Türkçe

Adalar Ulaşım Uygulaması ve Ada Seferleri Android Uygulaması

watch 225x225Yoğun olarak kullanılan Adalar Ulaşım uygulamamızı baştan yazarak yeniledik. Bu yeni 2. sürümde Türkçe ve İngilizce olarak 5 ada ile tüm kara iskeleleri arasındaki seferler dışında tek tek adalar arasındaki seferlere de ulaşabiliyorsunuz. Arayüzü de mobil cihazlara uyumlu geliştirdik. İlerleyen günlerde seferlere mobil yazılımlar üzerinden de ulaşabileceksiniz.

https://ulasim.adalarturizm.org adresinde yer alan yazılıma "Ulaşım" menüsünden ya da solda bulunan "Ulaşım Tarifesi" ikonundan da ulaşabilirsiniz.

mobil adalar logoAda Seferleri Android uygulaması asıl sürümü de yayınlandı. Bu bağlantıya tıklayarak ya da Google Play Store'da "Ada Seferleri" diye arayıp yükleyebilirsiniz...

Bu uygulama ile:

  • Güncel olarak adalar arası olanlar dahil olmak üzere bir yerden bir yere seferleri bulabilir,
  • Firma bilgilerine ulaşabilir, o firmanın seferlerini listeleyebilir,
  • İskele bilgilerine ulaşabilir, o iskeleden kalkan seferleri listeletebilir,
  • Harita üzerinde iskeleleri görebilir, bulunduğunuz yere göre konumunu izleyebilir, yol tarifi alabilir,
  • Şu anda Türkçe ve İngilizce olarak kullanabilirsiniz.

Önümüzdeki aylarda yeni özellikler ve diller de ekleyeceğiz...

Fotoğraf Yarışması

yarisma afis 300xHeybeliada Gönüllüleri Derneği "Adaların Hayvan Dostları" teması ile bir fotoğraf yarışması düzenliyor. Son başvuru tarihi 20 Haziran olan yarışmada hayvan sevgisinin artmasını sağlamak amaçlanıyor.

Yarışma afişi ve broşürü buradan indirilebilir.

Adalar'da 2015 Yazı

vapurdan 300x400

Okullar, sınavlar, yağmurlar ve Ramazan derken, yaz ortasını bulduk. Nispeten sakin ada günlerinin ardından her bakımdan yoğun günler başlıyor. Bu yazıda, yoğunluğun bir başka yüzüne dikkat çekmek istiyoruz. Kültür-Sanat etkinliklerine.

Yaz aylarında şehirdeki etkinlikler, açık hava konserlerinden ibaret kalırken, Adalar’da her türü artıyor. Beş adanın sahilindeki lokantalar, plajlar, su sporları kulüpleri, Büyükada’nın Anadolu Kulübü eğlencenin, konserlerin, yarışmaların, zaman zaman da sergilerin adresi oluyor.

Büyükada’da Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezi (eski Adaevi), Saklı Bahçe, Büyükada Kütüphanesi, Adalar Kültür Derneği Lokali, kendi yaz programlarını ilan ettiler.

Bu kültür merkezlerine, Heybeliada’da bir yenisi eklendi: Dutlu Bahçe.

Bu yaz önemli bulduğumuz kültür aktiviteleri ise şöyle:

21-25 Temmuz tarihlerinde Adalar’da Avusturya Günleri gerçekleşiyor. İki adada, Büyükada ve Heybeliada’da, artık her biri kültürel etkinliklerin mekânına dönüşmüş yerlerde 4 konser, Büyükada ve Adalar’ın tek açık hava sineması olan Lale Sineması’nda da bir film yer alıyor programda. Ayrıntısı aşağıda...

5 Eylül’de başlayıp 1 Kasım’a kadar devam edecek olan 14. İstanbul Bienali’nin etkinlik mekânları arasına ilk kez Adalar da katıldı. Büyükada’da Bienal kapsamında beş mekân kullanılıyor.

Adalar’ın bir kültür sanat merkezi olarak öne çıkması hepimizin hayaliydi. Ne mutlu ki, özellikle sivil girişimin inisiyatifiyle bu yola girildi. Yazlık beldelerin belediyelerinin öncülüğünde yapılan sabun köpüğü misali festivaller tuzağına düşmeden, adım adım gerçekleşiyor bu hayal. Artık hedef sadece yaz aylarının değil, bütün yılın kültür adası olmasını sağlayacak girişimlerin artırılmasında.

Bu yazı Adalar’a bu yaz gidersek, ne buluruz diyenler için hazırlandı.

Devamını oku: Adalar'da 2015 Yazı

Adalar'da Haziran

vapurdan 300x400Seçimler, okullar, sınavlar derken, her şey bitti. Şimdi tatil zamanı. Yaşasın!

Havalar hala serin, nerede bu yaz demeyin. Ünlü gazetecilerimizden birinin deyimiyle, “enseyi karartmayın.” Serinlik ve yağışın hükmü fazla değil. Adalar’da deniz zamanı da başlıyor.

Nisan – Mayıs günlerinde Marmara’nın üzeri yer yer kahverengi köpüklerle kaplandı. Daha önce beyazına da tanık olmuştuk. Bilim insanlarının “alg patlaması” olarak tanımladıkları bu sorun ne yazık ki sık tekrarlanıyor artık. Marmara çevresinde yaşayan bizlere ve özellikle de yerel yönetimlere büyük sorumluluk düşüyor.

Adalar çevresi Marmara’nın hala en temiz sularına sahip. Sitemizde kirlilik ölçümlerine yer veriyoruz. Plajlarda yapılan son ölçümleri izleyip kararınızı ona göre verebilirsiniz.

Ulaşımda da hemen tüm deniz araçlarında yaz tarifesine geçildi. Tüm tarifeleri toplu olarak bulmak için burayı tıklayın... İDO, Şehir hatları, Mavi marmara ve prens tur tarifeleri için web sitelerine de bakabilirsiniz.

Bu yazı Adalar’a Haziranda gidersek, ne buluruz diyenler için hazırlandı.

Devamını oku: Adalar'da Haziran

Adalar'da Mayıs

mor salkim turgut kuli 300x225

Uzun süren kışın ve soğukların ardından nihayet İstanbul’a bahar geldi. Şimdi Adalar’ın tam zamanı.

Bahçeler ve ara sokaklar, mor salkımlar, erguvanlar, leylaklar ve çeşit çeşit çiçekli bitkilerle renkten renge boyandı.

Sıcaklık yürümek, bisiklete binmek, faytonla ada turu yapmak için ideal ölçülerde.

Kış aylarında sefer sayısı azalmış olan motor seferleri yeniden arttı. Artık Kabataş, Bostancı ve Kartal’dan Adalar’a ulaşım daha kolay. (Deniz otobüsü ve Şehir Hatları tarifesi ise okullar kapandıktan sonra yaza dönüyor.) Mavi marmara ve prens tur tarifeleri için web sitelerine bakın. Tüm tarifeleri toplu olarak bulmak sitemizde daha kolay.

Bu yazı Adalar’a mayısta gidersek, ne buluruz diyenler için hazırlandı.

Fotoğraf: Turgut Kuli

Devamını oku: Adalar'da Mayıs

Adalar'da Şubat - Mart

mimoza2 300x400Şimdi mimoza zamanı...

Adalar’da her mevsim güzeldir demiştik. Doğanın renklerinin solduğu bu karanlık kış günlerinde Adalar sarıya boyanmaya hazırlanıyor.

Adalar mimozayla, doğanın uyanışına ve bahara her yerden önce merhaba diyor. Şubatın ortalarından itibaren ada bahçeleri ve korularındaki mimozalar sarı çicekleriyle kendisini gösterecek. Bu şenlik havanın durumuna göre nisan sonuna kadar sürecek.

Mimoza, bu bölgenin bitkisidir. Bir akasya türüdür. Türkiye’de ağırlıklı olarak iki tür mimazo var. Biri İzmir mimozası diye bilinir, kokmaz, diğeri Ada mimozasıdır, çok güzel kokar. Hem görünüşü, hem de kokusu güzel olduğu için, mimoza dalları çok ilgi görüyor. Adada ve şehirde satılıyor.

Ama mimoza dalında güzel. Siz bu güzelliği doyasıya yaşamak için en iyisi Adalar’a gidin. Issız caddeleri ve sokaklarında dolaşın. Sarıya kesmiş mimoza ağaçlarını, dallarını fotoğraflayın. Yolunuzu gözleyecek, kedi ve köpekler için yanınıza biraz mama alın.

Kendinizi çok iyi hissedeceksiniz.

Bu yazı "Adalar’a Şubat ve Mart'ta gidersek, ne buluruz?" diyenler için hazırlandı. Önce bu aylarda kaçırmayın dediklerimiz:

Devamını oku: Adalar'da Şubat - Mart

Adalar'da Kasım

kocayemisSonbaharın da sonuna geldik. Önümüz kış. Ama İstanbul’a kış Ocak’tan önce gelmez. Kasım ve Aralık’ta kar soğukları nadiren kendini gösterse de, uzun sürmez. Hızını Ocak ve Şubat’a saklar.

Şehrin kalabalığından, trafiğinden ve de gürültüsünden sıkıldığınız an aklınıza Adalar’ı düşürün. Uzaklardan geliyorsanız, Adalar’a uğramadan dönmeyin. Ulaşım eskisi gibi zor değil.

Artık Bostancı’dan, Kartal’dan ve Kabataş’tan bahar ve kış aylarında da çok sık seferler yapılıyor. Büyükada ve Heybeliada’ya ortalama 45 dakikada bir sefer var. Kınalı ve Burgaz ne yazık ki Büyükada ve Heybeli kadar şanslı değil.

Siz yine de gelmeden önce tarifelere iyice bir bakın. Şehir Hatları, Mavi Marmara ya da Prens Tur siteleri arasında mekik dokumayın, tarifeleri toplu olarak sitemizin "Ulaşım" bölümündeki “Saat Kaçta Gidebilirim”i tıklayarak öğrenebilirsiniz. Kısa yol için aşağıdaki linki de kaydedin lütfen:
http://www.adalarturizm.org/cms/tr/ulasim/saat-kacta-gidebilirim

Bu yazı "Adalar’a Kasım'da gidersek, ne buluruz?" diyenler için hazırlandı. Önce Kasım'da kaçırmayın dediklerimiz:

Devamını oku: Adalar'da Kasım

Adalar'da Ekim

fayton

Eylül'ün son günleri İstanbul’da serin ve rüzgârlı idi ama üç günlük bu olağandışı hava hareketi sonrasında sonbaharın o güzel havaları geri geldi.

Hatırlatalım. Adalar’da deniz havası devam ediyor. Su sıcaklığı 23-24 derecenin altına düşmedi. Sabah ve akşam saatlerini saymazsak, hava sıcaklığı ile su sıcaklığı neredeyse aynı denebilir. Adalar’daki plajların büyük bölümü Bayram sonrasına, yani ekim ayının ortasına kadar açık olmaya da devam edecek.

Adalar plaj ve denizden ibaret değil. Eylül yazısında da söylemiştik. Adalar’ın asıl güzel günleri, yani o muhteşem sonbahar Aralık ayına kadar devam ediyor. Arada sırada yağmur yağsa, rüzgâr serin esse de, güneş kendini göstermeye devam ediyor.

Bisiklete binmek, yürümek, sonbaharın artık şehirde kalmamış renklerini fotoğraflamak sahilde café ya da lokantalarda oturmak, Aya Yorgi, Kalpazankaya gibi manzara noktalarından Marmara’nın ve Adalar’ın o doyumsuz manzarasını seyretmek için zamanı.

Bu arada unutmadan: Uzun süredir özel izinle gezilebilen Heybeliada Ruhban Okulu artık her gün ziyarete açık.

Bu yazı "Adalar’a Ekimde gidersek, ne buluruz?" diyenler için hazırlandı. Önce Ekim'de kaçırmayın dediklerimiz:

Devamını oku: Adalar'da Ekim

Adalar'da Eylül

burgaz aya yani 300x400

“Eylül, İstanbul ve Adalar için en güzel aydır” derler. Hava sıcaklığı 20’lerde seyreder. Yaz sıcaklarını aratmayan günler de olur. Deniz sıcaklığı 25’in altına düşmez.

Okulların açılmasıyla birlikte Adalar’ın yazlıkçıları şehre döner. Ortalık tenhalaşmaya başlar. Ama bu durum sabah ve akşam saatleri için geçerlidir. Gün içinde, özellikle Büyükada, yine binlerce yerli-yabancı ziyaretçiyi günübirlik olarak çekmeye devam eder.

Eylül ve Ekim ayları Adalar’da fotoğraf çekmek için de en güzel aylardır. Gün ışığı yumuşar. Doğa yeşilden sarıya, kırmızıya binbir renge boyanır. 

Balık yasağının kalkmasıyla Adalar’ın balıkçıları ve balık lokantaları şenlenir. Adalar’ın çevresi 2 yıldır gırgırla balık avcılığına yıl boyu kapalı. Bu yüzden balık Adalar çevresinde geçmişe göre daha bol. Adanın yerli balıkçıları bu yüzden adaya daha bol balık taşır. Lüferden palamuta, istavritten kırlangıça her çeşit balık sokak balıkçılarının tablalarında taze taze bulunur.

Bu yazı "Adalar’a Eylülde gidersek, ne buluruz? " diyenler için hazırlandı. Önce Eylül’de kaçırmayın dediklerimiz:

Devamını oku: Adalar'da Eylül

Adalar'da Ağustos

adalarda bu ay kolaj 201407 300x300Ramazan Bayramı yoğunluğu bitti, Adalar yaz aylarının normal temposuna döndü.

Adalar’ın kalabalığı, adadan adaya değişiyor. Sedef’i dışarıda bırakırsak, yerleşimi olan 4 adanın en sakini, her zaman Burgaz’dır. Burgaz’ı sırasıyla Heybeli, Kınalı ve Büyükada izler.

Büyükada, yerli-yabancı günübirlik ziyaretçiyi en çok çeken ada olduğu için, Ağustos’u da kalabalık geçirecek görünüyor. Ama her adanın, gözden ve kalabalıktan uzak köşeleri vardır. Adalar’da ne yapacağınıza, günü nasıl geçirmek istediğinize karar verin, seçiminizi ona göre yapın deriz.

Ama en iyisi, hafta sonu ya da içinde bir kaç adada konaklamak. Her ne kadar ulaşım sıklaştıysa da, Adalar’ın en güzel zamanının el ayak çekildiği sabah ve akşam saatleri olduğunu unutmayın. Şehre dönüş stresi olmadan güzellikleri doya daya yaşayın. Kalınacak otel mi? O kadar farklı seçenek var ki? Hepsini sitemizin "Oteller" bölümünden bulabilirsiniz.

Bu yazı "Ağustos'ta Adalar’a gidersek, ne buluruz" diyenler için hazırlandı. Önce Ağustos’ta kaçırmayın dediklerimiz:

Devamını oku: Adalar'da Ağustos

Büyükada Harita - Rehber

Büyükada harita rehberi, Büyükada’ya ulaştığınızda tarihi vapur iskelesi girişindeki kitapçıdan, iskelenin biraz ötesindeki gazete bayisinden ve Adalar Müzesi resepsiyonundan satın alabilirsiniz.

Harita rehber fiyatı: 5 TL

Adalar İçin Rehber Kitaplar, Albümler, Belgeseller...

Rehber kitaplar, album ve belgeselleri Büyükada’da, tarihi vapur iskelesi girişindeki kitapçıdan, gazete bayiinden, Heybeliada’da Kartal Motor iskelesi yanındaki danışma ofisinden, Burgazada ve Kınalıada’da gazete bayilerinden satın alabilirsiniz. Kitap ve rehberler İstanbul’daki büyük kitapçılarda da satılıyor. 

Rehber ve kitapları İnternet üzerinden satın almak için: İdefix'i ziyaret ediniz.

 

Adaya Özel Hediyelikler

Adaya özel hediyelikleri Büyükada’da, Adalar Müzesi’nin resepsiyonundan Heybeliada’da Kartal motor iskelesi yanındaki danışma ofisinden satın alabilirsiniz. Adaya özel hediyelikleri Büyükada ağırlıklı olmak üzere her adadaki hediyelik eşya satan yerlerden, sanatçılar sokağındaki tezgahlardan da edinebilirsiniz.

Bizim Adalar

Bir Müzisyenin Gözünden
BİZİM ADALAR

Sanatçısı, gelini, faytoncusu, filozofu, balıkçısı, gayi bütün Adalıların ortak bir yanı varsa, o da her birinin genellikle uçuk ama istisnasız hep “tam filmlik” bir hikâyesinin olmasıdır. Bir de nostaljik huyludur Adalılar. “Bizim Adalar” işte bu -hem hüzünlü, hem de şen- hikâyeleri ve ada nostaljisini deşen, bol müzikli bir belgeseldir. Mizansenli sahneler de içerir.

Film, araştırmalar yapmak üzere Adalar’a gelen bir mimarlık öğrencisini oynanan profesyonel oyuncu Eren Balkan’ın karşılaştığı Adalılar etrafında gelişir. Adalılar kendi kendilerini canlandırmaktadır. Yönetmen Nedim Hazar, müzisyen ve Adalı kimliğiyle anlatıcı rolünü üstlenir. Genel müzik yönetmeni Geo Schaller, Vassiliki Papageorgiou ve Taner Öngür gibi müzisyenlerin de katkılarıyla yaratılan tılsımlı dünya, bir ilân-ı aşktır Prens Adalarına.

Ve sonunda Adalılar, İstanbul’un artık kayıplara karışmış olan diğer tüm güzellikleri gibi zaman, mekan ve kimlik bakımından yok olmaya mahkum olduklarını bile bile, hep bir ağızdan şarkı tuttururlar:

“Bir adalar var, bir de sen kalbimde / Kimseye vermem kalbimi ben”

http://bizim-adalar.net/

bizim adalar

Bizim Adalar DVD ve CD ayrı ayrı satılıyor. Adedi 20 TL.
DVD ve CD’leri Büyükada’da, tarihi vapur iskelesi girişindeki kitapçıdan, gazete bayiinden, Heybeliada’da Kartal Motor iskelesi yanındaki danışma ofisinden, Burgazada  ve Kınalıada’da gazete bayilerinden satın alabilirsiniz. DVD ve CD’ler İstanbul’da CD-DVD satan büyük kitapçılarda da satılıyor.

Adalar'da Bu Ay

adalarda bu ay kolaj 201407 300x300Adalar, günübirlik ziyaretçi trafiği açısından hareketli başladığı bahar döneminden sonra, Ramazan sakinliğine kavuştu.

Yazın Adalar’a, hele Büyükada’ya hiç gidilmez diyenler için tam zamanı.

Fayton, bisiklet, insan trafiğinden geçilmez olan yollar, neredeyse nisan ayı sakinliğinde. Şezlong ve şemsiye bulmakta sıkıntı çekilen plajlar, tam kıvamında.

Deniz de mayıs ve haziran aylarındaki yosun dökümü sonrasında kendisini iyice toparladı. Bu denizi Ege’de Akdeniz’de bulamazsınız, bizden hatırlatması.

Bu yazı "Adalar’a gidersek, ne buluruz" diyenler için hazırlandı.

Devamını oku: Adalar'da Bu Ay

Toplantı Çağrısı

Sevgili Adalar Müzesi Dostları,

Adalar Belediye Başkanlığı, 16 Mayıs 2014 tarihinde Adalar Vakfı'na tebligat göndererek, Büyükada Çınar mevkiinde bulunan Çelik Gülersoy Kültür Merkezi'ndeki Adalar Müzesi Sergi Alanı'nı 15 gün içinde tahliye etmesini istemiştir.

Adalar Müzesi olarak, ortaya çıkan bu durumu görüşmek üzere siz müze dostlarımızla 1 Haziran 2014 Pazar günü saat 17.00'da buluşmak ve durumu değerlendirmek istiyoruz.

cinar 715x402

Devamını oku: Toplantı Çağrısı

Adalar Vakfı “Tanıtım” dalında İRO ÖDÜLÜ almaya hak kazandı

2013'ün en iyi turizm tanıtım broşürü ödülü Adalar Vakfı'na veriliyor. 21 Şubat Cuma günü düzenlenecek törenle verilecek ödüle konu olan tanıtım çalışmalarını www.adalarturizm.org adresinden takip edebilirsiniz...

