aya Triada Manastırı ve Ruhban Okulu’nun bulunduğu Ümit Tepesi’nin eteklerini dolaşan yol Eski Ceneviz gözetleme kulelerinden birinin yer aldığı Değirmen Piknik ve plaj alanına gider. Sonra ikinci tepenin eteklerinden Çam Limanı’na kadar çok uzun bir yolu izler. Bir bölümü Bizans döneminden günümüze ulaşan 5 manastır bu yolun çevresindedir.
Aya Triada Manastırı ve Ruhban Okulu
Bizans döneminde, o zamanlar Halki olarak bilinen Heybeliada’daki manastırlardan en ünlüsü, Hagia Triada, diğer adıyla Kutsal Teslis’tir. Manastırın Ümit Tepesi üzerindeki arazisi üzerinde, Bizans dönemindeki manastırın izinden gelen ve onunla aynı adı taşıyan Rum Ortodoks ilahiyat okulu yer alır. Bugünkü manastır, Heybeliada’nın en göze çarpan yapısıdır; adaya vapurla yaklaşırken ve kasabanın içinden bakıldığında, yapı görüşe tümüyle hakim olur.
Heybeliada’da bulunan bir manastırın sözü ilk olarak, 9. yy.’da Aziz Theodore Studius’un yazılarında geçer. Konstantinopolis’in ünlü manastırı Aziz John Studius’un baş rahibi olan Theodore, imparatorun İkonoklazm politikalarını eleştirmesinden ötürü, V. Leon (tks 813-20) tarafından Heybeliada’daki bir manastıra sürülmüştü. Theodore Heybeliada’dayken mektuplar, dinsel incelemeler ve içlerinden biri manastırdaki bu hücresinden sevgiyle söz eden bazı şiirler yazdı. Kutsal Teslis Manastırı, ilki piskoposluk yaptığı iki ayrı dönem arasında, ikincisi ise 887-90 yılları arasında olmak üzere iki kez manastıra sürgün edilen piskopos Photius (858-67) tarafından restore edilmiştir. Photius 890’da manastırda ölmüş ve buraya gömülmüştür; ölümünün ardından aziz ilan edilen Photius’a, bugün, Kutsal Teslis İlahiyat Okulu’nun koruyucu azizi olarak saygı duyulur.
Manastır, 1453’teki Türk Fethi sırasında yok edilmiştir; bu olayla ilgili olarak, kimliği bilinmeyen bir tarihçi, "bir zamanlar, yalnızca rahiplere değil krallara ve asilzadelere de bilgelik öğretildiği ve bilginin okutulduğu bu saray"ın ardından yas tutar. Manastır 1550 yılında, ilerde buraya piskopos olacak olan III. Metrophanes (1565-72, 1579-80) tarafından yeniden inşa ettirilmiş ya da kısmen restore edilmiştir. Metrophanes, ayrıca, manastıra üç yüz civarında elyazması bağışlamıştır; bu armağan, daha sonra Ortodoks dünyasının, İstanbul’daki Patrikhanenin kütüphanesinin ardından en ünlü kütüphanelerinden biri durumuna gelecek olan manastırın çekirdeğini oluşturmuştur.
Hagia Triada 17 ve 18. yy.’da çeşitli zorluklarla karşılaşmış; fakat en azından finansal kaynakları Rus Çarı Büyük Peter’in (1682-1725) manastıra uzun vadeli bağışlar sağlayacak bir altın mühür (chrysobull) çıkarmasının ardından gelişme kaydetmiştir. Manastır 1773’te, gayretli baş rahibi Sağır Samuel’in çabalarıyla yeniden inşa edilmiş ve bakımı yapılmıştır. 1821’de, Yunan Bağımsızlık Savaşı’nın başlangıcında bir çete tarafından saldırıya uğrayan ve ateşe verilen yapı, ciddi şekilde hasar görmüştür. Manastır, bir kilise meclisi toplantısında "Tanrı’ya şükran sunmak amacıyla ve ilahiyat öğretmenleri, öğrenmeyi arzulayan rahipler ve geleceğin rahiplerinin ikamet edeceği bir ilahiyat okulunun inşa edilmesi" yolunda karar çıkaran Piskopos IV. Germanos tarafından 1844’te yeniden yapılmıştır. Derslikler, çalışma salonu, öğretmenlere ait bölge, öğrenci yurtları, yemekhane, revir ve piskopos dairelerini barındırmak üzere ahşap yapılar inşa edilirken, kütüphane için iki katlı taş bir bina yapılmıştır. Daha sonra 1891’de, idari odaları ve yeni yurtları içermek üzere üç katlı bir kanat daha eklenmiştir. Bu yapıların tamamı 1894’teki büyük depremde ciddi hasar görmüştür. Bu nedenle, manastır için tümüyle yeni bir binanın inşa edilmesi gerekti ve bunun için gerekli tüm sermaye, hayırsever Pavlos Skylitsis Stephanovik tarafından sağlandı. Yeni manastır, mimar Pericles Photiades tarafından tasarlanmış ve yapı, 6 Ekim 1896’da, İlahiyat Okulu’nun rektörlüğünü yürüten archimandrite (yüksek rütbeli papaz) Germanos Gregoras’a ithaf edilmiştir.