İstanbul Rehber Odası Adalar Vakfı'nı Aday Gösterdi...

İstanbul Rehber Odası Adalar Vakfı'nı Aday Gösterdi...

Adalar Vakfı, projeleriyle yeni ödüllere aday olmaya devam ediyor... Oylama için desteğinizi bekliyoruz...
http://iro.org.tr/iro-odulleri-2013

Adalar Vakfı'nın Heybeliada Gönüllüleri Derneği, Adalar Belediyesi ve TURAD işbirliğiyle yürüttüğü projesi Adalar Turizm Geliştirme Merkezi faaliyetleri kapsamında yayınlanan Adalar Broşürleri, İRO (İstanbul Rehber Odası) tarafından 2013'ün en iyi turizm broşürleri ödülü için tek aday gösterildi.

İstanbul’un 2010’da Kültür Başkenti projesiyle yapamadığını Amsterdam 2013’de yaptı.

Amsterdam’daki yapılanmanın mimarlarından Björn Stenvers nasıl başardıklarını anlattı.

sempozyum afis 20131011 2Hükümet (ilgili bakanlar), Valilik, Büyükşehir dahil seçilmiş belediyeler, meslek kuruluşlarının yanı sıra hemen tüm kültür kurumları ve ilgili STK’ların bir araya gelmesiyle yürütülen, hatta bu oluşum için kamu kaynağı kullanımını yasal güvenceye kavuşturan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi sürdürülemeyip dağılırken, Amsterdam başardı. Üstelik kültür başkenti gibi destekleyici bir projeye sahip olmadan, tümüyle kendi iç dinamikleriyle.

Amsterdam başarısının mimarlarından Björn Stenvers Adalar Turizm Geliştirme Merkezi’nin davetlisi olarak katıldığı sempozyumda konuştu.

11 Ekim Cuma günü Büyükada Splendid Otel’de yapılan ve konuşmacıları arasında ICOM Uluslararası Müzeler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Suay Aksoy, IKSV Genel Müdürü Görgün Taner, Contemporary İstanbul YK Başkanı Ali Güreli, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, Turizm Araştırmaları Derneği (TURAD) Başkanı ve Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu gibi isimlerin bulunduğu sempozyumda “Kültürel etkinlikleri, turizm ürünü olarak değerlendirmek” başlığı altında üç oturum yer adı.

Dünyadan iyi örneklerin konuşulduğu ilk oturumda, Amsterdam Müzeleri sorumlusu Björn Stenvers, Amsterdam’da nasıl başardıklarını ayrıntılı bir sunumla anlattı. Björn’ün konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

  • Karar mekanizmalarında ve uygulamada gençlere yer açtık,
  • İnternet ve sosyal medyanın belirleyici olduğu günümüzde yenilikçi olmanın önemine inandık ve yenilikleri kültürel miras ve turizm alanında uygulamaya geçirdik,
  • Ülke içinde ilgili kurumlar (devlet-yerel yönetim-ticari kurumlar-kültür ve sanat endüstrileri-üniversiteler) arasında hedefe odaklı iletişim, işbirliği ve ortaklıkları en üst seviyeye getirdik,
  • Genç kuşakların yaptığı gibi sınırlar-ötesi düşünme ve planlama pratiğini yerleştirdik,
  • Hedefe dönük araştırma ve istatistikleri değerlendiriyoruz,
  • Kent kimliğini belli dönemlerde (her 5 yılda bir) yeniden tanımlıyor ve dolayısıyla yeni kültür ve turizm politikalarını belirliyoruz,
  • Müzelerin de para kazandıracak şekilde işletmeci anlayışla kaynak yaratmaya katkıda bulunmalarını hedefliyoruz ki bu konuda epeyce yol aldık,
  • Dünya ile ilişki içinde yol almanın önemini kalın çizgilerle vurguluyoruz.

Stenvers, kurulan yapıya Hollanda hükümetinin üç bakanlıkla (dışişleri, ekonomi, kültür) Amsterdam kent yönetiminin tüm unsurlarının (yerel ve kamu yönetimi) katıldığını, destek olduğunu ama asıl aktörlerin kentin kültür ve turizm kesimi olduğunu söyledi. Björn karar sürecinde herkesin eşit noktada bulunduğunu, alt üst ilişkisini tümüyle dışladıklarını özellikle vurguladı.

İstanbul 2010 Ajansı sürecinde de başta bu anlayış benimsenmiş, ancak kurumun yasası çıktıktan sonra parayı veren düdüğü çalar misali kamu ağırlığını koymuş, yürütmeye atamalarla müdahale etmiş, ardından istifalar yaşanmış ve işin tadı kaçmıştı. 2010 sonrasında devam ettirilmesi amaçlanan yapılanma henüz 2010 bitmeden ruhunu yitirmiş ve dağılmıştı.

Sempozyumun diğer oturumlarından başlıklar

IMG 9797İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Hellenic Open University, University of Rome "La Sapienza" desteğiyle Roma-Atina-İstanbul’un turistler gözüyle kültürel marka değerlerini inceleyen Dr. Stella Cladou sempozyumun dikkat çeken sunumlarından birini yaptı.

Kent tanıtımı ve destinasyon belirleme için "kültür varlıkları ve etkinlikler, farkındalık, iyi ya da kötü çağrışımlar, kalite ve sadakat" akslarını kullanarak bir model geliştiren Cladou, Atina, Roma ve İstanbul kentleri temelinde bu bağlamda karşılaştırmalı araştırmasının sonuçlarını paylaştı.

Üç kentte de kültür varlıklarının/etkinliklerinin destinasyon belirlemede en düşük etkiye sahip olduğu, İstanbul ile ilgili farkındalığın ve sadakatin diğerlerine göre daha düşük olduğu, yani gelen turistlerin çevrelerindekilere gidin görün deseler bile kendilerinin yeniden dönmediklerini, ayrıca spesifik olarak etkinlikler açısından da İstanbul'un diğerlerinin gerisinde göründüğü gibi çıktılara ulaştığı ve İstanbul tanıtımı ve destinasyon belirleme açısından bunların dikkate alınabileceğini vurguladı.

Der Tour Türkiye Ürün Müdürü Ertan Sakallı

IMG 9813Almanya’nın ikinci büyük, şehir turizminde ise en büyüğü olan tur operatörü Der Tour’un Türkiye ürün müdürü Ertan Sakallı, iki yıl içinde Almanya’dan Türkiye’ye getirdikleri turist sayısını 175 binden 350 bine çıkardıklarını belirtti. Bu sayının çok büyük bölümünün deniz kum güneş merkezi Antalya olduğunu, şehir turizminde Almanya’nın bir numarası olmalarına rağmen İstanbul’a ancak 8000 kişi getirebildiklerini, ancak bundan böyle İstanbul’a da ağırlık vereceklerini söyledi.

Sakallı, İstanbul’un kültürel etkinliklerle beslenen şehir yaşamının turizmde yeteri kadar değerlendirilemediğini, tur rotalarının Sultanahmet, Haliç ve Boğaz dışına çıkamadığını söyledi. Şehirde ortalama konaklama süresinin 4’ün üzerine çıkmasıyla alternatif arayışlarının artacağını ve Beyoğlu başta olmak üzere şehrin kültürel kalbi sayılacak bölgelerinin şansının büyüyeceğini umduklarını belirtti. Ancak bu şansın kullanılabilmesinin başlıca koşulunun kültür aktörleriyle turizmcilerin koordineli çalışması olduğunu vurguladı. Almanya’da katalogdan acentalar aracığıyla tur satışının hala belirleyici olduğunu söyleyen Sakallı, İstanbul’un kataloglarda bugüne kadar yer bulabilmiş tek kültür etkinliğinin Kitap Fuarı olduğunu, kataloglarda yer alabilmek için 1 yıl öncesinden etkinlik programlarının belirlenmesi ve zamanında iletilmesinin şart olduğunu da sözlerine ekledi. İnternet üzerinden satışların artmakta olmasının iyi değerlendirilmesi gerektiğine de dikkat çekti.

Sempozyumdan spotlar

“İstanbul’a yabancı ziyaretçi sayısı ilk kez bu yıl 10 milyon eşiğini aşacak. İstanbul’un yeni müzeleri ve önemli kültürel etkinliklerini turizm ürünü olarak değerlendirip pazarlayabildiğimiz takdirde İstanbul turizminde özlediğimiz dönüşümü gerçekleştirmiş olacağız.” - Ahmet Emre Bilgili * İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü

“İstanbul Bienali’ni yaklaşık 300.000 kişi gezdi. Gelenlerin yaklaşık yüzde 6’sı yurtdışından. Bence bu oran yeterli değil. Daha fazla olması için bizim çabalarımızın yanı sıra hem İstanbul kentinin hem de ülkenin tanıtım olanakları devreye girmeli. Tanıtma Fonu’nun Bienale bu seneki desteğinden çok mutlu olduk. Bu destek kent ölçeğine de yayılmalı ve İstanbul Bienali kentin bir çok yerinde görünür olmalı diye düşünüyorum. Hem Bienalin ve hem de diğer etkinliklerimizin ülke dışındaki iletişimi ise çok daha önce başlayabilir.” - Görgün Taner * IKSV Genel Müdürü

“Yılda 60 bin yabancı ziyaretçiyi İstanbul’da günlük tura çıkarıyoruz. Son üç yılda sadece 2 kişiden o günlerde açık bir sergiyi (Matisse) izlemek için talep aldık. Avrupalılar, kendi hinterlandlarında ulaşabilecekleri kültürel etkinliklere İstanbul’da fazla ilgi göstermiyorlar.

Kültür Turizm Bakanlığı verilerine göre 2012 yılında ülkemize gelen yaklaşık 32 milyon yabancı turistin yine yaklaşık 10 milyonu İstanbul'a giriş yapmış. Bu rakam tamamen turistik amaçla gelen turist sayısı demek değilse de bu sayı içinden hiç olmazsa 500 bin turistin SSM veya İstanbul Moderni gezmesi beklenirdi ancak gezdirdiğimiz turist gruplarından bu mekanlara yönelik talep almamaktayız. Oysa Muhteşem Yüzyıl ve Gümüş dizilerinin gösterildiği ülkelerden gelen turistlerin devamlı olarak Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı, Süleymaniye Camii, Rüstem Paşa Camii ve Abut Yalısı sorularına muhatap olmaktayız. Kültür ve sanat müzelerimizin yerli ziyaretçiye ayrı yabancıya ayrı olmak üzere tanıtım, pazarlama stratejilerini gözden geçirmeleri ve asıl sergilenmek istenen eserler yanında elbette bir başka bölümde yurt dışında büyük kitlelerce izlenen dizilerde yer alan sanat eseri, eşya, giysi, mücevher vb objelere yer vermeleri yabancı turistin ilgisini mekana çekecektir görüşündeyim.”
Süha Uyar * Plan Tur Genel Koordinatörü

IMG 9809“İstanbul Modern olarak İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen "İstanbul Turizminin Yeni Çekim Alanı: Çağdaş Sanat" projesiyle kentin işlek noktalarına ve İstanbul Modern'e 13 adet dokunmatik ekranlı panel ve müze içine tablet bilgisayarlar yerleştirdik. Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yönelik Küresel Turizm Merkezi İstanbul Mali Destek Programı’nın “Mobil uygulamalarla kültür turizmine erişimin artırılması” başlığı altında gerçekleştirilen bu projeyle, İstanbullulara ve yerli-yabancı turistlere modern ve çağdaş sanatın teknoloji aracılığıyla görünürlüğünü arttırmak amaçlanıyor.

“İstanbul Modern olarak İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen "İstanbul Turizminin Yeni Çekim Alanı: Çağdaş Sanat" projesiyle kentin işlek noktalarına ve İstanbul Modern'e 13 adet dokunmatik ekranlı panel ve müze içine tablet bilgisayarlar yerleştirdik. Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yönelik Küresel Turizm Merkezi İstanbul Mali Destek Programı’nın “Mobil uygulamalarla kültür turizmine erişimin artırılması” başlığı altında gerçekleştirilen bu projeyle, İstanbullulara ve yerli-yabancı turistlere modern ve çağdaş sanatın teknoloji aracılığıyla görünürlüğünü arttırmak amaçlanıyor. İstanbul’da Kabataş, Karaköy, Beyoğlu gibi yaya trafiği yüksek 13 noktaya yerleştirilen dokunmatik ekranlı paneller ile müzenin potansiyel ziyaretçilerinin çağdaş sanatla ilgili farkındalığının sağlanması, ücretsiz eğitim ve sosyal programlara katılımın artırılması ve İstanbul’da gelişen alternatif kültür turizmine katkıda bulunulması hedefleniyor. Küratöryel kapsam ile hazırlanan, Türkçe ve İngilizce sunulan içerik sayesinde potansiyel müze ziyaretçileri, İstanbul Modern’deki güncel sergileri, eğitim programlarını ve etkinlikleri kolayca takip edebilecek. - Gülcem Bayer Deniz * Istanbul Modern Pazarlama Direktörü

IMG 9800“Adalar’da 1300'e yakın ziyaretçiyle yapılan çok kapsamlı ve çok yararlı araştırmanın sonuçlarından biri şu: Adalara gelen yerli yabancı ziyaretçilerin ziyaret nedenlerinin başında açık ara gezi/dinlence/eğlence geliyor. Kültür / sanat ise yabancıların %16'sının, yerli ziyaretçilerin ise %7'sinin beklentileri arasında yer buluyor.

“Bu beklentiyle gelenlerin değerlendirmesi ise şöyle: Yorum yapanların %96'sı kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yetersiz olduğunu, ya da gerekli duyuruların yapılmadığını ifade etmektedirler.

“Burada yaşıyoruz. Kültür sanat faaliyetleri bazen başımızı döndürecek ölçüde fazla. Özellikle de bu araştırmanın yapıldığı yaz aylarında. Ama gelen ziyaretçiler bu konuda bilgisiz. Özellikle de yabancılar. Bu sorunun İstanbul genelinde Adalar'dan farklı olduğunu düşünmüyorum. Bu sonuçta şehrin tüm aktörlerinin, başta kamu ve yerel yönetimler olmak üzere tüm tarafların payını görmek gerek.

“Bu tablo nasıl değişir? Kamu ve yerel yönetimler ve yerli-yabancı ziyaretçilerden girdi sağlayan bütün kesimler bu tablonun değişmesi için ne yapmalılar? İyi örneklerden nasıl ders çıkarırlar?

“Bugünkü sempozyumun bana göre temel sorunsalı bu... Umarım İstanbul’u ziyaret edenlerin içinde şehrin kültür etkinliklerinden en az birine katılanların sayısını %50'nin üzerine çıkardığımız günler çok uzakta olmasın... - Teoman Göral * Adalar Turizm Gelistirme Merkezi Koordinatörü ve Adalar Vakfı YK Üyesi

IMG 9862“İstanbul Rehberler Odası olarak ISTKA’nın desteklediği proje kapsamında 10 alternatif tur rotası saptadık. Bu rotalar Bizans İstanbul’u, Osmanlı İstanbul’u, İstanbul’da İslam, İstanbul’da Hıristiyanlık, İstanbul’da Musevi Mirası, İstanbul’da Su Yapıları, İstanbul’da Ticari Yapılar, İstanbul’da Yalılar, İstanbul’da Mimari, İstanbul’da Kuş Gözlemciliği başlıklarını taşıyor. Belirlenen rotalarla ilgili 510 tur rehberine uzmanlık eğitimi verildi. Ayrıca, bu rotalara ilişkin kapsamlı bilgi, fotoğraf ve haritalar içeren bir tanıtım kiti hazırlanarak turizm sektör kuruluşları, seyahat acenteleri ve rehberlere dağıtıldı. “ – Bilgesu Güneş Yerli * Sürdürülebilir Turizm için Alternatif Tur Rotaları Projesi Koordinatörü

“Adalar Turizm Geliştirme Merkezi, İstanbul’un en gözde çekim merkezlerinin başında gelen Adalar’daki turizm faaliyetini organize bir temele oturtmayı amaçlıyor. Çok zengin bir kültürel ve tarihi miras barındıran Adalar’ı ziyaret edenler arasında yaptığımız araştırmada ortaya çıkan bir nokta ilginçtir. Adalar’ı ziyaret edenler arasında günlük 1000 TL üzerinde harcama yapma niyetinde olan bir kesimin beklentilerinin en başında zengin yeme içme imkanı ve eğlence gelmektedir. Kültür sanat ürünleri bu kesimin beklentileri arasında bile ancak 6ncı sırada yer alabilmektedir. Bu durumu değiştirecek iyi niyetli girişimlere çok büyük ihtiyaç var.” – Cihan Yiğin * Adalar Turizm Geliştirme Merkezi Projesi Yöneticisi

Sempozyum sunumlarını indirmek için buraya tıklayınız.

Sempozyum

SEMPOZYUM

Kültürel etkinlikleri, turizm ürünü olarak değerlendirmek
Cultural events as tourism products of the cities

 11 Ekim 2013 Cuma, Büyükada Splendid Palas Oteli
Friday 11 October 2013, Büyükada Splendid Palace Hotel

 

Program / Programme

09.00 – Kayıt / Registration

9.30-10.00 Açılış konuşmaları / Opening Speeches

Teoman Göral
TransTeo Turizm YK Başkanı, Adalar Turizm Geliştirme Merkezi Koordinatorü
Chairman of Trans Teo Tourism, Coordinator of Tourism Promotion Center of Princes’ Islands

Nesrin Bedeloğlu
İSTKA  (İstanbul Kalkınma Ajansı) Değerlendirme Uzmanı
Istanbul Development Agency (ISTKA) Assessment Expert

Bahattin Yücel
Turizm Araştırmaları Derneği (TURAD) Başkanı, Turizm Eski Bakanı
President of Tourism Researches Association, Former Minister of Tourism

Dr. Mustafa Farsakoğlu
Adalar Belediye Başkanı  / Mayor of Princes’ Islands

Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili
İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü / Director of Culture and Tourism of Istanbul

 

10.00 - 11.15 : 1. Oturum / 1st Session

Dünyada iyi örnekler / Stories of best practice in the world

Moderatör: Suay Aksoy
Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) Danışma Kurulu Başkanı ve İK üyesi
ICOM (International Counsel of Museums, Chairperson of the Advisory Committee and Member of Executive Council

Konuşmacılar / Speakers:

Björn Stenvers
Amsterdam Müzesi / Amsterdam Museum
(Amsterdam örneği / The Amsterdam case)

Ertan Sakallı
Rewe-Der Tour Tur Ürün ve Kontrat Müdürü / Director of Products and Contracts, Rewe- Der Tour
(Tur Operatörlerinin gözünden Avrupa şehirleri ve İstanbul / European Cities and Istanbul through the Eyes of Tour Operators)

Dr. Stella Kladou
Istanbul Bilgi University, Hellenic Open University, University of Rome "La Sapienza" TUBITAK fellow
(Roma-Atina-İstanbul’un turistler gözüyle kültürel marka değerleri / Brand Values of Rome-Athens-Istanbul through the Eyes of Tourists)

11.15-11.30: Kahve Arası / Coffee Break

11.30 - 13.00: 2. Oturum / 2nd Session

İstanbul, kültürel etkinliklere yerli-yabancı ziyaretçilerini çekebiliyor mu? İyi örnekler, sorunlar...
Is Istanbul able to attract visitors to cultural events? Stories of best practice, problems…

Moderatör: Bahattin Yücel
Turizm Araştırmaları Derneği (TURAD) Başkanı, Turizm Eski Bakanı
President of Tourism Researches Association, Former Minister of Tourism

Konuşmacılar / Speakers:

Görgün Taner
İKSV  Genel Müdürü / General Director of IKSV

Cem Yegül
Pozitif Grup Y. K. Başkanı / Chairman of Pozitif Group

Ali Güreli
Contemporary İstanbul YK Başkanı / Chairman of Contemporary Istanbul

Süha Uyar
Plan Tur Genel Koordinatörü / General Coordinator of Plan Tour


13.00 - 14.30 - Yemek arası / Lunch Break

14.30 - 16.00: 3. Oturum / 3rd Session

İstanbul'da kurumsal çalışmalar, projeler üzerinden modeller ve deneyimler
Corporate undertakings, models developed through projects and experiences in Istanbul

Moderatör: Halim Bulutoğlu

Konuşmacılar / Speakers:

Çiler Yıldız
İstanbul Modern Sanat Müzesi Genel Müdürü / Managing Director of Istanbul Museum of Modern Art
İstanbul Turizmi'nin yeni çekim alanı, Çağdaş Sanat Projeleri üzerine / The new attraction area of Istanbul Tourism about contemporary art projects

Bilgesu Güneş Yerli
İRO İstanbul’da Alternatif Tur Yolları Proje Yöneticisi
Manager of IRO Project “Alternative Tour Routes in Istanbul”

Cihan Yigin
Adalar’da Kültürel, Tarihi Miras ve Turizm Geliştirme Merkezi Proje Yöneticisi
Project Manager at the Center for Cultural and Historical Heritage and Tourism Promotion on Princes Islands


16:00 - 16.15 Kahve Arası / Coffee Break

16.15-17.30     Soru ve Yanıtlar / Questions and Answers


 

İLETİŞİM, MEKAN, KONUM VE DİĞER BİLGİLER

İletişim:
Sempozyumla ilgili her türlü bilgi, soru için: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Kayıt:
Sempozyumu izleyecek katılımcılar için kayıt zorunlu değildir, ama sempozyum mekanı sınırlı kapasitede olduğu ve daha önemlisi Kabataş’tan gelecekler için Deniz Taksi kaldırılacağı için özellikle Kabataş hattını kullanacak katılımcıların kayıt yaptırması istenmektedir. Lütfen katılım bilginizi  Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresine bildiriniz. Kabataş’tan gelecekler özellikle bildirimde bulunmalıdır. Büyükada’dan dönüş için deniz taksi opsiyonu yoktur.

Sempozyum mekanının konumu:
Sempozyum Büyükada’nın tarihi oteli Splendid Palas’da yapılacaktır. Otel, iskelelere 5 dakika yürüme mesafesindedir.

Simultane tercüme:
İngilizce ve Türkçe simültane tercüme yapılacaktır.

Çay-Kahve ikramı:
Toplantı aralarında çay-kahve ve atıştırmalık ikramı vardır.

Yemek:
Büyükada merkezdeki café ve lokantalar kısa yürüme mesafesindedir.

Ulaşım
Büyükada’ya gidiş:
Bostancı’dan 08.45’de Mavi Marmara iskelesinden motor seferi vardır. 09.15’de Büyükada’ya ulaşılmaktadır.
Kabataş’tan Bostancı’ya 08.30’da Deniz Otobüsü seferi vardır. Deniz Otobüsü ile Bostancı’ya geleceklerin Büyükada’ya transferi Bostancı iskelesinden Deniz Taksi ile yapılacaktır.

Dönüş:
Büyükada’dan Kabataş, Kartal ve Bostancı’ya vapur ve motorlarla dönülmektedir.

 

Büyükada'dan Kabataş'a

Saat / Time Taşıt / Transport
Firma / Company
Süre / Duration
14:30 Motor/Motorboat Dentur-Mavi Marmara 01:15
15:00 Vapur/Ship Şehir Hatları/City Lines 01:40
16:00 Motor/Motorboat Dentur-Mavi Marmara 01:15
17:00 Motor/Motorboat Dentur-Mavi Marmara 01:15
17:20 Vapur/Ship Şehir Hatları/City Lines 01:40
17:30 Motor/Motorboat Dentur-Mavi Marmara 01:15
18:00 Motor/Motorboat Dentur-Mavi Marmara 01:15
18:15 Vapur/Ship Şehir Hatları/City Lines 01:40
18:30 Motor/Motorboat Dentur-Mavi Marmara 01:15
19:30 Motor/Motorboat Dentur-Mavi Marmara 01:15

 

Büyükada'dan Bostancı'ya

Saat / Time Taşıt / Transport
Firma / Company
Süre / Duration
14:35 Motor/Motorboat Mavi Marmara 00:45
15:50 Motor/Motorboat Mavi Marmara 00:30
16:40 Motor/Motorboat Mavi Marmara 00:30
17:20 Motor/Motorboat Mavi Marmara 00:30
17:35 Motor/Motorboat Mavi Marmara 00:45
18:05 Vapur/Ship Şehir Hatları/City Lines 00:45
18:35 Motor/Motorboat Mavi Marmara 00:30
19:05 Motor/Motorboat Mavi Marmara 00:45
19:10 Deniz Otobüsü/Seabus İDO 00:20
19:50 Motor/Motorboat Mavi Marmara 00:45

Anadolu Kulübü'nde Zafer Bayramı

anadolu kulubu cello duo 20130830 300x433Büyükada Anadolu Kulübü’nün Zafer Bayramı’nı kutlama etkinlikleri kapsamında Avusturya Kültür Ofisi ile ortaklaşa düzenlenen ve 30 Ağustos Cuma günü saat 17:30 dan itibaren Cello Piano Duo- Dilbağ Tokay&Emine Serdaroğlu konseri gerçekleştirilecek.

Lefter Kupası 16-17 Ağustos’ta Kınalıada Jarden Barsamyan Stadı’nda

lefter kupasi 2013 300x320Lefter Küçükandonyadis’in anısına düzenlenen geleneksel Lefter Kupası’nın ikincisi 16-17 Ağustos tarihlerinde Kınalıada’da yapılacak!

Kınalıada Jarden – Barsamyan Stadı’nda yapılacak turnuva sembolik olarak dört adanın isminin verildiği dört takım arasında oynanacak. Bu dört takımda Lefter’in Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı, Adalı ve İstanbul’un çeşitli semt ve kulüplerinden arkadaşlarının yanı sıra İstanbul kulüplerinin veteran şöhretlerinden seçilmiş Lefter dostları da topun arkasına geçecek.

Açılış ve elemeler 16 Ağustos Cuma günü saat 17.30’da başlayacak. Üçüncülük maçı ve kupa finali de 17 Ağustos Cumartesi günü saat 17.30’da başlayacak. Kupaya çok sayıda ünlünün katılması bekleniyor.

Macerada Yarışlarının kayıtları 4 Eylül’de bitiyor. Acele edin.

macerada 20130908 300x160Bu yıl ilk kez düzenlenen Macerada Yarışları, çok sayıda ünlü macera tutkununu bir araya getiriyor. 8 Eylül Pazar günü saat 09.00’da Burgaz-Heybeliada arasında yüzmeyle başlayacak yarışlar, Heybeliada’da yaklaşık 14 km’lik bisiklet ve 5 km’lik oryantiring parkurlarıyla devam edecek.

50 takımın katılacağı yarışlara takım başvuruları için son tarih 4 Eylül Cumartesi.

Başvuru ve ayrıntılı bilgi için, www.macerada.org ...

Adaevi

adaevi 201308 300x160Büyükada Adaevi, yine konserler, sergiler, söyleşi, belgesel ve atölyelerle dopdolu.

10 Ağustos Cumartesi günü Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı öğrencilerinin Bayram Günü Meşki, 17 Ağustos Cumartesi gecesi Yarınistan Grubu’nun konseri var. 21 Ağustos’ta Blues gecesi, 24 Ağustos cumartesi Ornette Coleman’a saygı gecesi, 31 Ağustos’ta da piyano dinletisi olacak.yarinistan 20130817 250x160

Almelek’lerin genç yeteneği Can Almelek’in İlginç Resimler Tüneli ve Sevgi İlker ve Yıldız Güven’in iki ada dostu adlı karma resim sergileri de kaçırılmamalı. Belgesel ve söyleşilerle birlikte Adaevi Ağustos tam etkinlik listesi için tıklayın.

Adalar Belediyesi Bayram Konserleri: Adalar’da Bayram

adrbel ucdenizdenturkuler 201308 300x160Adalar Belediyesi Ramazan Bayramı günlerinde her adada bir konser düzenliyor.

Üç Deniz Topluluğu’nun çok dilde icra edeceği halk müziği konserlerinin ilki 8 Ağustos 19.00’da Heybeliada’da… Konserler, 9 Ağustos Cuma günü saat 19.00’da Kınalıada’da, 10 Ağustos Cumartesi günü Burgazadası’nda, 11 Ağustos Pazar günü de Büyükada’da, yine 19.00 saatlerinde tekrarlanacak.

Anadolu Kulübü

anadolukulubu deniz kurdoglu 20130820 250x376Anadolu Kulübü’nün disko alanında iki önemli etkinlik var. 17 Ağustos saat 20.30’da Barbaros, en güzel şarkıları ile sahne alacak. Yemekli gecenin fiyatı kişi başı 110 TL.

Genç piyanist Deniz Kurdoglu’nun resitali kulubün yeni bina toplantı salonunda, 20 Ağustos Salı günü saat 19.00’da. Konser Kulüp üyesi olmayan izleyicilere de açık ve ücretsiz.

Gelenekselleşmiş Nino Varon Gecesi de ağustos ayının bir başka etkinliği ama henüz tarihi kesinleşmedi. Kulüpten takip edilebilir.

Heybeliada Gönüllüleri Derneği

hgd japon 20130817 300x160Heybeliada Gönüllüleri Derneği, Ağustosta iki önemli etkinlik düzenliyor.

İlk etkinlik 17 Ağustos Cumartesi günü saat 21.30’da, Heybeliada Su Sporları Kulübü’nde. Türk Musikisi Vakfı, Okayama Türk Kültür Merkezi ve NİTTOKAİ Derneği’nin işbirliğiyle, Türkiye ve Japonya arasında kültür köprüleri kurmak amacıyla hazırlanan UZAK ÜLKE YAKIN DOST adlı projeler, İstanbul Heybeliada Su Sporları Kulübü’nde 17 Ağustos 2013 saat 21.00’de, Türk ve Japon sanatçılar tarafından verilecek konserle başlıyor. Konserde, Japon Korolar Birliği’ne bağlı Gossoda Waso Korosu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Tarihi Türk Müziği Topluluğu Mehter Bölümü birlikte sahne alacaklar. Konser ücretsiz ve herkese açık. 

hgd mehtabiye 30130821 300x16021 Ağustos Çarşamba akşamı saat 19.30’da Heybeliada iskelede dolunayın kendisini göstermesiyle başlayacak Mehtabiye konseri, 21.30’da Heybeliada Su Sporları Kulübü’nde muhteşem bir fasılla devam edecek. Etkinlik, Heybeliada Gönüllüleri Derneği, Heybeliada Su Sporları Kulübü ve Türk Musikisi Vakfı’nın bir kültür hizmeti olarak ücretsiz ve herkese açık.

İBB Kültür Dairesi ve Adalar Kültür Derneği

İBB Kültür Dairesi ve Adalar Kültür Derneği işbirliğiyle yapılan cumartesi konserleri de devam ediyor.

17 Ağustos’ta Taylan Erler Jazz Quarted, 31 Ağustos’ta da Söz Saz İstanbul konserleri var. Konserlerin saati 21.30, yer Büyükada Çınar Caddesi.

Adalar Kültür Derneği’nin organizasyonuyla 24 Ağustos Cumartesi günü Candan-Erdem konseri olduğunu da ayrıca hatırlatalım.

Lokanta, Café ve Barlarda ne var ne yok?

Büyükada çarşı ve iskele hafta sonları çok canlı. Canlı müzik yapılan mekânlar şöyle:

  • By Şükrü cuma cumartesi geceleri,
  • Vordonisi ve Nispet cumartesi geceleri,
  • Prinkipo cumartesi geceleri,
  • Çarşıda yeni açılan Pepe cuma cumartesi akşamları saat 11.00’den sonra diskoya dönüyor,
  • Prens Otel'in terasında yeni açılan Balıkçı Aydın'da cumartesi geceleri fasıl,
  • Orası-Burası, cumartesi akşamları tangoya davet ediyor,
  • Kınalıada’da bu yıl isim değiştiren ama eğlencede hız kesmeyen Teos, Teos Boncuk adıyla Cuma Cumartesi akşamları canlı müzik ve eğlenceye devam ediyor.

Melike Dirik ile Sirtaki / Zeybek Yaz Kampı

sirtaki zeybek kampi


Yer:
Adalar Su Sporları Kulübü (A.S.S.K) Burgazada
Tarih: 10 Temmuz - 30 Ağustos 2013

Profesyonel olarak Sirtaki / Zeybek ve Yunan Halk Dansları eğitimcisi olan Melike Dirik ile "Sirtaki / Zeybek Yaz Kampı" bu sene Burgazada Adalar Su Sporları Kulübü'nde yapılacaktır.

Yaz kampı 8 hafta sürecek olup, başlangıç seviyesi ve orta seviye olmak üzere günde 2 ders verilecektir.

Başlangıç dersleri 8 hafta boyunca her Çarşamba günü 18:00 - 19:30 saatleri arasında, orta seviye dersleri ise 21:00 - 22:30 saatleri arasında yapılacaktır.

Detaylı Bilgi İçin:
Melike Dirik : 0532 277 08 98 - Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Gerçek Temizlik ve Kompost Atölyesi

kompost atolyesiYer: Büyükada Gönüllü Evi
Tarih: 14 Temmuz Pazar
Saat: 19:00 - 21:00

1. Doğal Malzemelerle Sağlık ve Doğa Dostu Deterjan Yapım Atölyesi
Boraks, sirke, karbonat gibi malzemelerle çamaşır ve bulaşık makinesi deterjanı, genel temizlik sıvısı, ovma kremi, lavabo açıcı nasıl yapılır?

2. Mutfak Atıklarından Kompost Gübresi Yapım Atölyesi
Meyve ve sebze atıklarımızı bahçemizde nasıl kompost gübresine dönüştürebiliriz?

Etkinlik, Buğday Derneği gönüllüleri katkısıyla ücretsizdir.

Gün Doğumu ve Gün Batımı Şarkıları

konser ataol behramoglu

Ataol Behramoğlu
Ayser Vançin
Mathieu Chardet

Tarih: 6 Temmuz Cumartesi 
Saat: 19:00 
Yer: Adaevi (Çınar Caddesi, Çelik Gülersoy Müze Alanı, Büyükada)

Antigoni / Küçük Adamız Hayatımız

Antigoni

Yönetmen / Yapımcı / Senaryo : Nilüfer Uzunoğlu
Kurgu: İlkay Nişancı
Kameraman: Ahmet Burak Karaahmetoğlu / Christos Kagelaris - Poliychronou

Tarih: 8 Temmuz Pazartesi
Saat: 21: 00
Gösterim Yeri: Adalar Su Sporları Kulübü (A.S.S.K)

Gösterim ücretsiz ve herkese açık olarak yapılacaktır.

Heybeliada İlköğretim Okulu Öğrencileri Resim Sergisi

heybeli resim sergisi

Resim Öğretmeni: Sema Özen

KATILIMCILAR:

Raziye Gazan
Eylem Yıldız
Berfin Yıldız
Rabia Terzioğlu
Selin Aygırcı
Ertuğrul Tancı
Gökçen Savaş
Sultan Esendemir
Arzu San
Işıl Yıldız
Altay Yıldız
İrem Kakaliçoğlu
Nehir Polat
Nazlı Ayvaz
Melisa Yaman

Tarih: 14 - 23 Haziran 2013
Açılış:16:00
Yer: Adalar Belediyesi Sergi Salonu

Heybeliada Bahar ve Hıdrellez Şenliği

halkifest 300x413

Denizi ormanıyla, mimozası mor salkımıyla olduğu kadar, çok kültürlü dokusuyla da Adalar, İstanbul'un en nadide yaşam mekânlarından olmuştur her zaman. Eskiden “her gece mehtaba çıkılan” Heybeli'de hep beraber, birlikte yaşama ve birlikte eğlenme kültürüne sahip çıkıyoruz.

3-4-5 Mayıs 2013 tarihlerinde 2.si düzenlenecek olan Heybeliada Bahar ve Hıdrellez Şenliği ile çok dilli, çok renkli, çok ezgili, yani çok şenlikli selamlayacağız baharın gelişini.

Prens Adalarının en yeşili olarak bilinen Heybeliada’da bu yıl, Anadolu ezgilerinden jazz'a, rumbadan rembetikoya, tangodan semaha uzanan geniş bir yelpezade konserler ve dans gösterileri, heykel sergisi, kağıt, tohum ve kolaj atölyeleri, çocuk tiyatroları, masallar, oyunlar ve sürprizler her yaştan katılımcıya keyifli anlar yaşatacak.

Şenliğin açılışı 3 Mayıs 2013 cuma akşamı saat 20.00’de İnönü Evi bahçesinde Emin İgüs Konseri ile yapılacak. Heybeliada Bahar ve Hıdrellez Şenliği, haftasonu da sabah 11:00'den akşam saatlerine kadar rıhtımda devam edecek.

Heybeli'de etkinlik gösteren sivil toplum kuruluşlarının ve Adalar Belediyesi’nin “birlikte” yaşam adına “birlikte” organize ettikleri şenlik, pazar akşamı, Heybeliada Çam Limanı’nın eşsiz günbatımıyla başlayan Hıdrellez gecesinde ateş etrafında dost ezgilerle son bulacak.

Bekliyoruz...

Devamını oku: Heybeliada Bahar ve Hıdrellez Şenliği

Heybeliada'da Yaşam Fotoğraf Yarışması

HGD FotoYarisma-2Heybeliada Gönüllüleri Derneği, Heybeliada'da Yaşam temalı fotoğraf yarışması düzenliyor. Yarışmaya fotoğraf göndermek için son tarih 14 Haziran.

Yarışmanın para ödülü de var. Ayrıca sergilemeye değer fotoğraflar 1 Temmuz'da açılacak sergide bir araya gelecekler.

Yarışma şartları ve ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

Tekne ile Büyükada – Heybeliada Turu

denizden adalar turuİstanbul Adaları’nı denizden keşfedin. Profesyonel rehber eşliğinde Adalar’ın doğa harikası kıyıları, koyları, Bizans’ın sürgün manastırları, ünlü evler, konaklar. Adalar Müzesi ziyareti.
Nisan-Mayıs: Her Cumartesi – Pazar. Büyükada kalkış: 12.00 ve 15.00, Heybeliada kalkış: 12.15 ve 15.15 
Buluşma ve tur başlangıç noktası: Heybeliada / İskele Turizm Danışma Ofisi önü, Büyükada / İskele Turizm Danışma Ofisi önü
Ücret: 20 TL,
Tur süresi: 2.5 saat

Devamını oku: Tekne ile Büyükada – Heybeliada Turu

Heybeliada Yürüyüş Turu

heybeliada yuruyus turuProfesyonel rehber eşliğinde, tarihi, doğası ve mimarisi ile Heybeliada’yı keşfedin.
Nisan-Mayıs: Her Cumartesi – Pazar saat 12.00 ve 15.00 
Buluşma ve tur başlangıç noktası: Heybeliada iskelesi, Turizm Danışma Ofisi önü
Ücret: 20 TL,
Tur süresi: 2.5 saat

Devamını oku: Heybeliada Yürüyüş Turu

Büyükada Yürüyüş Turu

buyukada yuruyus turuProfesyonel rehber eşliğinde, tarihi, doğası ve mimarisi ile Büyükada’yı keşfedin.
Nisan-Mayıs: Her Cumartesi – Pazar saat 12.00 ve 15.00
Buluşma ve tur başlangıç noktası: Büyükada iskelesi, Turizm Danışma Ofisi önü
Ücret: 20 TL

Devamını oku: Büyükada Yürüyüş Turu

Hakkımızda

Merhaba!

İstanbul’un en gözde ve çekici bölgelerinin başında Adalar sayılır. Görkemli ve çok renkli geçmişinin tüm izlerini taşıyan ve Türkiye’nin en eski turizm merkezlerinden biri olan İstanbul Adaları günümüzde de pek çok gezgine ev sahipliği yapıyor.

Eşsiz özellikleri ile ziyaretçilerine huzur, sükunet ve tazelik aşılayan Adalar’ın bütün özelliklerini bir araya getiren bu sitede Adalar’ın renklerini, kokularını, seslerini tatlarını her yönüyle tanıtmayı amaçlıyoruz.