Devamını oku: Heybeliada - Orman İçi Tur Yolu, Manastırlar ve Çam Limanı
Heybeliada - Merkez
- Ayrıntılar
- 18 Şubat 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 01 Nisan 2013
Adaya vapurla yaklaşan ziyaretçiler, üzerinde bulunuduğu tepeye egemen olan Rum Ortodoks Papaz Okulu’nu, Halki Palas Oteli’ni, eski Rum Ticaret Yüksek Okulu’nu (bugün, Denizcilik Lisesi’nin bir bölümüdür) ve Değirmen Tepesi’ni, Su Sporları Kulübü’nün üst tarafına kurulmuş olan ihtiyar yel değirmenini görebilirler. Adanın merkez bölgesini, doğu sahilindeki vapur iskelesi ve kuzeyde, buranın hemen yakınında yer alan deniz otobüsü iskelesi oluşturur. Bu iki iskele arasındaki sahil yolu boyunca, café ve restoranlar sıralanmıştır. Sahil yoluna paralel uzanan ana pazar sokağı, sahil yolunun hemen bir üst sokağıdır. Adanın güneydoğu burnunda, vapur durağının hemen yanında, iki kuleli ana binası ve minyatür limanıyla Deniz Lisesi yer alır; iskelelerin hemen kuzeyinde de balıkçılar için küçük bir liman vardır; balıkçı tekneleri ve özel tekneler buraya çapa atarlar.
Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi
Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi (Hagios Nikolaos), kasabanın ana meydanına egemendir. Kilise, neredeyse tüm erkeklerin denizci ya da balıkçı oldukları bir adaya uygun olarak, denizcilerin koruyucu azizi olan Aziz Nikola’ya adanmış bir Bizans kilisesinin yıkıntıları üzerine 1857 yılında kurulmuştur. Yapının mimarı Hacı Stefani Gaytanki Kalfa’dır. Kilise 1894’teki depremde hasar görmüştür; ancak kısa süre sonra onarılmıştır. Kilise, merkezi kaplayan yüksek bir silindirin tepesine örtülmüş kubbesi, dört destek payandası, dört kolunun üstündeki beşik kemerleri (barrel-vaulted), ve ana yapıdan bağımsız olarak yükselen çan kulesi ile plan açısından haç şeklindedir. Sunağın altında, 1775’te ölen Piskopos I. Samuel’in mezarı bulunur. Narteks’in önündeki ayrı bir yapı ise Aziz Paraskevi’nin kutsal çeşmesine (Hagia Paraskevi) ev sahipliği yapar.
Burgazada - Merkezin Ötesinde
- Ayrıntılar
- 05 Mart 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 01 Nisan 2013
Aya Yorgi Manastırı
Hagios Georgios (Aziz Georgios) Karyptis Rum Ortodoks Manastırı adanın kuzey sahilinde yer alır ve Gönüllü Caddesi takip edilerek ulaşılır. Ana kapı katholikonun zeminine açılır; buradan aşağı inen bir merdiven de iki katlı bir bina olan manastır yurduna götürür.
Manastırın Bizans döneminde kurulduğuna inanılsa da, bahsi ilk kez 17. yy.ın ikinci yarısında geçmektedir. Bu tarih, İstanbul’daki Rum hancıların, neredeyse harabeye dönmüş manastırı restore etmek ve sağlamlaştırmak istemelerine denk düşer.
Bugünkü kilise, Simeon Sinyosoğlu tarafından sağlanan bağışla 1897’de yapılmıştır. Yapı, büyük olasılıkla asıl katholikonun tasarımına uyularak, ortaçağ Bizans mimarisinin Yunan-haç (Greek-cross) planına göre inşa edilmiştir. Kilisenin, altın kabartmalı ve ahşap oymayla yapılmış oldukça iyi bir ikona duvarı ve kaliteli ahşap işçilikle üretilmiş bir piskopos tahtı vardır. İkonaların diğer tarafında şu sözler yazılıdır: "Kutsal Efendimizin 1818 yılında Giritli Keşiş hizmetkar Joachim tarafından." 18. yy.dan kalma ikona duvarı, şüphesiz, eski manastırın katholikonuna aittir.