Adalar Vakfı 25 yıldan fazla süredir Adalar’ın güzelleştirilmesi ve tanıtılması amacıyla pek çok yeniliğe imza attı. İstanbul’un ilk kent müzesi olan “Adalar Müzesi” bu eserlerin en başlarında sayılanlarındandır. Adalar’ın jeolojik dönemlerden bu yana geçirdiği değişimler, eski ve yeni yaşam tarzları, Adalılar bütün özellikleri ile Adalar Müzesinde sergileniyorlar.

Adalar Vakfı’nın hazırladığı bir yeni projeye 2012 yılının sonlarında İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından maddi destek sağlandı. “Adalarda Doğal, Kültürel Miras ve Turizm Geliştirme Merkezi” başlıklı bu proje kapsamında Adalar Turizm Geliştirme Merkezi kuruldu.

İstanbul Adaları’na, yeni bir nefesle çıkış yapmaya çalıştığı bu dönemde küçük dokunuşlar ve girişimlerle sürdürülebilir, katma değeri yüksek bir turizm ekonomisi yaratması için şans vermenin tam zamanıdır.

Adaların tarihini, doğasını, mimarisini ve kültürel çeşitliliğini tüketmeden geliştiren, koruyan ve paylaşan, küçük, kaliteli-butik işletmelerin hakim olduğu, yerel yaşamla barışık bir kültür ve turizm stratejisi konusunda bir mutabakat vardır.

Bu anlayışla oluşturulan Adalar tanıtım sitesinde yaşayan ve geçmişte kalan bütün yönleriyle gözler önüne sermeye çalışıyoruz. Adalar’la ilgili her türlü bilgiyi en güncel haliyle bu sayfalarda bulabileceğinizi umuyoruz.

Haydi buyrun!
Hoşgeldiniz!

İklim

Adalar İklim - Kar

Adalar genel olarak İstanbul’dan daha yumuşak bir iklime sahiptirler. Yazları, Adalar'ın sıcaklığı gündüz en yüksek 28°C, gece en düşük 20°C arasında değişir. Yazın gökyüzü genellikle açık olsa da Ağustos’un ortalarından itibaren ara sıra yağış görülebilir. Yazın Marmara Denizi’nin sıcaklığı 22°C civarındadır.

Eylül ve ekim Adalar'ın en güzel aylarıdır. Eylül ayının ikinci yarısında ortalama sıcaklık 25°C’ye kadar düşer ve hafif yağış görülür.

Kış aylarında (aralıktan marta kadar), sert kuzey rüzgarları sıcaklığı düşürebilir, ama güneşli kış günleri dışarıda dolaşmak için birebirdir.

Nisan ve mayısta adalar sıcaklığın 18 ve 22°C arasında değiştiği bir yeşillik cennetine dönüşür.

Kalpazankaya, Burgazadası

 

Adalar'ın Doğası

Adaların Doğası

Adalar’ın Bitki Örtüsü

Adalar'da Akdeniz ve Karadeniz iklim özellikleri ve bitki örtüsü bir arada görülür. Bugün Adalar'ın yerleşim yerleri dışındaki bitki örtüsü kızılçam (pinus brutia) ve Akdeniz'e özgü maki topluluklarıdır. Yerleşim yerlerinde ve bahçelerde ise egzotik bitkiler hakimdir. Kızılçamın Adalar'ın doğal bitkisi olup olmadığı tartışmalıdır. 19. yüzyıla ait fotoğraflarda Adalar'ın bazı bölgeleri ağaçsız olmakla birlikte kızılçam koruları da görülür. MÖ. 2. ve 1. yüzyıllarda yaşayan Artemidorus, Büyükada'dan "Pityodes" (Çamlık) diye söz eder.

Makiler

Maki Akdeniz iklim tipinin karakteristik bitki topluluğudur. Değişik isimler altında gruplanır. Örneğin boylu maki ya da bodur maki isimleri alabildiği gibi, egemen tür hangisi ise o isimle de anılabilir.

Egzotik Bitkiler

Adalar’ın tümünde, yerleşim bölgelerindeki bahçe, park ve yol kenarlarında egzotik (yabancıl) bitkiler göze çarpar. Özellikle tarihi villaların ve köşklerin bahçelerinde son derece ilginç türleriyle dikkat çekerler. Adalar’da, Anadolu’nun ve Uzakdoğu’nun mistik havasını temsil eden bitkilerin yanı sıra, Güney Amerika’ya, Japonya’ya özgü birçok bitki görülür.

Adaların Doğası

 

Adalar Üzerine Kısa Kısa

Adalı Olmak

Adali OlmakGONZALO: Bu ada benim elimde olsaydı efendim,
ANTONIO: Üzerinde yabani ot yetiştirirdi.
SEBASTIAN: Veya dikenli çalılar.
GONZALO: Kral olsaydım burada ne yapardım bilir misiniz?
SEBASTIAN: Şarap olmadığı için sarhoşluktan kurtulurdu.
GONZALO: Ülkemde apayrı bir yolda Yürütürdüm her şeyi; alım-satımın hiçbir türlüsüne İzin vermezdim; resmi dairelerin adı bile olmazdı. Okumak diye bir şey bilinmezdi; varlık, yokluk. Adam kullanmak gibi şeyler; sözleşme, miras. Toprak, tarla, bağ tapusu olmazdı; Maden, buğday, şarap, kullanılmazdı; İş diye bir şey bilinmezdi; bütün erkekler Bütün kadınlar aylak, ama tertemiz, suçsuz; Kimse kimsenin efendisi olmazdı.

Shakespeare,
Fırtına

Sükunet

Adalar’da az sayıda kamu taşıtının dışında, motorlu taşıt kullanımı yasak. Burgazada, Heybeliada ve Büyükada'daki tek ulaşım aracı fayton, Kınalıada'da ise yürümek ya da bisiklete binmekten başka seçeneğiniz yok.

Doğa

"Vermekten hiç bıkmayan doğa, başkenti sadece Boğaz'la ve Haliç'le değil küçük takımadalar Adalar'la da çeşitlendirmiştir. Ischia ve Capri Napoli için neyse, Heybeliada, Büyükada ve kardeş adaları Konstantinopolis için daha fazladır.”

Mayıs ve Haziran aylarında Adalar’ın güzelliğini anlatmaya sözcükler yetmez. Tepeler çam ormanlarıyla kaplı ve dolambaçlı kıyılar sessiz ve gölgeli koylarla oyulmuş. Nereye bakarsanız başka bir güzellikle karşılaşıyorsunuz.

Edwin Grosvenor -1895

Adalar'da GünbatımıÇok ötede sahilde deniz, kızıl bir demet gibi alev alevdi. Garip bir önseziyle ayrıntıları tek tek belleğime işlemişim. Bu görünümü yelkenleri uçuk sarı bir kotra süslemişti bir ara. Sonra o kotra alev alev deniz parçasından çıktı, bir mavilikte kayboldu.

Renkler son defa tutuşuyor, güneş son defa yakıyordu. Bahçe içindeki köşkler son ışıklarla parlayarak, daha çok şekerlemeci vitrinlerindeki sahte, göstermelik pastalara benziyordu. Bahçelerin duvarları alçak ve ak kireç badanaydı. Ada’nın tepelere çıkan yokuşlarında mimoza, gülibrişim ağaçları, gürleşmiş hatmiler garip bir hülya sağanağı yaratmıştı. Tümü de o hafif esintiye bırakmıştı sarı, soluk pembe, beyaz ve mor çiçeklerini.”

Selim İleri,
Hayal ve Istırap

Güneş şimdi daha da alçaldı, martılar gaklayıp deli gibi bağırışıyorlar, karabataklar sudan çıkıp yaş kanatlarını deli gibi çırpıyorlar, hız almak için. Az ileride Sivriada’nın kara kayalarına vuran dalgalar dışında deniz hâlâ sakin.

Sivri’ye kürek çekiyoruz ve kayığı çakıl taşlı kıyıya çıkartıyoruz. (...) Küçük koyda, son bir mor ışık kendinden geçercesine dans ediyor. Ardından hava kararıyor. Yassıada’nın deniz feneri çalışmaya başlıyor ve her iki dakikada bir parlak bir ışık saçıyor. Bir yelkenli, yelken açmış, öteden geçiyor.

Başlangıç olarak denizkestanelerini höpürdetiyoruz. Karayan, ateşin çevresindeki taşların üzerine bir teneke koyuyor, balıkları yağ ve sarımsakla ovalıyor, taze rezeneyi karınlarına dolduruyor ve onları kızgın tenekenin üzerine koyuyor. Kuvvetli bir cızırtı duyuluyor.

Joachim Sartorius,
Prens Adaları

Münzevi Hayat, Ulaşılmazlık

Dağ tepesinde tam bir münzevi hayatı yaşadığım için bizim evin müsafireti şehir ziyaretlerine benzemez. Binaenaleyh bazı izahata lüzum görüyorum: Hanenin asıl kapısı garp cihetindedir; fakat keçilerin bile zor çıkacakları sarp bir mevkide olduğu için burası bir zincir ile daima kilitli durur. Şark tarafında bir kümes kapısı açtık, oradan girip çıkıyoruz. Lâkin üzerinde ne halka vardır, ne tokmak... Ne çan, ne çıngırak... Yerden iri bir taş almalı, kefareti budur diye aşındırıncaya kadar tak tak çok kuvvetli vurmalı. Çünkü içeride ilk gümgümlere koşacak kadar hassas kulaklı insan yoktur. Bazı zâirler duyuramadan dönüyorlar; merdümgirizliğim hasebiyle bu iptidai sağır kapının çok faydasını görüyorum.”

Hüseyin Rahmi’nin Refik Ahmet Sevengil’e mektubundan

Gezinti

Adalar'da GezintiBir gün hava sıcaktı, beş yaşındaki kızım Rüya ile adada kalıyorduk, sonra at arabasıyla gezmeye çıktık. Ben arabaya ters oturdum, kızım da benim karşıma. Yüzü gidiş yönünde. Ağaçlı çiçekli bahçeler arasından geçtik, alçak duvarlar, ahşap evler, bostanlar. Araba tıkı- tıkı ilerlerken beş yaşındaki kızımın yüzüne bakıyordum, yüzündeki ifadeye, dünyada ne gördüğüne...

Şeyler, eşyalar, ağaçlar duvarlar, afişler, yazılar, sokaklar, kediler. Asfalt. Sıcak. Sıcak mı sıcak.

Ormandan geçtik, ama orası bile serin değildi. İçinden bir sıcak çıkıyordu sanki. Atlar yokuş dikleştikçe yavaşladılar. Ağustosböceklerini duyuyorduk. Araba iyice yavaşlamış, yol sanki çamlarla daralmıştı ki birden bir manzara gördük. ‘Brrrs’ dedi arabacı, atları durdurdu: ‘Dinlensinler’ dedi.

Durup manzaraya baktık... Yanımız hemen uçurumdu. Aşağıda kayalar, deniz; bir buğunun içinde öteki adalar.

Orhan Pamuk,
Öteki Renkler

Sürgün

Kınalıada Sürgün

IV. Romanus Diyojen (tks 1067-71) 1071’de Malazgirt Savaşı’nda Selçukluların bozgununa uğradıktan sonra görevden alındı. Varisi VII. Mikhail Doucas (1071-8) Romanus’un gözlerini oydurdu ve onu Kınalıada’daki Başkalaşım Manastırı’na sürgüne yolladı. 4 Ağustos 1072’de orada öldü.

Yaşam

11 Ağustos 2005, Perşembe, 06.35
İnce uzun ahşap bir balkondan İstanbul.

25 Haziran, 07.00 suları
Işık mı uyandırdı bu sabah, martıların çılgın koro çalışması mı; çıkaramadım.

19 Temmuz, 07.30
Biri öğle sonrası, öbürü akşam iki yürüyüş, gariptir ve doğaldır, iki adayı, iki adanın doğurduğu iç izlenimleri teraziye yüklememize yol açtı.

3 Eylül, 07.00
Sonunda kaldık, dönüşü bu akşama erteleyerek – iyi ki öyle yapmışız: Azan romatizma ağrım bir yana, nefis bir gün daha geçirmiş olduk adada.

14 Ekim, 07.50
Ada = Isola. Sonunda, adalılara kaldı ada.

Enis Batur,
Ada Defterleri

Müzik

Geç kaldığı bir gecenin sabahında karısı Heybeliada’daki evinden Ahmet Rasim’i uğurlarken, “Sakın geç kalma erken gel, artık tahammül edemiyorum, bu gece gün batmadan gel,” diye rica etmiş. Ahmet Rasim de Ada vapurunda karısının bu sitemini bir şarkı güftesi yapmış ve dostu Tatyos Efendi de şu unutulmaz şarkıyı bestelemiştir:

“Bu akşam gün batarken gel. Sakın geç kalma erken gel. Tahammül kalmadı artık. Sakın geç kalma erken gel”

Şiir

Sahilinden geçecek olsanız Kumkapı’nın
a) leziz bir balık yemeyi düşlersiniz
b) deniz üstünde yürüyüp gitmek istersiniz Adalar’a
c) yaşam ne çabuk geçti diye düşünürsünüz
d) hatırlarsınız beş lira borcunuz olduğunu Agop’a

Zahrad

Günbatımı

Gün BatımıKars’taki çocuk bu şarkıyı kimden duydu; nereden, ne zaman öğrendi, bilmiyorum...

Fakat üzerinden yarım yüzyıl ve bir on yıl daha geçmişken de, evimizin bulunduğu Halit Paşa Caddesi’yle Atatürk Caddesi’nin kesiştiği bir noktada bugün de yerli yerinde duran Birlik Kulübü’nün, geniş, betondan dökülmüş pencere eşiğine oturarak ve batan güneşe karşı ‘Ada Sahillerinde Bekliyorum...’ şarkısını gözlerim yaşararak mırıldandığımı bugünmüş gibi anımsıyorum...

Şarkıda beni duygulandıran şey neydi? Bugün de sevdiğim ezgisi mi? Dokunaklı sözleri mi? O koskocaman ve rengi kırmızıdan pembeye açılarak sönen akşam güneşi mi?

Ataol Behramoğlu,
Benim Prens Adalarım

Anılar

Çok sıcak bir yaz günü, korkunç sıcak bir gündü, evde uyuyamadım. Bahçede tahta kanepeler var, hemen o kanepelerden birine gittim. Bir de gördüm ki başka bir kanepede babam uzanmış, belli ki o da uyuyamamış. ‘Sen misin kız?’ dedi, ‘Gel uzan sen de’. Bir kanepede ben, diğerinde babam. Birlikte yıldızları izledik. Babam yıldızlardan bahsetmeye başladı, onların Farsça adlarını söyledi, yollarını anlattı uzun uzun.”

Ela Güntekin’in Anılarından

Serbestlik

Benim çocukluğumda İstanbul’un zaten nispeten serbest yerlerinden biri olan Büyükada’nın Nizam Caddesi de en şık ve en alafranga semti sayılırdı. Bu yol üstünde, sahiplerinin isimleri o devirde ağızlardan düşmeyen ve gazetelerden eksik olmayan yerli ve yabancı birçok zenginin küçük, büyük bahçeler içinde ve birbirinden daha süslü, daha gösterişli köşkleri sıralanırdı. Öyle ki, bunların önünden geçerken cadde sanki gittikçe hem daha nazlı, hem daha rahat bir kıvama erişirdi."

Abdülhak Şinasi Hisar,
Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği

Haz

Mor SalkımNihayet Burgaz’da bir ev tuttuk, gittik. Ev, eski biçim, geniş sofalı, mor salkımlı, bahçesi gül, hanımeli kaplı bir yerdi. Orada hayat benim için tamamen değişti. Adeta Beşiktaş’taki evde yaşıyor gibi olurdum. Dik bir sırtın üstünde idi. Önü denize kadar çamlık, aşağısı kumluk, pencerelerinin önünden mavi denize bakar dururdum.

Oraya hasta gittim, orada yalnız maddi değil manevi muvazenemi de buldum. Hilkatin insanlara tabiat sayesinde verdiği güzellik ve günlük hazlar içerisinde yaşadım. Sabahleyin çocuklar dadıları ile ben de aşçıyı da alarak eşeklere binip tepedeki çamlığa çıkıyor, akşama kadar orada yiyor, içiyor, yaşıyordum.”

Halide Edip Adıvar,
Mor Salkımlı Ev

Prens Adaları

Prens Adaları

Panaromik Prens Adaları

Türkiye’de Adalar olarak bilinen İstanbul Adaları Marmara Denizi'nin Asya kıyısında, Boğaz'ın güney ucunun güney doğusunda yer alan takımadalardır. Adalar, antik Bizans'ın Konstantinopolis'i, Boğaz'ın büyük metropolü İstanbul'un deniz kenarı mahalleleri olagelmişlerdir. Takımadalar dokuz adadan oluşuyor, ancak beşi dışındakiler küçüktür ve üzerlerinde kalıcı yerleşim yoktur. Haliç ve Boğaz girişinde bulunan İstanbul vapur iskelelerine, en yakındaki onbeş, en uzaktaki yirmi altı kilometre uzaklıkta bulunmalarına rağmen, İstanbul'dan gerek görüntü gerekse atmosfer açısından çok daha uzakta gibi görünüyorlar.

Dokuz Ada

Havadan Adalar ve İstanbul

İstanbul’a en yakındaki ada Kınalıada (Proti), sonra Burgazada (Antigoni), Heybeliada (Halki), son olarak da Adalar arasında en büyük ve en kalabalık olan Büyükada (Prinkipo). Vapurlar yaz aylarında Sedefadası'na (Anterovithos) da uğramaktadır. Kaşıkadası'nda (Pide-Pitta) yazın az da olsa ikamet edenler var, ama Tavşanadası (Niandros), Yassıada (Plati) ve Sivriada'da (Oksia) yerleşim yoktur.

 

  

Büyükada (Prinkipo)

Büyükada, Rumca adıyla Prinkipo; Prens Adalarının en büyüğü ve en güzelidir. Birçok insanın ziyaret ederek gezip gördüğü tek ada budur ve en gözde yazlık mekanlardan biridir. 5,4 km2’lik yüzölçümüyle Büyükada, diğer üç ana adanın toplamından daha büyüktür. Aynı zamanda Adalar'ın, nüfus bakımından en yoğun olanıdır da. Yıl boyunca ortalama 6.500 civarında seyreden nüfus, yazları 40.000’e ulaşır.Büyükada

Ada, kuzey uçtan güneye uca yaklaşık 4,3 km., doğudan batıya ise ortalama 1,3 km.’dir. İki yüksek tepesi vardır: kuzeyde 164 m. yüksekliğindeki İsa (Hristos) Tepesi ile güneyde, Rumlarca Hagios Georgios (Aziz Georgios) olarak anılan, 202 m. yüksekliğindeki Yüce Tepe. Yüce Tepe aynı zamanda Ada'nın en yüksek zirvesini oluşturur.

Ada'nın kuzeyinin büyük bölümü yapılarla doludur; güneyin ileri kesimlerine ise sevimli çam koruları ve diğer ağaçlardan oluşan ormanlar, denize dalan vahşi uçurumlar ve kumlu, ıssız sahiller hakimdir.

Heybeliada (Halki)

Heybeliada2,35 km2’lik yüzölçümüyle Heybeliada, ikinci en büyük adadır. Yıl içindeki ortalama nüfus 5,500 civarındayken, bu sayı yazları 30,000 dolaylarına kadar yükselir. Ada'nın Rumca adı olan ve "bakır" anlamına gelen Halki, adada antik dönemlerde işletilen bakır madenlerinden gelir; Aristoteles bu çalışmalardan söz eder. Ada, Türkçe’deki Heybeli adını ise, tepelerinin ve bu tepelerin arasından geçen vadilerinin "heybe"yi andıran şeklinden dolayı almıştır. Ada'nın başlıca tepeleri arasında, daha önce Papaz Dağı (85 m.) olarak bilinen ve adanın kuzeyinden yer alan Ümit Tepesi, merkezde bulunan Değirmen Tepesi (136 m.) ve Köy Tepesi (128 m.) ile güneybatıdaki Baltacıoğlu Tepesi (98 m) yer alır. Kasabanın en önemli bölümü kuzeydoğu sahilidir; ada evleri, Ümit Tepesi, Değirmen Tepesi ve Köy Tepesi ile bunların arasındaki vadilere sıra sıra dağılmış durumdadır.

Burgazada (Antigoni)

BurgazadaBurgazada, 1,5 km2’lik alanı ile takımadalar içerisindeki en büyük üçüncü adadır. Yıl boyunca ortalama 1500 kişi civarında olan nüfus yaz aylarında 15000’e yükselir. İlkçağlarda ada Panormos olarak bilinirken, Bizans döneminde "Antigoni" ismini aldı. Bu ad, Yunanlılar tarafından hala kullanılmaktadır. Yunanca bir kelime olan ve "kule" anlamına gelen "pyrgos", Evliya Çelebi ve 19. yüzyıl öncesinde yaşamış diğer gezginler tarafından bahsedilen ve Ada'nın zirvesinde yer alan bir gözetleme kulesinden gelmektedir. Türkler tarafından kullanılan Burgaz ismi ise "pyrgos"un zamanla şekil değiştirmesiyle oluşmuştur. 1794 senesinde Cosimo Comidas tarafından yapılan gravürde de bu gözetleme kulesi adanın zirvesinde yer alır. Bu gravürde Ada, bir meyve bahçesi ve tepenin yamacında yer alan iki ya da üç ekili araziden ibaret görünmektedir.

Ada'nın tek tepesi olan ve Hristos Tepesi (İsa Tepesi) olarak da bilinen Bayraktepe, Adanın ortasında yer alır ve 170 metre yüksekliğindedir. Köyün merkezi Ada'nın kuzeydoğu kıyısında olup, yerleşim buradan kuzey kıyısının yüksek kesimlerine kadar yayılmaktadır. Sahil yolu denizden yükselen sarp kayalıklarıyla pek de imkan tanımayan güney kıyısı hariç, adanın her yerine ulaşır.

Kınalıada (Proti)

Kınalıada1,356 kilometre kare büyüklüğündeki ada, dört büyük ada içinde en küçüğü. Ada, adını doğusunda denize dik duran kumtaşı uçurumlarının renginden alıyor. Rumlar adaya "Proti" ya da şehre en yakın ada olduğu için "Birinci" diyor. Kınalıada’nın kuzeydoğuda Çınar Tepesi (115 metre), merkezde Teşrifiye Tepesi (110 m.) ve güneyde Manastır Tepesi olmak üzere üç tepesi vardır. Ada nüfusu kışın en fazla 300 kişi civarındayken yazın 15.000’e kadar çıkıyor. Köy Ada'nın kuzey ve doğu kısmında, üç tepenin yamaçlarına eğimli olarak yayılmıştır. Köy merkezi, diğer üç büyük adada da olduğu gibi, kuzeydoğu kıyısında bulunan vapur iskelesidir. Deniz otobüsleri için yapılan yeni iskele ise güneydeki vapur iskelesinin hemen yanındadır.

Sedefadası (Antirovithos)

SedefadasıRumca ismi "Antirovithos" olan Sedefadası, Büyükada’nın merkezinden yaklaşık 1200 metre doğuda yer almaktadır. Sedef, bu bölgedeki beşinci en büyük ada olup; boyutları 680’e 250 m., deniz seviyesine gore en yüksek noktası ise 55 metredir. Ada'nın ismi söylentilere göre sedef taşından ya da burada çokça bulunan bir bitki olan sedefotudan gelmektedir. Ada sakinleri ya da onların misafirleri dışında adayı ziyarete gelenlerin villaların bulunduğu bölgeye girişi yasak olsa da, iskele üzerinde bulunan lokanta ve iskelenin sağ tarafına doğru, kıyı boyunca uzanan çakıllı bir plaj ziyaretçilere açıktır. Ada'nın en güzel yeri selvi ve çam ağaçlarının yanında daha pek çok başka ağaç çeşidi ile bezenmiş doğu kıyısında kalan bölümüdür.

Sivriada (Oxia) ve Yassıada (Plati)

SivriadaSivriada ve Yassıada, takımadalarda bulunan diğer adaların batısında, Boğaziçi girişinin 16 ile 17 km. güneyinde ve Asya kıyılarının 15 km. açığında kalmaktadır. Başlıca adaların herhangi birinden kiralayabileceğiniz deniz motorları aracılığıyla bu adalara ulaşım sağlayabilirsiniz.

Sivriada’nın Rumca adı "Oxia", Yassıada’nınki "Plati"dir. Yassıada’nın yaklaşık iki km. kuzeybatısında kalan Sivriada, bu ikisi arasında en küçük ada olmasına karşın; Yassıada’nın zirvesinin iki katından daha yüksek bir zirveye sahip olması nedeni ile, diğerine oranla göze daha çok çarpmaktadır.

YassıadaTürkçe ve Rumca isimleri de bu farklılıklarını betimleyici özellikte ve her iki durumda da aynı anlama gelmektedir: Sivri-Oxia "sivri uçlu" anlamına gelirken, Yassı-Plati "düz-yassı" anlamına gelmektedir. Yassıada, aynı zamanda "Hayırsızada" olarak da bilinir ve bu isim bir kısım yerli halk tarafından hala kullanılmaktadır.

 

 

Tavşanadası (Neandros)

TavşanadasıRumca ismi "Neandros" olan Tavşanadası Büyükada’nın güney ucundan 2 km. açıkta yer almaktadır. Buradaki iskeleden kiralanabilen deniz motorları aracılığıyla Tavşanadası’na ulaşım sağlanabilir. 10.000 metrekarelik alanıyla burası Kaşıkadası’ndan sonra bölgedeki en küçük adadır. Adanın deniz seviyesinden en yüksek olan noktası ise 40 m.’dir. Adalar içerisinde, İstanbul’a en uzak olanıdır. Ada'nın en güzel bölümü, kayalıklarına adeta bir nöbetçi gibi tünemiş çok sayıda karakabak kuşu ve martısı ile denize dimdik uzanan sarp kayalıklardan oluşan güney kıyısıdır.

 

Vordonos Adası (Vordonosi)

Kınalıada ve Asya kıyısının ortasında Vordonos kayalıkları vardır. Kayalıklar yaklaşık 1000 yıl önce "Vordonos" adlı ve kimi zaman takımadaların bir parçası olarak gösterilen ufacık bir adadan bugüne ulaşan kalıntılardır. Çok küçük olmasına rağmen, bu adada patrik Photius tarafından 9. yy.’ın ikinci yarısında kurulmuş bir Bizans manastırına ev sahipliği yapmıştır. Manastıra ait kalıntılar su altındadır ve Ada'nın diğer tek abidesi olan deniz feneri görülmektedir.

Adalar'da İz Bırakanlar



Eirene; Bizans'ın İlk ve Tek Kadın İmparatoru Büyükada’ya Sürüldü

Eirene sikkeler (Adalar Müzesi Arşivi)Atinalı Eirene, oğlu VI. Konstantinos’u Bizans tahtından indirip gözlerine mil çektirmiş ve iktidarı ele geçirmişti. İmparator(içe) Eirene Bizans’ın ilk ve tek kadın hükümdarı oldu ancak iktidar keyfi yalnızca beş yıl sürdü. 802 yılında, Maliye Bakanı (logothete¯s tou genikou) Nikephoros tarafından bir saray darbesiyle tahttan indirildi ve Prens Adaları’na sürülmesine karar verildi. I. Nikephoros eski imparatorun başkentin bu kadar yakınında olmasından çekindigi icin onu Midilli Adası’na (Lesbos) sürdü.

Devrik imparator bu yeni sürgüne fazla dayanamadı. Ölüm döşeğinde, “(...) vücudumu Tanrı’nın gözlediği Prinkipos adasında, acı çeken ve çileli kalbimle inşa ettiğim manastırda, Meryem Kilisesi'nin sol tarafındaki Aziz Nikolaos Şapelin'e yatırın” diye vasiyet etti.

Öyle yaptılar. Öldüğünde 51 yaşındaydı...

M. Kemal Atatürk

M. Kemal AtatürkAtatürk sık sık Büyükada’yı ve Anadolu Kulübü’nü ziyaret ediyor. Burada önemli devlet adamlarıyla buluşuyor. Büyükada Anadolu Kulübü’nün önemli konukları arasında Atatürk ve İsmet İnönü'nün yanısıra yabancı devlet başkanları da yer alıyor: Atatürk Elefterios Venizelos, Yunanistan Başbakanı (1924); Afganistan Kralı Amanullah Han (1930); Romanya Kralı Carol ve Madam Lupescu (1933); Yunanistan Diktatörü General Metaxas (1936); İran Şahı Rıza Pahlavi (1964); ve Romanya Diktatörü Nikolau Çavuşesku (1976).

Atatürk kulübe geldiğinde 25 numaralı odada kalmış, bu oda o zamanki haliyle korunmuş.


Fethi Okyar

Fethi OkyarAli Fethi Okyar, gençlik yıllarından itibaren Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın arkadaşıydı. Asker, diplomat, milletvekili ve bakan Fethi Okyar, 1930’da Atatürk’ün onay ve desteğiyle kurulan muhalefet partisi Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın başına geçmişti. Ancak aynı yıl, partiyi sürdürmenin olanaksız olduğunu düşünerek ve Atatürk’ün aynı yoldaki talimatına uyarak Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasına karar verdi, siyaset yaşamını sona erdirip Büyükada’daki evine çekildi.

 

 

İsmet İnönüİsmet İnonu

Türkiye’nin ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü 1924 yılında, Heybeli’de Mavromakatis köşkünü yazlık ev olarak kiralamıştır. İnönü ailesi evi, 1934 yılında 9,500 lira karşılığında satın almıştır; Ev, kendilerine Atatürk tarafından hediye edilen mobilyalarla döşenmiştir. Ev bugün İnönü Müzesi’dir.

 

 

 

 

 

 

 

Yesari Asım Arsoy

Yesari Asım Arsoy“Biz Heybeli’de her gece mehtaba çıkardık” başta olmak üzere Adalarla ilgili çok sayıda şarkının bestecisi ünlü Yesari Asım Arsoy’un mezarı Heybeliada’dır. Arsoy’un anısına yapılan heykel Heybeli parkındadır.

Leon Trocki

 

 

 

 

Troçki

Sovyet Devrimi’nin liderlerinden Lev Davidoviç Troçki, Politbüro’daki siyasi rakipleri olarak gördüğü tüm eski yoldaşlarını yok eden ya da çevresinden uzaklaştıran Stalin tarafından 1929 yılında ülkesinden kovulduğunda İstanbul’a gelmişti. 4 yıllık İstanbul yaşamının çoğunu Büyükada’da geçirdi.

Troçki Büyükada’yı 17 Haziran 1933 tarihinde terketti ve bir daha da buraya geri dönmedi. Adadaki tecriti dışında, Troçki buradaki sürgün günlerinden keyif alıyormuş gibi görünüyordu. Bunun kanıtı olarak, adadan ayrıldığı gün not defterine yazdığı şu cümleler gösterilebilir: "Dört buçuk sene oldu. Ayaklarımın Büyükada’ya iyice kök saldığına dair garip bir his var içimde."

 

Kulüp Rakısı Üzerindeki Figür

İhap HulusiKulüp RakısıYaşamlarının büyük bir bölümünü Kınalıada’da geçiren grafiker ve ressam İhap Hulusi Görey ile şair, yazar, eğitmen ve milletvekili Fazıl Ahmet Aykaç yakın dosttu.

Bazen kendi adalarında bazen de Büyükada Anadolu Kulübü’nde buluşurlardı.

İhap Hulusi’nin bugün de kullanılan ünlü Kulüp Rakısı etiketinin üzerinde, içki içen çok şık ve yakışıklı iki beyefendi görülür. Çeşitli dönemlerde bu beyefendilerin Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü oldukları iddia edilse de, 1932 yılında tasarlanan bu etikettekilerin Anadolu Kulübü’nde demlenen Fazıl Ahmet Aykaç ve İhap Hulusi olduğu, ünlü ressamın arkadaşıyla sohbetini ölümsüzleştirdiği söylenir.

 

 

Lefter Küçükandonyadis

Lefter1925 doğumlu Lefter Küçükandonyadis, 1941 yılında mahkeme kararıyla yaşı büyütülerek Taksimspor’a girdi. Askerlikten sonra, 21 yaşında Fenerbahçe’yle anlaştı. Fenerbahçe’de oynadığı iki dönemde toplam 615 maçta 423 gol attı. 50 kez milli forma giyen ilk futbolcu oldu, yabancı takımlara 22 gol attı. 9 kez Milli Takım kaptanlığı yaptı. Fenerbahçe’de oynarken, İtalya’nın ACF Fiorentina takımına transfer oldu. Bonservis ücreti alınarak yurtdışına transfer edilen ilk Türkiyeli oyuncu olan Lefter İtalya’da 1 yıl oynadıktan sonra, Fransa’nın OGC Nice takımına transfer oldu ve orada da 1 yıl oynadı. Futbol yaşamı boyunca profesyonel oyuncu olarak yer aldığı toplam 752 maçta tam 506 gol attı. Oyunculuğu 1964 yılında bıraktı, 1970 yılına kadar antrenör olarak çalıştı.

 

 

 

 

 

 

 

 

Mina UrganLeon Troçki

“Troçki Büyükada’da, Nizam Caddesi’nde, bahçesi denize kadar inen bir konakta otururdu. Sokaklarda hiç gezmezdi; ama nerdeyse her gün sandalla balığa çıkardı. Günün birinde, açıklarda yüzerken, bir de baktım Troçki’nin sandalı. Başında ve kıçında elleri tabancalı iki Rus koruması oturduğu için, bu sandalı uzaktan görsek de tanırdık. Ortada da, kürek çeken Rum balıkçıyla, elinde oltası Troçki otururdu. Hemen sandala doğru yüzdüm, kenarına tutundum ve Troçki ile nerdeyse burun buruna geldik. Korumacılardan biri ‘git, git’ dedi. (Rus şivesiyle ‘get, get’ demişti aslında.) Ben, yorgunluğumu bahane ederek, sandalın kenarına biraz daha tutunmak, Troçki’ye biraz daha bakmak istiyordum.”

Mina Urgan,
Bir Dinazorun Anıları

Ziya Gökalp

Yahya Kemal dostu Ziya Gökalp’i (1876-1924) Büyükada’ya taşınmaya ikna etti. Ziya Gökalp de gelince Ahmet Ağaoğlu, Hamdullah Suphi, Celal Sahir, Necmettin Sadık, Fuat Köprülü gibi Türkçü aydınlar da Büyükada’ya toplanmaya başladı. 1924’te hastalığı ağırlaşan Ziya Gökalp Nişantaşı’ndan Büyükada’ya götürüldü. Burada geçirdiği hasta günlerinde Türk Medeniyet Tarihi adlı kitabının düzeltilerini yaptı.

Yaşadığı evler: Fatma Hurrem Evi, Albayrak Sokağı (Maden) No:17, Rotenberg Yalı Köşkü, Çankaya Caddesi Albayrak Sokak (Maden) No: 6

Melih Cevdet Anday

Melih Cevdet Anday BüyükadaTürk edebiyatının en büyük şairlerinden Melih Cevdet Anday ada dendiğinde hemen herkesin diline doladığı “Ada vapuru yandan çarklı...” dizelerinin de sahibi.

Garip şiirinin kurucularından olan Anday daha sonra felsefi şiir akımını başlattı. UNESCO tarafından Cervantes, Dante, Tolstoy ayarında bir edebiyatçı olarak kabul edildi. Uzun yıllar gerek gerçek adı ve takma adlarla gazetelerde makaleler, denemeler kaleme aldı, çeviriler yaptı. Şiir, deneme, eleştiri, tiyatro, roman yazar ve pek çok ödül kazandı. Ömrünün son yıllarını Büyükada’da geçiren Melih Cevdet Anday’ın mezarı Büyükada’dadır. 

 

Halikarnas Balıkçısı

Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan Halikarnas Balıkçısı (1890-1973) ilköğrenimini Büyükada’da tamamladı. Robert Kolej’de okurken de yazlarını kalabalık ailesiyle birlikte Büyükada’daki Rosola Köşkü’nde geçirdi.

Yahya Kemal Beyatlı

Yahya Kemal Beyatlı dostlarıyla1913’te Tahsin Nahid’in tavsiyesiyle Büyükada’ya gelen Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958) Savoy Oteli’nin üst katında, penceresi caddeye bakan güzel, iç açıcı bir odada konakladı. Daha sonra da kısa bir süre Splendit Oteli’nde kaldı. Sonraki yıl Yakup Kadri de Büyükada’ya gelince birlikte Azaryan Yokuşu’nda, denize nazır iki yatak odalı, arkada mutfağı ve hizmetçi odası bulunan bir köşk kiraladılar.

Yahya Kemal, Darülfünun’daki görevine ek olarak Heybeliada’daki Bahriye Mektebi’nde de tarih öğretmenliği yaptı. Nâzım Hikmet ve Necip Fazıl Kısakürek bu dönemde Yahya Kemal’in öğrencisi oldu.

Nurullah Ataç

Nurullah AtaçCumhuriyet döneminde eleştiri ve deneme dışında eser vermeyen sayılı yazarlardan biri olan Nurullah Ataç (1898-1957) gerçek bir Ada âşığı. İstanbul demek onun için Büyükada demek. İstanbul’a gitmekten neredeyse hiç hoşlanmaz. Öyle ki İstanbul’a gittiğinde yazı yazamamaktan şikâyet eder. Nurullah Ataç kızı Meral doğduktan kısa bir süre sonra eşiyle birlikte Büyükada’ya yerleşir; Ataç Tolluoğlu babasına ve Büyükada’ya dair hatırladıklarını Babam Nurullah Ataç kitabında büyük bir içtenlikle dile getirir:

“Doğa bakımından ada, kışın yazdan bin kere daha güzeldir. Adanın yerlileri sanki hısım akraba gibidirler. Herkes birbirini tanır, birbiriyle selamlaşır, hal hatır sorar. Böyle bir yerde yaşamak insana hem mutluluk, hem de güven verir. Ayrıca amcamlar da yaz kış adada oturuyorlardı. Babamla annem, bütün bunları düşünüp taşındıktan sonra, tekrar adaya yerleşmeye karar vermişlerdi.”

Babam Nurullah Ataç’tan

Yaşadığı ev: Ataç Ev Lonca Sokağı No:24

 

Reşat Nuri Güntekin

Resat Nuri GüntekinTürk edebiyatının kuşkusuz en çok okunan romanlarından Çalıkuşu’nun yazarı Reşat Nuri Güntekin (1889-1956) sessizlikte yaşamayı sevdiği için ailesiyle birlikte 1930’larda Büyükada’ya yerleşir. Burada edebiyatçı dostlarından daha çok akrabalarını ağırlar, onlarla köşkün bahçesinde kurulan salıncaklar eşliğinde yemekler yer. Kızı Ela Güntekin henüz birkaç aylık bebekken geldiği Büyükada’da zamanla babasının en iyi yürüyüş ve sohbet arkadaşı olur. Uzun yıllar ailecek yazları burada geçirirler.

Reşat Nuri Akşam Güneşi romanı Büyükada izlenimlerini anlatır.

Büyükada, Reşat Nuri Güntekin’in evi, Adalar Müzesi Arşivi

 

 

 

 

 

 

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Hüseyin Rahmi Gürpınar1900’lü yılların başlarında Heybeliada’da bir evde on yıl kiracı olarak yaşayan Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) Hıdiv Abbas Paşa’dan satın aldığı arsaya Gürpınar Köşkü’nü yaptırır ve ölümüne dek sadece burada yaşar. Heybeli’nin Burgaz’a bakan cephesinde yaptırdığı üç katlı, üç cephesinden de deniz görünen köşk ada yerleşiminin uzağında, orman içinde, oldukça dik bir yokuşla tırmanılan tepenin yamacındadır. Mezarı buradadır.

Hüseyin Rahmi Kokotlar Mektebi’nde Heybeliada’daki yaşamını anlatır, Sevda Peşinde ve Tebessüm-i Elem romanlarında adadan söz eder.