Hristos Tepesi ve Manastırı
Bir Bizans manastırı olan Theokoryphotos (Hz. İsa’nın Başkalaşımı), adının da söylediği gibi, Hristos (İsa) Tepesi’nin zirvesinde yer alır. Bizans kaynaklarınca doğrulanmamış olmamakla beraber, söylenceye göre, manastır Makedonyalı İmparator I. Basil tarafından (tks 867-86) bir antik Yunan tapınağının kalıntıları üzerine kurulmuştur.
18. yy.ın sonunda ise manastır terk edilmiş, bir harabe haline gelmiştir. Manastırdan günümüze, eski manastır bölgesinin çeşitli yerlerine dağılmış, önceki yapılara ait harabeler ve mimari kalıntıların yanı sıra, 19. yy.da yapılmış bir kiliseyle 18. yy.da inşa edilmiş iki katlı bir yapı kalmıştır. Manastır bölgesi girişinin içinde, çok güzel oyulmuş dört Bizans sütun başını da içeren bir dizi antik mimari kalıntısı bulunur.
Manastır yöresinin sınırları içinde bugün bile hâlâ yağmur sularını toplayan dört adet kocaman, kemerli yer altı sarnıcı bulunuyor.
Tepeden seyredilen manzara harikadır: Bütün Adalar ve Asya sahilleri görülebilir. Rumlar ve diğerleri hâlâ, Hz. İsa’nın Başkalaşımı’nın panigirisini (o yerdeki kiliseye adını veren azizin anısına yapılan şenlik) hatırda tutmak üzere 6 Ağustos’ta kiliseye geliyorlar; bu olay eskiden, tepenin zirvesinde müzik ve danslarla kutlanırdı.
Rum mezarlığı, manastır bölgesinin hemen yukarısında. Mezarlıktaki minik kilise, tapınakları hep tepelerin zirvesinde kurulmuş olan Hagios Profitis İllias’a adanmıştır.
Burgazada - Merkez
- Ayrıntılar
- 18 Şubat 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 01 Nisan 2013
İskelenin her iki yanında sahil boyu balıkçı lokantaları ve çayevleri sıralanır. 25 m.’lik bir yüzme havuzuna sahip Adalar Su Sporları Kulübü ile hemen yanındaki Burgazada Su Sporları Kulübü, vapur iskelesinin güneyindeki Molozburnu’nda yer alır. İskelelerin yanından kiralanabilen deniz motorları ziyaretçilerini adanın güney ve batı sahillerinde yer alan çakıl taşlı plajlara götürür.
Aya Yani Kilisesi
Bir Rum Ortodoks kilisesi olan Yahya Peygamber Kilisesi (Hagios Ioannis Prodromos), iskeleye yanaşırken vapurdan görünen manzaraya egemen olan ve yüksek bir silindir üzerine yerleştirilmiş kubbesiyle kasabanın en göze çarpan anıtıdır. Deniz otobüsü iskelesinin güneyindeki ilk sokak sahil boyunca takip edildiğinde, kiliseye kısa sürede varılabilir.
1899’da yapılan bugünkü kilisenin, Yahya Peygamber Kilisesi’nin katholikonunun bulunduğu yere kurulmuş olduğuna inanılmaktadır. Asıl katholikon büyük olasılıkla 11. yüzyılda inşa edilmişti. Binanın bölümlerinin ise, önceki yapının planına sadık kalınarak inşa edilmiş bugünkü kilisede bir araya getirildiği düşünülmektedir. Bu yargıya kanıt ise George Mastoropoulos’un "Adalar’ın Patriarkal Manastırları" adlı eserinde gösterilmektedir.
Son cemaat yeri, diğer bir deyişle örtülü geçidin, sol yanında bir merdiven, kubbeli bir tavana sahip, küçük bir yer altı odasına açılır. Odanın, Aziz Methodios’un II. Mikhail tarafından hapsedildiği ve imparator Theophillos tarafından serbest bırakılana dek yedi yıl boyunca kaldığı zindan olduğuna inanıldığı için, burası Aziz Methodios’a adanmıştır.