Yaşadığı ev: Gürpınar Köşkü, Demirtaş Sokağı No: 19

 

 

 

 

 

Aziz Nesin

Aziz Nesin - Melih Cevdet AndayAdalar’da dünyaya gelen edebiyatçılardan biri de Aziz Nesin’dir. (1915-1995) On yaşına kadar Heybeli’de kalan Aziz Nesin Böyle Gelmiş Böyle Gitmez’de çocukluk günlerinin Heybeli’sini orada yaşayanları çok canlı bir dille, en ince ayrıntısına kadar anlatır:

“Heğbeliada’da bitek cami vardı: (...) Ada camisinin meyzini Feyyaz çok kekemeydi. Büyük zorlukla konuşurdu. Ama bu kekeme adamın sesi çok güzeldi. Ezan okurken, mevlit okurken hiç kekelemezdi. (...) Kısacası bizler ucuz yaşamak, ucuz yaşamanın yollarını arayıp bulmak zorundaydık. Adada su kaynakları olmadığı için Ada evlerinin çoğunda sarnıç vardı. Bizim küçük evimizde sarnıç yoktu. Para vermeyelim diye eşekle su taşıyan suculardan da su alamazdık. Kız kardeşimle ikimiz -ama daha çok kız kardeşim- iskele alanındaki çeşmeden bakır güğümle eve su taşırdık.”

Böyle Gelmiş Böyle Gitmez’den

Zeyyat Selimoğlu

Zeyyat SelimoğluHeybeliada denince akla gelen isimlerden biri de Zeyyat Selimoğlu’dur. (1922- 2000) Çevirmen olarak Türkçeye pek çok kitap kazandıran Zeyyat Selimoğlu öykülerinde gemileri, gemilerde yaşayan / çalışan insanların farklı yaşamlarını ele alır. Direğin Tepesinde Bir Adam yayımladığı dönemde çok ilgi görmüş bir öykü kitabıdır. Gemi Adamları adlı kitabında da tüm deniz öyküleri bir araya getirilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Ahmet Rasim

Ahmet RasimUzun süre Kadıköy’de yaşadıktan sonra Heybeliada’ya yerleşen Ahmet Rasim (1865-1932) ömrünün son günlerini burada geçirir, kıvrak kalemi ve son derece eğlenceli üslubuyla İstanbul’u anlattığı yazılarında Adalar’a da yer verir.

Kitabe-i Gam Ahmet Rasim’in Ada’da tanıdığı ve sevdiği güzel bir kadın için yazdığı bir mektup romandır.

Yaşadığı ev: Ahmet Rasim Evi, Heybeliada, Hüseyin Rahmi Sokağı No: 25/1

Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik AbasıyanıkÖykülerinde Adalar’ı, balıkçıları, balıkları anlatan ve adı Burgazada’yla özdeşleşen Sait Faik Abasıyanık (1906-1954) ömrünün son on yılını çoğunlukla Çayır Sokak 15 numaradaki köşkte geçirir. Köşk Sait Faik’in annesi Makbule Abasıyanık’ın vasiyeti üzerine müzeye dönüştürülmüş ve Sait Faik Abasıyanık Müzesi adıyla 22 Ağustos 1959’da “Burgazadası’nı Güzelleştirme Derneği” tarafından açılmıştır. Müzenin bakım, onarım sorumlulukları Darüşşafaka Cemiyeti’ne bırakılır.

Sait Faik Burgazadasız, Burgazada Sait Faiksiz düşünülemez. Biri diğerini çağrıştırır her zaman, biri olmadan diğeri hep eksik kalır.

Yaşadığı ev: Sait Faik Evi, Çayır Sokağı No: 15

Halide Edip Adıvar

Halide Edip Falih RıfkıTürk edebiyatının en önemli yazarlarından Halide Edip Adıvar (1884-1964) İstanbul’un gürültüsünden kaçıp Burgazada’ya yerleşenlerden biri. Zafiriadis Evi olarak bilinen gül bahçesi içindeki mor salkımlı bu ev Halide Edip’in anılarında özel bir yere sahip:

Halide Edip’in Raik’in Annesi adlı romanının bazı bölümleri Burgaz’da geçer.

Yaşadığı ev: Zafiriadis Evi, Mehtap Sokağı No: 43

Fazıl Ahmet Aykaç

Fazil Ahmet AykaçNüktedanlığı ve sohbetlerindeki lezzet hemen herkes tarafından dile getirilen Fazıl Ahmet Aykaç (1884-1967) Kınalıada’nın simgesi olur. Mizah alanına önemli yenilikler getirmiş, pek çok ünlü şairin şiirini taklit ederek yazdığı şiirler yazdığı dönemde dilden dile dolaşır.

Fazıl Ahmet Kınalıada’daki evinde başta İhap Hulusi olmak üzere pek çok arkadaşını ağırladı, İhap Hulusi dostluklarını ve rakı sohbetlerini Kulüp Rakısı için çizdiği etiketle ölümsüzleştirdi. İhap Hulusi’nin eşi Naşide Görey etiketin yapılma macerasını şöyle anlatır:

“Tekel’in bu etiketi için başlangıçta kompozisyonu kafasında geliştirmiş, eskizler yapmış, birkaç model denemiş, ama bir türlü tatmin olmamış. O esnada yakın dostu Fazıl Ahmet Aykaç da seyirciymiş, İhap Bey ona dönüp, 'Fazıl, gel şuraya otur!..' demiş ve kendisi de karşısına geçip oturmuş, böylece o meşhur Kulüp Rakısı etiketi hazırlanmış, o günden bugüne kadar yarım asrı aşkın bir süredir kullanılagelmiştir.”

Yaşadığı evler: Civanyan Evi, Çandarlı Sokağı No: 9. Ağasi Evi, Fazıl Ahmet Aykaç Caddesi No: 23

 

 

 

Zabel Asadur

Zabel AsadurHukukçu ve yazar Hrand Asadur (1862-1928) ile tanınmış bir yazar ve şair olan eşi Zabel Asadur (1863-1924, doğumu Hancıyan) uzun yıllar Kınalıada’da Derunyan evi olarak bilinen dört katlı ahşap evde yaşadı.

On altı yaşındayken Anadolu’daki Ermeni kızlarının, eğitim ve öğrenimleri için okullar ve yetimhaneler açmayı amaçlayan “Azkanıver Hayuhyats Ingerutyun”unu (Milletperver Ermeni Kadınlar Derneği) kuran Zabel Asadur, Masis dergisinde “Sibil” imzasıyla yayımladığı makalelerinde, kadınların sorunlarını dile getirdi, kendini kadının özgürleşmesi davasına adadı.

Ermenice süreli yayınlarda yazılar yazan, Fransızcadan çeviriler yapan Asadur, Esayan ve Getronogan okullarında Ermenice öğretmenliği de yaptı.

 

 

 

 

 

Zahrad

ZahradAsıl adı Zareh Yaldızcıyan (1924-21 Şubat 2007) olan Zahrad uzun yıllar Kınalıada’da yaşar. İlk şiir kitabı Büyük Şehir 1960’ta yayımlanan şairin şiirleri yirmi beş dile çevrildi. Dünyaca ünlü şairin şiirleri Türkçe’ye karikatürist Ohannes Şaşkal tarafından tercüme edilmiş üç seçkide yayımlandı: Yağ Damlası, Yapracığı Gören Balık, Işığını Söndürme.

Şiirlerinde mekân duygusunu öne çıkaran Zahrad için bu mekân her zaman İstanbul oldu.

 

 

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

“O zamanların en güzelini, en şevklisini, en şetaretlisini dostlarımız Tahsin Nahit’le eşinin konukseverliği sayesinde, bize Büyükada’da yaşamak nasip olmuştur. ‘Tahsin Nahit’le eşinin konukseverliği’ dedim. Çünkü onların Maden’deki evi hepimizin toplantı yeri ve cazibe merkeziydi. Tahsin Nahit her şeyden önce, Adalar, ada çamlıkları, ada mehtapları şairi olarak tanınmış, hanımı ise Büyükada’da doğup yetişmişti ve diyebilirim ki bize Ada’nın güzelliklerini öğreten, Ada’yı sevdiren de onlar olmuştur.”

Yakup Kadri Karaosmanoğlu,
Gençlik ve Edebiyat Hatıraları

 

Seyyahların Dilinden

Akillas Millas Gravürü

Seyahatname'nin yazarı Türk tarihçi Evliya Çelebi 1640'ta (1050 Hicri yılında) arkadaşlarıyla birlikte ilki Bursa'ya gitmek üzere Boğaz'dan Heybeli'ye geçmeleri olmak üzere, Adalara yaptıkları iki geziyi anlatmış:

Boğaz'da Emirgan'da demir attık ve birkaç usta gemi yapımcısını yolcu olarak almak üzere Fındıklı'ya uğradık. 1050 yılının Muharrem ayının ilk Cuma sabahında kayıkçıların da denize açılmaya uygun buldukları bir vakitte, yelkenleri açtık ve Saray Burnu'nu atlatıp gemiyi seyahatimizin hedefi olan Bursa'ya çevirdik. Tüm yolcular keyifliydi ve bazıları ilahiler söyleyerek seyahatimizin iyi geçmesi için Allah'a dua ediyorlardı. Müzisyenlerden birkaçı beni ezgilerine katılmam için destekledi, ve böylece… girdaniyemi (girdanieh) ayarladım ve Derviş Ömerbestieh'ten üç dörtlük ile bir semai söyledim. Kayıkçılardan birkaçı da bize enstrümanlarıyla eşlik ettiler; çokurun (chokur) sesi öyle etkiliydi ki dinleyenler mest oldular. Böyle eğlenerek Konstantinopolis'den yirmi yedi kilometre uzaklıkta olan ve çevresi 14 km uzunluktaki Heybeli'ye geldik. Buradaki ünlü manastırı ziyarete her yıl Konstantinopolis'den pek çok insan geliyor. Halk zengin Rumlar, kaptanlar ve gemi sahipler...


Evliya'nın Heybeliada'nın çevre genişliği konusundaki tahmini oldukça fazla, aynı sene yaptığı başka bir yolculukta diğer Adaların büyüklüğünü anlatırken de aynı abartı karşımıza çıkıyor:

Melling Gravürü Heybeliada Büyükada“Heybeliada'ya varmıştık… ki bundan daha önce de bahsettik. Dokuz kilometre ileride ise Tavşanadası bulunmaktadır. Adını burada çok sayıda tavşan bulunmasından alan Ada’nın çevresi sadece 1.5 km. ve burada toprak işlenmemiş. On iki kilometre kürek çektikten sonra Burgazada'ya geliyoruz. Ada sahilinde kireçtaşı kayalıkların üstünde küçük ama sağlam bir kale var. Çevresi 17 km. olan Ada’da güzel bahçeleri ve kuyularıyla üç yüz adet ev bulunmaktadır. Halkın tamamı Rumlar ve zengin tekne sahipleri. Ada’da çok sayıda keçi ve yabani tavşan bulunuyor. Kınalı çevresi 12.8 km. uzunlukta olan bir ada ve bir manastırı ve yüz Rum evinden oluşan bir köyü var. On beş kilometre uzaklıkta Büyükada bulunuyor. Çevresi 30 km. ve toprağı işlenmiş. Yüz Rum evinden oluşan bir köyü olan Ada’nın dört tarafında dalyanlar ve balık avlamak için gözetleme yerleri var.”

Adalar’ın güzelliği ve asil sürgünlerinin oldukça çetin tarihi, 19. yy.'ın romantik imgelemine hitap etmiştir. Adalar’ın görünüşü Gustave Schlumberger'in ilk kez 1884'te yayınlanan etkileyici kitabı Les Iles des Princes' in başında çok süslü bir dille anlatılır.

Corneille LeBrunın Gravürü"Napoli'nin Capri'si ve Ischia'sı var: Konstantinopolis'in ise Adalar'ı. Napolitenler körfezlerini süsleyen mücevherlerden ne kadar gurur duyarsa da bu, Pera’nın Rumlar’ın Marmara Denizi'nin girişindeki büyüleyici silüetlerini uyandıran, ahenk ve zevkin mekanları, etkileyici Adalar’ından duyduğu kadar değildir. Doğanın ihtişamı kadar Tiberius'un suçları da Capri'nin ünlenmesinde etkilidir. Aynı şekilde, Kınalıada, Burgazada, ve Büyükada'nın manastırlarına sürülen imparatorların, imparatoriçelerin ve yüksek rütbeli sürgünlerin kasvetli maceraları da, tarihi boyunca devrimler ve çalkantılarla sarsılmış bu şaşaalı Adalar’ın antik dünyanın en trajik kısımlarından biri haline gelmesinde etkili olmuştur. Dünyanın hiçbir köşesi acıklı felaketlerin, insani ihtişamın beyhudeliğine dair dokunaklı derslerin anlatıldığı hikayeler açısından daha verimli değildir. Sadece bu yönüyle bile Adalar tarihçi ve düşünürlerin ziyaretini hak etmektedir. Dünya üzerinde çok az yer, imparatorluk sarayının ihtişamından koparılıp bir imparatorluk manastırında bir hücrenin derinliklerine fırlatılan prens ve prenseslerin ıstıraplarına bu kadar çok şahittir. Bu dokunaklı hatıralara bu minyatür takımadaların, İtalya ve Sicilya'nın, başka hiçbir yerde memnun gözlerin sahillerde bu kadar tatlı, bir koyda bu kadar şirin, dağlık manzaralarda bu kadar heybetli dinlenmediği, başka hiçbir yerde yeşilliğin daha canlı ya da daha çeşitli olmadığı, kısacası başka hiçbir yerde masmavi suların binlerce gölgeli koyda, binlerce şiirsel kayalıkta daha nazik yıkanmadığı harikalarıyla doymuş bir gözü kendinden geçirecek güzelliklere sahip olduğunu eklerseniz, işte o zaman vaktiyle çok gözyaşıyla ıslanmış, günümüzde Adalar'ın dramatik bir geçmişin araştımasından ya da bugünün güler yüzlü çekiciliğinden etkilenenler için neden favori kutsal mekan olduğunu anlayacaksınız."

Edwin Grosvenor da 1895'te yayınlanan "Constantinople" adlı kitabında Adalar’ın ve hüzünlü tarihinin aynı şekilde heyecanlı bir tanımını yapmıştır:

Adalar tarihi genel çizim"Vermekten hiç bıkmayan doğa, başkenti sadece Boğaz'la ve Haliç'le değil küçük takımadalar Adalar'la da çeşitlendirmiştir. Ischia ve Capri Napoli için neyse, Heybeliada, Büyükada ve kardeş adaları Konstantinopolis için daha fazladır. Şehir merkezine çok daha az uzaklıktalar ve şehrin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyorlar. En yakını Kadıköy'den 6 kilometre, İstanbul'dan da biraz daha fazla uzaklıkta.

Adalar antik dönemdeki adları Demonisos'u o topraklarda taş ve metal ustası olan Demonisos'tan almıştır. Ortaçağdaki isimleri Papadanesoi, papazlaradası, modern isimleri ise, Prenslerin Adaları, ironi ve tarih kaynaklı, yaygın bir anlamı ve çağrışımı var. Ortaçağ Bizans döneminde manastırlar krallıktan çok da uzak değillerdi. Akşamları krallığın altın tacını uzun bukleleri üzerine geçiren kişi, ertesi gün, kafası traşlı, bir manastır hücresinin gönülsüz sakini olabilir. O zamanlarda Adalar’da zevk arayışı yoktu, manastırlara ve keşişlere terk edilmişlerdi. Buraya pek çok hükümdar sürgün edildi, hayatın tüm güzellikleriden mahrum bırakıldılar, yaşamalarına izin veren haleflerinin onları belki hor görmesi belki de merhamet duymaları idi. Burada rahip cüppesi ve kukuletasıyla tutsak edilen imparatorlardan biri bile tahtına geri dönemedi. Tüm manastırların harap olmasına ve sadece birkaç sakininin otlarla kaplanmış patikalarında dolaşmasına rağmen tahttan indirilen prens geleneği devam etti ve Adalar’a bugünkü adlarını verdi.

Adalar Akillas genel çizimToplam dokuz taneler. İkisi, Pitta (Kaşıkadası) ve Niandros (Tavşanadası)'nda yerleşik halk yok ve ilgiden yoksun. Üçü, Oksia (Sivriada), Plati (Yassıada) ve Anterovithos (Sedefadası) günümüzden soyutlanmış ama her birinin yenilmişlik ve hüzünle dolu geçmişleri var. Dördü, Proti (Kınalıada), Antigoni (Burgazada), Halki (Heybeliada), ve Prinkipo (Büyükada) en önemlileri.

Birbirleriyle ve başkentin diğer bölgeleriyle her gün iletişim içindeler. İklimlerinin yumuşaklığı ve düzenliliği onları İmparatorluğun en sağlıklı yöresi yapıyor. Kuzey Marmara'nın hiçbir yerinde zeytin ağaçları bu kadar bol ve verimli değildir. Mayıs ve Haziran aylarında Adalar’ın güzelliğini anlatmaya sözcükler yetmez. Tepeler çam ormanlarıyla kaplı ve dolambaçlı kıyılar sessiz ve gölgeli koylarla oyulmuş. Nereye bakarsanız başka bir güzellikle karşılaşıyorsunuz. Kış aylarında el ayak çekiliyor. Hain Marmara sık sık adanın dış dünyayla olan bağlantısını koparıyor. Günbatımında İstanbul'un gölgesi üzerlerine düşecekmiş gibi görünmesine rağmen aslında fersahlarca uzaktalar. Boğaz'ın güneydoğusunda dağılmış, yuvarlak şekilleriyle tatlı bir hayali andırıyorlar. Batıdan yukarı bakıldığında dört ana ada ufukta uzanmış, sanki tek bir ada oluşturmuş gibi görünüyor. Ama sağ tarafa yaklaştıkça, yüksek Oxeia'da kuleye benzer kayalık yükseliyor, oysa yassı Plati'de ise deniz seviyesinden yukarıda sadece ufak çıkıntılar bulunuyor."

Adalar, hala Schlumberger ve Grosvenor'un betimlediği kadar güzel ve romantik. Boğaz'daki çalkantılı metropolden uzaklaşma ve sığınma mekanları olan Adalar, deniz ve gökyüzünün soluk mavisinin arasında, Marmara Denizi'nin Asya kıyısında berrak denizin üzerinde yüzüyorlar.

Tarihte Prens Adaları

Adaların Oluşumu

Adalar'ın Jeolojik Oluşumu Adalar'ın Jeolojik Oluşumu Adalar'ın Jeolojik Oluşumu Adalar'ın Jeolojik Oluşumu

İlk Yerleşimden Bugüne

İstanbul HaritasıAntik dönemde takımadalar Demonisia, Halkın Adaları olarak anılıyordu. Bizans döneminde ise bazı Adalar’da inşa edilmiş olan manastırlara ithafen, Papadonisia, keşişlerin manastırı olarak biliniyordu. Bu manastırlar buraya sürgün edilen ve bazıları Konstantinopolis'e asla dönememiş olan imparatorlar, imparatoriçeler, patrikler sayesinde ünlenmişlerdir. Bizans tarihçisi Kedrenos'a göre, 569'da İmparator II. Justin (565-78) kendisine Adalar’ın en büyüğünde bir saray ve bir manastır inşa ettirmiştir. Daha önce Megale, ya da Büyük olarak bilinen bu ada imparatorun yerleşmesinden sonra Prinkipo, Prens'in Adası adını almıştır. Daha sonra takımadaların tamamı Prinkiponisos, Prenslerin Adaları olarak anılmaya başlamıştır.

 

 

II. Mehmet

Bizans döneminde Konstantinopolis büyük surlarla korunurken Adalar terk edilmiş ve düşman kuşatmaları sırasında tahrip edilmiş. Bu durum yedinci ve sekizinci yüzyıllardaki Arap istilaları sırasında, İstanbul'un Venediklilerce ve 1204'te Dördüncü Haçlı Seferi şovalyelerince yağmalanması sırasında ve II. Mehmet önderliğinde Osmanlıların Bizans'ın başkentini ele geçirmesiyle sonuçlanan saldırıları sırasında da sürdü. Adalar Osmanlı egemenliği altında güvendeydi ancak 1807'de Sir John Duckworth önderliğindeki İngiliz Donanması filosu Çanakkale Boğazı'ndan Marmara'ya geçmeye çalıştı ve Kınalıada'da demirledi ve Ege'ye doğru yol almadan önce on bir gün boyunca adayı bombaladı. Bizans döneminde Burgazada, Heybeliada ve Büyükada'nın nüfusunun neredeyse tamamını Rum balıkçı ve denizci aileleri oluştururken, Kınalıada'da Ermeniler çoğunluktaydı. Osmanlının son dönemlerinde ileri gelen Türk ve Musevi aileler bazı yabancı diplomat ve iş adamlarıyla birlikte Büyükada başta olmak üzere Adalar’a yerleşmeye başladılar. Adalar’da halen önemli Ermeni ve Musevi toplulukları ile Rumlar var ama günümüzde ada nüfusunun büyük bölümünü Türkler oluşturuyor.

 

Kronolojik Adalar Tarihi

Adalar Kronolojisi

 

Adalar'a İlk Vapur Seferleri

Akillas Milas gravürüAda’ya ilk kez 18 yy.'da vapur seferleri başladı, bunlar kürekle çekilen büyük kayıklardı ve pazarkayıkları olarak adlandırılıyorlardı. 1846'da küçük buharlı gemiler sahneye çıktı, ardından da 19. yy.'ın ikinci yarısının başlarında Şirket-i Hayriye'nin Adalar’a düzenli vapur servisi koymasıyla birlikte büyük buharlı gemiler geldi. Bu da gerek sürekli oturanlar, gerekse yazın oturanlar olsun Adalar’ın nüfusunun artmasına yol açtı. Adalar aynı zamanda günübirlikçiler ve hafta sonları ve tatillerde konaklayanların akınına uğradı ki bu da Adalar’ın büyük olanlarında oteller inşa edilmesine yol açtı.

Tarihte Adalar'ın Adları

Melling Adalılar GravürüAntik dönemde takımadalar Demonisia, Halkın Adaları olarak anılıyordu. Bizans döneminde ise bazı Adalar’da inşa edilmiş olan manastırlara ithafen, Papadonisia, keşişlerin manastırı olarak biliniyordu.

569'da İmparator II. Justin (565-78) kendisine Adalar’ın en büyüğünde bir saray ve bir manastır inşa ettirmiştir. Daha önce Megale, ya da Büyük olarak bilinen bu ada imparatorun yerleşmesinden sonra Prinkipo, Prens'in Adası adını almıştır. Daha sonra takımadaların tamamı Prinkiponisos, Prenslerin Adaları olarak anılmaya başlamıştır. 569'da İmparator II. Justin (565-78) kendisine Adalar’ın en büyüğünde bir saray ve bir manastır inşa ettirmiştir. Daha önce Megale, ya da Büyük olarak bilinen bu ada imparatorun yerleşmesinden sonra Prinkipo, Prens'in Adası adını almıştır. Daha sonra takımadaların tamamı Prinkiponisos, Prenslerin Adaları olarak anılmaya başlamıştır.

Büyükada - Prinkipo

Büyükada ön görünümAda, tarihi yapılar bakımından oldukça zengindir. Bunların en eskisi Justinian'ın (527-65) yeğeni ve halefi olan II. Justin (565-78) tarafından 569'da yaptırılan saraydır. Tarih kayıtçısı Kedrenos'a göre, Justin'in adada, üzerine sarayını ve muhtemelen bir de manastır yaptırdığı bir "tarım arazisi" vardı. Pek çok Bizans imparatoriçesinin ve en az bir imparatorun sürgün dönemlerinde hapsedildikleri rahibe manastırı olduğuna inanılmasına karşın, manastırın adı bilinmemektedir. Saray ile rahibe manastırının, adanın kuzeydoğu ucunda, Maden olarak bilinen bir bölgede yer aldıkları düşünülürdü; buraya Maden denmesi, 19. yy.'ın ortalarında bir demir madeni işletilmesinden ileri gelir. Bu yöndeki arkeolojik bulgular arasında, II. Justin'in eşi prenses Sofia'nın adının baş harfleriyle yapılmış bir desen taşıyan bir sütun başı yer alır. Büyükada'da bugün Aziz Dimitrios adıyla anılan kilisede de İmparatorun kendi adının baş harflerinin yazılı olduğu deseni taşıyan diğer bir sütun başı bulunmuştur. 1943'te yayınlanan bir yazısında Ernest Mamboury, Maden bölgesinde, Kamares ya da "Kemerler" olarak bilinen bir alanda (şüphesiz, bu ad, o zamanlar hâlâ görülebilen harabelerden kaynaklanmaktadır) bazı arkeolojik bulgular ortaya çıkardığını bildirir. Mamboury'ye göre rahibe okulu yaklaşık 300 m2'lik bir alan kaplıyordu; kuzey ve güney kanatlarının her biri 250 m. uzunluğundaydı ve etrafı çevrilerek korunmaya alınmış olan rahibe okulu kilisesi o gün dahi görülebiliyordu. Fakat bugün, bu kalıntılar tamamen ortadan kalkmıştır.

Rahibe okulu, Bizans'a tek başına hükümdarlık yapmış az sayıdaki kadından biri olan imparatoriçe Eirene (tks 797-802) tarafından yeniden yaptırılmış ve genişletilmiştir. Eirene, IV. Leon'un (775-80) karısı ve Leon'un oğlu ve halefi VI. Konstantinos'un (780-97) annesiydi. Konstantinos, tahta çıktığında daha on yaşındaydı; bu nedenle annesi Eirene kral naibesi oldu ve derhal, son kocasının İkonoklazm politikaları doğrultusunda yasaklanan ikonaları kiliselere geri döndürmeye koyuldu. 790'da iktidarı alan Konstantinos annesini saraya kapattırdı; fakat ülkeyi yönetmede başarı gösteremeyince iki yıl sonra Eirene'yi serbest bırakarak imparator yardımcılığına getirdi. Daha sonra 797'de Eirene ve destekçileri Konstantinos'u tahttan indirdiler; Konstantinos annesi tarafından kör edildi ve imparatoriçenin Büyükada'da kurduğu rahibe manastırına sürgün edildi. Konstantinos birkaç gün sonra öldü ve manastırın avlusuna gömüldü.

Böylece Eirene Bizans'ı tek başına yöneten ilk kadın hükümdar oldu; fakat işlediği, bu doğaya aykırı suç Konstantinopolis'i büyük şaşkınlığa uğrattı. Eirene beş yıldan fazla süre tek başına iktidarda kaldı; fakat 31 Ekim 802'de bir saray darbesiyle tahttan indirildi ve ardından Nicephorus başa geçti (tks 802-11). Ardından Eirene, önce Büyükada'daki rahibe manastırına sonra da Ege'deki Midilli Adasına sürgüne gönderildi ve ertesi yıl burada öldü. Cesedi Büyükada'daki manastırına getirilerek, oğlu Konstantinos'un yanında yatacak şekilde mezarlığa gömüldü.

Rahibe manastırına sürgüne gönderilen bir sonraki kişi VIII. Konstantinos'nin (1025-8) kızı ve sırasıyla III. Romanus Argyrus (1028-34), IV. Mikhail (1034-41) ve IX. Konstantinos Monomachus'un (1042-55) eşi olan imparatoriçe Zoe idi. IV. Mikhail'in ölümünden sonra, hükümdarlık Zoe'nin evlatlık oğlu, V. Mikhail'e (1041-2) geçti. V. Mikhail manevi annesine düşman olunca, onu Büyükada'daki rahibe manastırına hapsettirdi. Bu olaya çok kızan Konstantinopolis halkı Mikhail'in hükümdarlığına son verip kendisini sürgüne gönderdi, Zoe ve küçük kız kardeşi Theodora'yı ise tahta çıkardı. İki kız kardeş, 12 Haziran 1042 tarihinde Zoe ile evlenip, ertesi gün imparator olarak taç giyen IX. Konstantinos Monomachus (1042-55) tahtın varisi oluncaya dek, üç ay boyunca ülkeyi yönettiler.

1. Isaac Comnenus (1057-9), yakalandığı son hastalığı nedeni ile kötüye gidince, küçük erkek kardeşi John'un imparator olması için çabalamaya başladı. Ancak, Isaac tahttan çekildiği zaman, arazi sahibi askeri aristokrasi, John yerine X. Konstantinos Ducas'ı (1059-67) başa geçirdi. John Comnenus ise Büyükada'daki bir manastıra sürgüne gönderildi ve eşi Anna Dalassena ve çocukları, imparatoriçe Eirene tarafından kurulan rahibe manastırına hapsedildi. Birkaç ay sonra, John ve ailesi Konstantinopolis'i terketmek kaydıyla salıverildi ve 1067 senesinde yaşamının son bulduğu, imparatorluktan uzak bir yere gönderildi. Eşi Anna ise, en büyük oğlu I. Alexius Comnenus'un (tks 1081-1118) tahta geçmesiyle imparatoriçe tacını giydi ve 1102 senesindeki ölümüne kadar tahtın ardındaki güç olarak yaşamını sürdürdü. Alexius'un 1118 yılındaki ölümüyle, imparatoriçe Eirene Ducaena Büyükada'daki manastıra gönderildi ve beş sene sonra burada hayata gözlerini yumdu ve bu, Büyükada'ya yapılan son sürgün oldu.

Heybeliada - Halki

HeybeliadaHeybeliada’da bulunan bir manastırın sözü ilk olarak, 9. yy.’da Aziz Theodore Studius’un yazılarında geçer. Konstantinopolis’in ünlü manastırı Aziz John Studius’un baş rahibi olan Theodore, imparatorun İkonoklazm politikalarını eleştirmesinden ötürü, V. Leon (tks 813-20) tarafından Heybeliada’daki bir manastıra sürülmüştü. Theodore Heybeliada’dayken mektuplar, dinsel incelemeler ve içlerinden biri manastırdaki bu hücresinden sevgiyle söz eden bazı şiirler yazdı. Theodore manastırın adını vermez; ancak diğer bulgular bu manastırın Kutsal Teslis olduğunu göstermektedir. Theodore’nin mektupları, V. Leon’nun 820’de suikast sonucu ölmesinin ardından Leon’nun dul eşi imparatoriçe Theodora ve kızlarının, yeni imparator II. Mikhail tarafından Heybeliada’daki manastıra sürüldüğünü anlatır. Bunun üzerine, Kutsal Teslis’in diğer sakinleri, imparatoriçe ve kızlarına yer açmak üzere manastırdan tahliye edilmişlerdir. Buradan hareketle, Heybeliada’da, yerlerinden edilen rahiplerin sığınabileceği bir başka manastır daha bulunduğu düşünülmüştür; bu manastırın da Vaftizci Yahya Manastırı olduğu iddia edilir.

Grosvenor, adanın güzelliğinden şöyle bahseder:

“Üç tepeli Heybeliada, doğal güzelliği ve çekiciliğiyle tüm bu adaların en değerlisidir. Adanın her yanı, iç kısımlara doğru girmiş koylarla sarılmıştır; bu koyların sahilleri her yerde ormanlarla süslüdür. Romantik patikalar dört bir yanda amaçsızca dolanır ve sizi, her kıvrılışta yeni bir sürprizle karşılaştırır. Gözünüzü ister karaya ister denize çevirin, ada her daim güzeldir... Doğu-batı doğrultusunda uzanan bir vadi adayı ikiye ayırır ve böylelikle, ana sokağın akış yönünü belirler. Kısa süre sonra evlerin arkada kalmasıyla, enfes bir çam ormanına dalarsınız; burada hava daima sağlıklı ve hoş bir kokuyla yüklüdür; toprak ise ipeksi, esnek bir halıyla örtülüdür. “

Ünlü Osmanlı gezgini Evliya Çelebi’nin Heybeli tarifi ise şöyle (1640): “Buradaki ünlü manastırı ziyarete her yıl Konstantinopolis’den pek çok insan geliyor. Halk zengin Rumlar, kaptanlar ve gemi sahipler...”

Burgazada - Antigoni

Tepeden Burgazadaİlkçağlarda ada Panormos olarak bilinirken, Bizans döneminde Antigoni ismini aldı. Bu ad, Rumlar tarafından hala kullanılmaktadır. Yunanca bir kelime olan ve "kule" anlamına gelen "pyrgos", Evliya Çelebi ve 19. yüzyıl öncesinde yaşamış diğer gezginler tarafından bahsedilen ve adanın zirvesinde yer alan bir gözetleme kulesinden gelmektedir. Türkler tarafından kullanılan Burgaz ismi ise "pyrgos"un zamanla şekil değiştirmesiyle oluşmuştur. 1794 senesinde Cosimo Comidas tarafından yapılan gravürde de bu gözetleme kulesi adanın zirvesinde yer alır. Bu gravürde ada, bir meyve bahçesi ve tepenin yamacında yer alan iki ya da üç ekili araziden ibaret görünmektedir.

Bizans döneminde, adada en az iki manastır vardı. Bunlardan biri Yahya Peygamber'e (Hagios Ioannis Prodromos), diğeri ise "Hz. İsa'nın Başkalaşımı"na adanmıştır. Yahya Peygamber Kilisesi'nden tarihte ilk defa Rev. John Covel'in günlüğünde bahsedilmektedir. 2 Mayıs 1675 tarihli yazısında: "Antigono üzerinde bir manastır vardı; ama şu anda harabeye dönmüş ve Yahya Peygamber'e adanan küçük bir kilise haline getirilmiş." Adayı 2 Nisan 1677 senesinde tekrar ziyaret eden Covel, günlüğüne bu kez şunları yazdı: "O akşam saat 5 civarında Pera'dan yelken açtık ve Antigona'ya vardığımızda kötü bir hana yerleştik. Kasabanın kayda değer hiç bir özelliği yok. Şarap gayet sıradan... suyu çok kötü; ekmek pahalı olmasına rağmen çok da iyi değil."

Bizans zamanında, Burgazada'ya sürgüne gönderilmiş tek ünlü kişi Konstantinopolis'in Patrikliği'ni yapmış (842-6) Aziz Methodios'dur.

Kınalıada - Proti

Kınalıada sahilAda, adını doğusunda denize dik duran kumtaşı uçurumlarının renginden alıyor. Rumlar adaya Proti ya da şehre en yakın ada olduğu için Birinci diyor. 1.356 kilometre kare büyüklüğündeki ada, dört büyük ada içinde en küçüğü.

Muhterem John Covel, Galata'daki Levant Şirketi vaizi, 1676 ve 77 'de Adalar’a peşpeşe iki yolculuk yaptı. İkinci yolculuğunda Kınalıada'da köyün yıkıldığını ve terk edildiğini ve buna neden olan felaketin ne olduğunun bile belli olmadığını görmüş. Covel 26 Şubat 1677'de şöyle yazmış:

"Chalcis [Heybeliada]'dan ayrıldık. Antigono [Burgazada]'yı geçtik, Proti [Kınalıada]'ya geldik. Burada bir köy yok, sadece tepede kurtarıcımız Haghios Sotir'e adanmış bir manastır var. Adanın tümü onlara kalmış. Toprak kayalık ve kurak olduğu için üzüm bağları yok. Büyük kısmı yok edilmiş, bir de stavromenos'u, Athos Dağı'ndakine ait bir manastırı var. Burada yaklaşık on, on beş kaloyeri [rahip] bulunuyor. Mandralarında [sığır ağılı] çok hoş bir koyun sürüleri ve otuzun üzerinde oğlak yavruları var. Zeytin, keten ve hububat tarlaları var. Doğu kanadında bir havuzcuk var ama su çok iyi değil, yıl boyunca da dayanmıyor, sadece yağmur ve kar suyuyla besleniyor, bir sarnıç gibi görülmemiş ve korunmamış. O kanatta bir kasaba varmış, ama şimdi yerle bir olmuş. Bu Adalar’da kuyular ve sarnıçlar, ve içilebilecek su var."

Covel'in tarif ettiği manastır Kınalıada'daki Bizans döneminde kurulduğu bilinen manastırlardan biridir. Bu manastır, Hz. İsa'nın Başkalaşımı'na (Transfiguration) adanmış ve içlerinde birkaç Bizans imparatoru ve imparatoriçesi de bulunan pek çok seçkin sürgüne ev sahipliği yapmıştır.

Sürgün Adası

Bu sürgünlerden ilki 803'te İmparator I. Nicephorus'a (802-11) isyan eden Ermeni generali Bardanes'ti. Ordu Bardanes'i imparator ilan ettikten sonra İstanbul'a doğru ilerledi. Ancak başkente yaklaştıkça, askerler ordudan kaçıp Nicephorus'un tarafına katıldılar. Bardanes Nicephorus'a teslim olmaya razı edildi. Nicephorus onun gözlerini oydu ve Kınalıada'ya sürgün etti. Bardanes ömrünün geri kalanını muhtemelen kendi kurduğu manastırda keşiş olarak geçirdi.

İmparator I. Mikhail Rhangabe (811-13) V. Leon (813-20) olarak tacı devralan Ermeni general Leon tarafından görevden alındı. Leon Mikhail'i Kınalıada'daki Başkalaşım Manastırına (Monastery of the Transfiguration) sürgüne gönderdi. Mikhail'e bu sürgünde karısı İmparatoriçe Procopia ve ikisi oğlan, ikisi kız dört çocuğu eşlik ettiler. Procopia ve kızları rahibe giysilerini giydiler ve Mikhail ile oğulları, Theophylact and Nicetas ise rahip oldular ve oğlanlar asla babaları gibi imparator olamasın diye hadım edildiler. Mikhail 840'da Kınalıada'da öldü ve manastır mezarlığına gömüldü. Rahip olduğunda Ignatius adını alan Nicetas ise sonunda Kınalıada'dan ayrılmasına izin verildi ve iki dönem (847-58, 867-77) Konstantinopolis patrikliği yaptı. Ölümünden sonra Ortodoks Kilisesi tarafından azizlik mertebesine yükseltildi.

Leon 820'de daha sonra II. Mikhail olarak tahta geçen Amorian Mikhail'in suikastına uğradı. Mikhail daha sonra Leon'nun dul eşi Theodosia'yı ve dört çocuğunu görevden alınan imparatorun gömülü olduğu Kınalıada'daki Panagia ya da Kutsal Meryem Manastırı'na sürgüne yolladı.

Ermeni I. Romanus Lecapenus (919-44) 17 Aralık 944'te oğulları Stephen ve Konstantinos tarafından devrildi. Oğulları daha sonra tahtı paylaştılar ve babalarını Kınalıada'daki Başkalaşım Manastırı'na sürgüne yolladılar. Ancak 27 Aralık'ta Stephen ve Konstantinos da görevden alınıp aynı manastıra sürgüne yollandılar. Romanus 15 Haziran 948'de manastırda öldü. Oğullarıysa hemen arkasından çok daha uzağa, Ege'de bir adaya sürgüne yollandılar ve kalan günlerini geçirecekleri bir manastıra kapatıldılar.

II. Romanus (959-63) Theophano adında güzel bir kortezan ile evlenip Bizans'ta bir skandala yol açmıştı. Romanus 963'te bir kaza sonucu öldükten sonra Theophano onun varisi olan Ermeni generali II. Nicephorus Phocas (tks 963-9) ile evlendi. Altı yıl sonra Theophano ile başka bir Ermeni generali olan John Tzimisces Nicephorus'a komplo kurdular ve 10 Aralık 969'da onu öldürdüler. Ertesi gün Tzimisces İmparator I. John (969-76) olarak tahta geçti. Theophano onunla evlenip üçüncü kez imparatoriçe olacağını düşünüyordu. Ama Tzimisces onu Kınalıada'daki bir manastıra sürgüne yolladı ve hayatının geri kalanını orada geçirdi.

IV. Romanus Diyojen (tks 1067-71) 1071'de Malazgirt Savaşı'nda Selçukluların bozgununa uğradıktan sonra görevden alındı. Varisi VII. Mikhail Doucas (1071-8) Romanus'un gözlerini oydurdu ve onu Kınalıada'daki Başkalaşım Manastırı'na sürgüne yolladı. 4 Ağustos 1072'de orada öldü.

Dün - Bugün

Kınalıada'nın kuzeydoğuda Çınar Tepesi (115 metre), merkezde Teşrifiye Tepesi (110 m.) ve güneyde Manastır Tepesi olmak üzere üç tepesi vardır. Üç tepede de hemen hemen hiç ağaç yoktur ama Cosimo Comidas'ın 1794 tarihli gravüründe de görüldüğü üzere hepsi çalılarla kaplıdır. Gravürde büyük yapılarla taçlandırılmış iki büyük yapı görülüyor, ki bunlar şüphesiz manastırlar. Biri kocaman bir selvinin gölgesinde kalmış.