Theodora Antigone’de Methodius’un uzun yıllar hapsedildiği mağaranın üzerine Vaftizci Yahya Kilisesi’ni yaptırdı. Hâlâ adalıların baş tapınağı olan yenilenmiş modern ahşap kilisede (aslı, taş ve tuğladan yapılmıştı),eski yapıdan çok az eser vardır. Yine de kavisli çıkıntı, ya da doğu bölümü, asıl yapıya ait bir kısımdır
Kınalıada
- Ayrıntılar
- 18 Şubat 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 24 Temmuz 2014
Merkez
Diğer dört büyük adanın aksine Kınalıada’da fayton yok. Adanın yerleşim olmayan batı kısmını keşfetmek isteyenler yürümeli ya da bisiklete binmeli. Yerel halk atların yokluğundan memnun olduklarını söylüyorlar çünkü ada böylelikle diğerlerinden daha hoş kokuyor. Her halükarda ada oldukça küçük ve her yer birbirine kısa bir yürüyüş mesafesinde.
Rum Ortodoks Kilisesi
Sahil yolunda kısa bir mesafede Çınarlı Köşk Sokağında Rum Ortodoks kilisesi var. Kilise 1886’da kurulmuş ve Tanrı’nın Kutsal Anasının Doğumuna (Genissa Panagia Theotokou) ithaf edilmiş. Kilise üç geçitli bir bazilika şeklinde ve güneyindeki avludan girilen bir narteksi var. Narteks’te Bakire Meryem’in doğumunu simgeleyen gümüşle kaplı bir ikona var. Kilisenin orta kısmını mabetten ayıran ikona duvarında (iconostasis) gümüşle kaplı başka ikonalar da bulunuyor. Kilise 7-8 Ekimde panigiri, Bakire’nin doğumu yortusunu kutluyor.
Surp Lusavoric Ermeni Kilisesi
Ermeni Gregoryen Kilisesi sahil yolundan içeride üçüncü sıradaki Narçiçeği Sokağı’ndadır. Bu adalarda kurulan ilk ve tek Ermeni Gregoryen kilisesidir. Kilise 1857’de kurulmuş ve Surp Krikor Lusavoriç, Aydınlatan Aziz Gregory’ye ithaf edilmiştir. Kilise bugünkü halini 1988’de yeniden inşa edildikten sonra almıştır.
Mihrab perdesi Trabzon’daki Aziz Auxent Ermeni Kilisesi’nden alınmıştır. Mihrabın arkasında Bakire Meryem ve İsa’yı gösteren bir resim vardır. Mihrabın sağında ve solunda da iki resim vardır. Soldaki Ermeni Gregoryen Kilisesi’nin kurucusu Aydınlatan Aziz Gregory’yi, sağdaki de 4. yy.’ın yarısında Ermeni Gregoryen Kilisesi Patriği olan Aziz Nerses’i tasvir eder. Sağ taraftaki sunak, elinde Ermenistan Etchmiadzin’de inşa ettiği katedralin bir modelini tutan Aziz Gregory’yi gösterir ve ona adanmıştır. Kilisenin orta kısmının duvarlarında ortaçağ Ermeni tarzında taş oymacılığının güzel eserlerini içeren panolar bulunmaktadır. Panolardan biri 1909 ve 1913 yılları arasında Kınalı’da bir yazlığı olan ünlü Ermeni bestecisi Gomidas’a adanmıştır.
Cami
Kınalıada Cami sahilde iskelenin güneyindedir. Cami 1956’da Mimar Başar Acarlı tarafından modern soyut biçimde inşa edilmiştir
Köşkler, Konaklar:
Diğer dört büyük adada da olduğu gibi Kınalıada’da da bazıları Osmanlı döneminden kalan pek çok güzel köşk, konak, ve yalı var. Bunların çoğu vapur iskelesinin sağına doğru sahil yolu üzerinde ve İskele Caddesi’nin yan sokaklarında bulunuyor. Aşağıda bu mekanların ilginç ve etkileyici örneklerinin bir listesi var. Bazılarının yanında parantez içinde geçmişteki ya da şimdiki sahiplerinin adları ve eğer biliniyorsa eski evlerin inşa edilme tarihleri bulunuyor.
Ali Boran Meydanı:
# 11, 13, Sirakyan İkiz Evleri (Deniz kıyısında, iskelenin yanındaki bu evler köy manzaralı eski kartpostallarda görülebilir,) 20. yy. başlarında İzkon Sirakyan yaptırmıştır.
Alsancak Caddesi:
# 11, Papazyan Yalısı (on dokuzuncu yüzyıl; 1917-20 yılları arasında) Dr. Dıran Paşa Papazyan General Wrangel’in Beyaz Rus ordusunun askerleri için hastane olarak kullanmıştır.
Akasya Caddesi:
# 11, Derunyan Evi I (19. yy.; 1916-17 yılları arasında) Nersesyan Ermeni Okulu olarak kullanılmıştır.
# 35, Acemyan Evi (1907); eski Otel Şahap (Chahab), konukları arasında Yahya Kemal Beyatlı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Riza Tevfik, Halide Edip Adıvar, Refik Halid Karay, ve Nazım Hikmet gibi yazarlar vardır
(Eski Yarbaşı Sokagı; Akasya Caddesi’nin devamı):
# 1, Taşcıyan Köşkü (19. yy. sonlarında) Proti Oteli’nin sahibi bankacı Sarkis Taşcıyan yaptırmıştır.
Fazıl Ahmet Aykaç Caddesi
# 23, Ağası Evi II (19. yy. sonlarında) Topkapı Sarayı’nın en büyük kuyumcusu Ağas Ajderhanyan yaptırmış; Ermeni besteci Gomidas 1909-13 yılları arasında, şair ve yazar Fazıl Ahmet Aykaç 1923-28 yılları arasında burada oturmuştur.
# 37, Apraham Ağa Evi (19. yy. ortaları)
# 57, Görey Köşkü, şimdiki adıyla Poyrazlı Köşkü ünlü grafik sanatçısı Ihap Hulusi Görey tarafından yaptırılmıştır.
Manastır Tepesi
Dönüşüm Manastırı
Dönüşüm Manastırı, Manastır Tepesi’nin üstündedir. Bu manastır aynı isimdeki Bizans manastırının yerine kurulmuştur. Bu manastırın bazı mimari kısımları katholikon yani keşiş manastırının içine yerleştirilmiştir, diğerleri ise araziye yayılmış durumdadır. Türklerin fethinden sonra manastır yıkılmaya başlamış ama sonra 1722’de İstanbul’da iş yapan Sakızadalı bir grup zengin Yunanlı tüccar tamamen onarımını üstlenmiştir. Bu tüccarlar Bizans katholikonunun yerine yeni bir kilise inşa ettirmiş ve yanına Aziz Paraskevi’ye adanmış bir şapel eklemişlerdir. İconostasis ve piskoposluk tahtı ağaç oymacılığının güzel eserlerindendir. Özgün katholikondaki Bizans ikonları İstanbul’da Rum Ortodoks Patrikhanesi’nde korunmaktadır. Şimdiki kilisenin ikonları Rus yapımıdır ve 1723’te Patrik III. Jeremias’a Çar Büyük Petro tarafından yollanmıştır.
Plajlar
Adanın çevresinde çakıl taşlı kumsallar var; merkezde, iskelenin iki yanında da uzanıyor. Adanın kuzey kıyısında, Kınalıada Su Sporları Kulübü’nde ve güney kıyısında, Teos kumsalında yüzme havuzları bulunmaktadır. Köyün dışında da sahil boyunca kumsallar ve kıyı lokantaları mevcut ve bazılarına iskeleden kalkan teknelerle ulaşmak mümkün. Güney sahilindeki kumsallardan birinin arkasında Aziz Fontini’ye adanmış bir ayazma, kutsal pınar vardır.
Sedefadası - Antirovithos
- Ayrıntılar
- 18 Şubat 2013 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: 11 Temmuz 2016
Sedef Adası, özel ada gibidir. 1960’lı yıllarda kurulan kooperatif tarafından adada 60’a yakın villa yapıldı.
Adanın bütün hizmetleri, ulaşım dahil kooperatif eliyle verilmektedir.
Yaz aylarında seyrek de olsa Büyükada ve Kartal’dan motor ve vapur seferleri vardır.
Vapur iskelesinin hemen üzerindeki küçük meydan dışındaki alanda, ziyaretçi kısıtlaması vardır.
Sedefadası, güzel plajlara da sahiptir. Vapur iskelesinin hemen yanında, kendi iskelesi de olan Club Elio ve adanın güney kıyılarındaki Club Sedef, dışarıdan gelenlerin de girebildikleri ücretli plajlardır. Plajlara tesislerin özel motor seferleri ile ulaşılabilmektedir. (Bkz. Plajlar Bölümü)
Manastır
9. yy. ortalarında Aziz Ignatius, Adalar’da erkeklere özel tesis ettiği ve I. Manuel Comnenus’in 1158 senesinde düzenlediği listede de yer alan üç manastırdan bir tanesini bu adada kurdu. Sedefadası’nda bulunan manastır, 1180 yılında Patrik Theodosius Boradiotis tarafında restore edildi. Bu manastırdan bugün geriye kalan herşey adanın kuzeybatı kısmındaki burun üzerinde parçalar halinde bulunan bir harabedir.