Grosvenor Kınalıada'yı dört büyük adanın en kurak olanı olarak betimliyor ve topoğrafyasını üç yerine iki tepe açısından yorumluyor ve üç manastırın üzerinde duruyor.

Sedef Adası - Antirovithos

Adanın ismi söylentilere göre sedef taşından ya da burada çokça bulunan bir bitki olan sedefotudan gelmektedir.

9. yy. ortalarında Aziz Ignatius, Adalar’da erkeklere özel tesis ettiği ve I. Manuel Comnenus’in 1158 senesinde düzenlediği listede de yer alan üç manastırdan bir tanesini bu adada kurdu. Sedefadası’nda bulunan manastır, 1180 yılında Patrik Theodosius Boradiotis tarafında restore edildi. Bu manastırdan bugün geriye kalan herşey adanın kuzeybatı kısmındaki burun üzerinde parçalar halinde bulunan bir harabedir.

Sultan II. Mahmut, hükümdarlığı sırasında (1808-1839), buraya 2000 adet zeytin ağacı ve 5000 adet enginar bitkisi ektiren damadı, Rodosizade Damat Fethi Ahmet Paşa’ya adayı devretti.

Hayırsız Adalar

Sivriada - Oxia

Küçük bir alana sahip olmasına karşın, Sivriada (Oxia) bir zamanlar kendi manastırına sahipmiş. Bu manastırdan geriye kalan bazı kalıntılar hala ayaktadır. Bu yapı, imparator Manuel I Comnenus tarafından 1158 yılında derlenen manastırlar listesinde yer almaktadır. Bu manastırın içerisinde iki kilise yer almaktaymış: baş melek Mikhail’e ait bir katholikon ve inançları uğruna ızdırap çeken birkaç azize adanmış bir mabet. Manastırın birkaç başkeşişi, sonradan İstanbul’un patrikliğine getirilmişler. Günümüze kadar ayakta kalabilmiş harabeler, limanın iç tarafında bulunan rıhtımın yanında uzanan yamaçta ziyaret edilebilir.

Adadan, Osmanlı tarihte ilk defa, 1545 yılında, burada durmuş olan Petrus Gyllius bahsetmiştir. Yakın çağlarda, adanın başlıca ünü, Istanbul’daki bütün sokak köpeklerin birkaç sefer toplanıp buraya salınması ve sonra da bu köpeklerin birbirlerini yiyip bitirmelerinden kaynaklanmaktadır.

Yassıada - Plati

Yassıada’nın boyutları 300’e 190 m. olup, deniz seviyesinden yüksekliği azami 40 m.’dir. Burası da Sivriada gibi, iki kere İstanbul’un patrikliğini yapmış (847-58, 867-77) Aziz Ignatius tarafından 9. yy. ortalarında inşa ettirilmiş olan kendi manastırına ev sahipliği yapmıştır. I. Manuel Comnenus’un 1158 yılında hazırladığı listede adı geçen bu manastır, 40 Şehit’e adanmış bir katholikon ve bir Hz. Meryem mabedine ev sahipliği yapmıştır. Ernest Mamboury 1943 tarihli rehberinde, bu kiliselerden birine ait kalıntılara rastadığını belirtmiştir. Bugün, bu yapılardan geriye kalmış herhangi bir kalıntıya rastlanamamaktadır.

O dönemde Osmanlı Devleti’nin İngiliz Büyükelçi olan Sir Henry Bulwer, 1857 yılında, bostan olarak değerlendirmek amacıyla Yassıada’yı satın aldı. O zamanlar sevgilisi Sisam adası Prensesi, Eurydice Aristarchi idi. Prenses Eurydice için, popüler bir inanışa göre Bulwer ve arkadaşlarının müptelası haline geldikleri "tarifi olanaksız sefahat alemleri"nin düzenlendiği ve Mamboury’nin bir ortaçağ şatosu olarak nitelendirdiği bir yapı inşa ettirmişti.

Kaşıkadası - Pita

Bizans zamanından kalma bir manastıra sahip olmayan tek adadır.

Burada yakın zamana kadar hemen hemen hiç ikamet edilmemiş olmasına rağmen, bugün ada özel mülk olup, yazlık ev inşa edilmiştir. Artık ziyaret edilememektedir.

Tavşanadası - Neandros

Küçük olmasına karşın Tavşanadası, İmparator I. Mikhail’in oğlu olan ve aynı zamanda 2 defa İstanbul’un Ortodoks patrikliği görevini yerine getirmiş Aziz Ignatius tarafından 8. yy. ortalarında kurulmuş bir manastıra ev sahipliği yapmaktadır. Aziz Ignatius hayatının son iki senesini bu manastırda geçirmiş ve 877 yılında yaşamını yitirdiğinde buraya defnedilmiştir. Bu manastırın adı da I. Manuel Comnenus’un 1158 senesinde düzenlediği listede yer almaktadır. İmparator Theophilus (829-842)’in karısı İmparatoriçe Theodora, tahta geçme yaşı gelinceye kadar vekilliğini üstlendiği oğlu III. Mikhail (842-867) tarafından 856 yılında Tavşanadası’nda bulunan bu manastıra hapsedilmiştir. VII. Mikhail Doucas (1071-1078) ise, 1078 senesinde tahttan indirilip kör edildikten sonra bu manastıra kapatılmış ve 1090 yılındaki ölümüne kadar burada tutulmuştur. Bugün tamamen terkedilmiş olan adadaki manastırdan geriye kalan bir kısım harabe halen ziyaret edilebilir.

Vordonos Adası - Vordonosi

Kınalıada ve Asya kıyısının ortasında Vordonos Adası adlı ve kimi zaman takımadaların bir parçası olarak gösterilen ufacık bir ada vardır. Çok küçük olmasına rağmen, bu ada da patrik Photius tarafından 9. yy.’’ın ikinci yarısında kurulmuş bir Bizans manastırına ev sahipliği yapmıştır. Manastıra ait kalıntılar ve adanın diğer tek abidesi olan deniz feneri burada ziyaret edilebilir.

Fayton

Adalar içi ulaşımda motorlu araçlar kullanılmamaktadır. Motorlu araçlara, sadece kamu hizmeti için kullanılan temizlik, sağlık, ambulans, polis, itfaiye gibi hizmetlerde izin verilmektedir. Büyükada, Heybeliada ve Burgazada’da kamu ulaşımı, faytonlar aracılığıyla yapılmaktadır.

Faytonlar, her üç adanın iskele çevresindeki duraklardan kalkmaktadır. Fayton kullanımı, saat 06.00’da başlamakta, gece 24.00’a kadar devam etmektedir. Sefer saatleri böyle olmakla birlikte, vapur seferinin adaya ulaştığı son saate kadar fayton bulmak mümkündür.

Faytonlar, Adalar Belediyesi ve İBB’ye bağlı UKOME tarafından onaylanan tarifeye göre hizmet vermektedirler. Faytonlarda tarife bilgisinin yazılı olarak bulunması zorunludur. Faytona bindiğinizde mutlaka tarifeye bakınız. Tarife bulundurmayan, tarifeye uygun fiyat talep etmeyen sürücüleri, plakasıyla birlikte mutlaka belediye zabıtaya, polise bildiriniz.

Fayton Turları

Her üç adada da, fayton turları yerli-yabancı ada ziyaretçileri için çekicidir. Adalar’a gelip fayton turu yapmamak eksikliktir.

Önerilen Fayton Turları:

Büyükada
Küçük Tur:
Ada'nın daha çok yerleşim olan yerlerini içine alan turdur. Luna Park Meydanı'nda verilen mola ile birlikte yaklaşık 35 dakika sürmektedir

Büyük Tur: Büyakada’yı çepe çevre dolaşan turdur. Küçük turdan farklı olarak, Ada'nın makilik, orman ve denizle iç içe olan güney sahillerini de içine almaktadır. Yine Luna Park Meydanı'nda verilen mola ile birlikte yaklaşık 1 saat sürmektedir.

Heybeliada
Ada'yı çepeçevre dolaşan turdur. Büyük bölümü orman içinde ve deniz manzaralıdır. Yaklaşık 45 dakika sürmektedir. Burgazada Merkez ile Kalpazankaya arasındaki güzergahta yapılmaktadır.

Bisiklet

bisiklet 300x199İstanbul’un en iyi bisiklet parkurları Adalar’dadır. Adalar’ın kamu araçları dışında motorlu taşıt trafiğine kapalı olması, bisiklet kullanmak için ideal ortam yaratmıştır. İki katı aşmayan bahçeli konaklar, evler arasından geçen yollar, yeşillikler içindedir. Bisiklet binilen yolların büyük bölümü ise orman içindedir, deniz kıyısındadır ve çok güzel manzara verir. Orman içi patikalar, tohprak yollar da hem dağ bisikleti sahiplerine, hem de normal bisiklet kullanıcılarına uygundur.

Adalar’a kendi bisikletinizi getirebileceğiniz gibi, bisiklet de kiralayabilirsiniz. Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’da, iskeleye ve merkeze yakın noktalarda çok sayıda bisiklet kiralayan yer bulacaksınız. Saatlik ve günlük bisiklet kiralamak mümkündür. Fiyatları değişmekle birlikte saatlik kira bedeli 10 TL, günlük kira bedeli 20 TL’dir. Bisikletin kullanım yılına göre bu tarifeden indirim de yapılmaktadır. Kiralamadan önce sorunuz.

Dikkat: Adalar bisiklet kullanmak için en uygun alan olsa da, hafta sonlarında Büyükada başta olmak üzere tüm adalarda ana yollar, yoğun fayton, bisiklet ve yaya trafiğine maruz kalmakta, bu da kazaların artmasını beraberinde getirmektedir.

Bisiklet kiralarken, mutlaka kask isteyiniz. Hızlı kullanmayınız. Özellikle yokuş inişlerinde çok dikkatli olunuz. Kalabalık yollardan uzak durunuz. Orman içlerinde, çok güzel ve manzaralı yollar olduğunu unutmayınız. Bu yolları, iskele çevresinden satın alacağınız haritalarda bulabilirsiniz.

Adalar'a Nasıl Gidilir?

Deniz yoluyla tabii.
İstanbulun her iki yakasından da yaz-kış her gün tarifeli seferler var.

Avrupa yakasından: Esas olarak Kabataş'tan ama zaman zaman da Eminönü'nden kalkan büyük motorlar, Şehir Hatlarının geleneksel vapurları ve İDO'nun katamaranları Adalar'a düzenli seferler yapıyorlar.

Asya yakasından: Kadıköy, Bostancı ve Kartal’dan kalkan motorlar ve Şehir Hatlarının tarihi vapurları Adalar'a düzenli seferler yapıyorlar.

Ayrıca her iki yakada da istediğiniz zaman deniz taksi çağırabilirsiniz. Denzi taksi biraz bekletse de ve fiyatları nispeten yüksek olsa da sizi çok kısa sürede Adalar'a ulaştırırlar.

Ada içi ulaşım için birkaç seçenek var. Tercihen yürüyeceksiniz veya atlı faytonlar ve bisiklet gibi araçlardan birisni seçecekiniz. Heybeli ile Büyükada arasında çok sık, ama diğer adalar arasında düzenli vapur seferleri dışında seyrek motor seferleri de bulunmaktadır.

watch 225x225Sefer saatleri için Web sitemizdeki Adalar Ulaşım uygulamasını kullanabilirsiniz.

 

 

 

mobil adalar logoYa da, Ada Seferleri adlı Android uygulamasını mobil cihazınıza yükleyebilirsiniz...

 

 

 

 

 

 

bisiklet 175x131 fayton bisiklet muze 175x131 iskele 175x131 motor gemi 175x131

harita ulasim 715x479

 

sema-avrupa-yakasi-tr 715x952

 

sema-anadolu-yakasi-tr 715x847

 

Avrupa Yakası:

İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiyseniz , trafik durumuna bağlı olarak 45 dakika ile 90 dakika arasında Kabataş' a ulaşabilirsiniz. Ayrıca şehrin pek çok yerinden metro, finüküler, tramvay, otobüs kullanarak ulaşmanız mümkündür. Geldiğinizde hemen sefer yoksa sahilde oturup demli bir çay içmenin keyfi de cabasıdır.

Kabataş büyük bir limandır. Yanyana İDO Katamaran, Şehir Hatları vapurları ve büyük küçük motor iskeleleri sıralanmıştır. İskelelerden deniz yoluyla İstanbul'un pek çok yerine ulaşmak mümkündür. Her iskelede sefer tarifeleri asılıdır. Adalar'a ulaşım için bu tarifelere bakabilirsiniz. Ya da buraya tıklayarak sefer saatlerini öğrenebilirsiniz.

Asya Yakası:

Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Bostancı'ya Havaş veya Havataş firmalarının otobüs seferleri vardır. Kuşkusuz taksi de kullanabilirsiniz. Bostancı, Hem Adalar'a hem de İstanbul'un bir çok yerine ulaşmak için uygun bir limandır. Yanyana Şehir Hatları vapurları, Mavi Marmara'nın büyük motorları ve İDO Katamaran iskeleleri sıralanmıştır. Sefer tarifeleri iskelelerde asılıdır. Ya da buraya tıklayarak sefer saatlerini öğrenebilirsiniz.

ULAŞIM TARİFELERİ

Bu tarifede başladığınız yer ve varmak istediğiniz adaya göre tarifeleri bulacaksınız.

Bu tarifeler esas olarak yılda iki kez değişir. Yaz ve kış dönemlerinde farklı sefer tarifeleri uygulanır. Zaman zaman ara dönemlerde de tarife değişiklikleri yaşanabilmektedir.

Biz sizlere tarifeleri en güncel haliyle sunmak için gayret ediyoruz. Yine de özellikle akşamın son seferleri ve sabahın ilk seferleri için servis sağlayıcı şirketlerin tarifelerine doğrudan bakmanızı tavsiye ederiz.

SERVİS VEREN ŞİRKETLER

Mavi Marmara : http://www.mavimarmara.net/

Şehir Hatları : http://www.sehirhatlari.com.tr

İDO : http://www.ido.com.tr/

Dentur : http://www.denturavrasya.com/

Prenstur : http://www.prenstur.net/

Turyol : www.turyol.com

DENİZ TAKSİ

Günün her saatinde DenizTaksi Şirketlerinden özel tekne isteyebilirsiniz. Yazın yoğun aylarında taksinin beklediğiniz yere gelmesi biraz zaman alabilir. Lütfen ilk aramanızda geliş süresini ve fiatını sorunuz.

Mavi Marmara Deniz Taksi : http://www.mavimarmara.net/hislibotlar.htm     Tel : 0545 445 72 80 - 0545 445 72 72
İDO Deniz Taksi : www.deniztaksi.com    Tel 444 44 98

Gruplar için özel tekne kiralama:
Mavi Marmara

Ufak bir ipucu:

Adalar'a giderken vapurun/motorun sağ tarafında oturursanız diğer adaları da keyifle seyrederek seyahat edebilirsiniz..

İLETİŞİM BİLGİLERİ

Kurum Adı Telefon Faks Web E - mail
Şehir Hatları Genel Müdürlük +90 212 313 80 00 +90 212 253 94 75 www.sehirhatlari.com.tr Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Şehir Hatları Kabataş İskelesi +90 212 444 18 51      
Şehir Hatları Büyükada İskelesi +90 216 382 60 06      
Şehir Hatları Heybeliada İskelesi +90 216 351 84 37      
Şehir Hatları Burgazada İskelesi +90 216 381 13 17      
Şehir Hatları Kınalıada İskelesi +90 216 381 40 20      
Şehir Hatları Müşteri Hizmetleri 444 18 51      
İDO Genel Müdürlük +90 212 455 69 00 +90 212 517 39 58 www.ido.com.tr Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
İDO Kabataş +90 212 243 56 12      
İDO Bostancı +90 216 410 66 33      
İDO Büyükada +90 216 382 44 36      
İDO Heybeliada +90 216 351 15 03      
İDO Burgazada +90 216 381 28 40      
İDO Müşteri Hizmetleri 444 44 36      
Mavi Marmara Müşteri Hizmetleri 444 20 39   www.mavimarmara.net Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Mavi Marmara Bostancı +90 216 464 29 30      
Turyol Merkez +90 212 251 44 21 +90 212 251 96 74 www.turyol.com Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Turyol Eminönü iskelesi +90 212 527 99 52      
Adalar Müzesi +90 216 382 64 30 +90 216 382 58 42 www.adalarmuzesi.org Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Adalar Belediyesi +90 216 382 3 382 +90 212 381 76 61 www.adalar.bel.tr Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
İDO Deniz Taksi 444 44 98      
İDO Deniz Taksi G.Müdürlük +90 212 615 62 62 +90 212 616 54 24 www.deniztaksi.com.tr Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
M.Marmara D.T.Süvaribey Motoru +90 545 445 72 80      
M.Marmara D.T.Mavimarmara Motoru +90 545 445 72 72      
Heybeliada S.Ü.Kooperatifi (Liman) +90 216 351 96 30 +90 212 351 83 73    
Heybeliada Fayton Durağı +90 216 35113 90      
Heybeliada Hamal Kahya (Mehmet Yıldız) +90 536 263 82 95      
Büyükada Fayton Durağı +90 216 382 59 39      

Ada İçi ve Adalar Arası Ulaşım

Büyükada Saat ve İskeleme Meydanı 

Adalar'a Vardığınızda

Ağır bagajınız varsa iskelede bulunan taşıyıcılardan yardım isteyebilirsiniz. Bavullarınızı tekerlekli arabalarla otelinize, konutunuza kadar taşırlar.

Hizmetin fiyatını baştan sormalısınız ama gideceğiniz noktaya ve yükün miktarına göre 10-50 TL arasında değişir.

Adalar'da UlaşımFaytonlar

Fayton

Büyükada, Heybeliada ve Burgazada'da hemen iskele çıkışlarında fayton duraklarını bulabilirsiniz. Fayton duraklarında ve faytonların içinde fiyat tarifelerinin asılı olması bir zorunluluktur. Fiyatları lütfen sorunuz..

 

 

Adalar Arası Ulaşım

Adalar arası ulaşımLütfen tarifelere bakınız. Şehir Hatları Vapur seferleri ve Mavi Marmara'nın büyük motor seferleriyle bir Ada'dan diğerine geçebilirsiniz.

Plajlara Ulaşım

Tüm adalarda plajlara ulaşım için plaj işletmelerinin kendi motor seferleri vardır. Bu seferler ana iskelelerin hemen yanından kalkarak plajlarda sona erer.

Genellikle, plaja giriş ücreti dışında ulaşım ücreti alınmaz. Plajdan ana iskelelere dönüşte de bu ücretsiz seferlerden yararlanmanız mümkündür.

Bisiklet

Fayton Bisiklet MuzeHer adada ana iskelenin yakın çevresindeki dükkanlardan saatlik veya günlük olarak bisiklet kiralayabilirsiniz.

Lütfen kiralama ve bisiklet sürüş kurallarını sorunuz ve özenle dikkate alınız. Bu keyifli geziyi kendiniz ve başkaları için bir kabusa dönüştürmeyiniz.

Bisiklet kiralayan dükkanlarda fiyat tarifelerinin görebileceğiniz bir yerde ilanen asılı olması gerekir. Lütfen sorunuz...

Adalar'da Tekne, Sandal Kiralama İmkanları ve İlanları

Telefonlar, Faydalı Siteler...

Adalar Müzesi'ne Ulaşım

Adalar'ın jeolojik dönemlerden bugüne kadar geçirdiği değişimleri, renkli ve çok kültürlü yaşamı, değişik tatları, renkleri örebileceğiniz ve Adalar'da bulunmanın keyfini öğrenerek çoğaltabileceğiniz Adalar Müzesi'ni mutlaka görmenizi öneririz.

Adalar Müzesi'ne yürüyerek (ana iskeleden yaklaşık 20 dakika), bisikletle veya faytonla ulaşabilirsiniz.

Adalar'a Evcil Hayvan Getirmek

Adalar'a evcil hayvanınızla (kedi köpek) gelip birlikte dolaşabilirsiniz. Ancak adalara seferlerde bu konuda konmuş kurallara uymanız şarttır. Evcil hayvanınızı mutlaka kafeste taşımalısınız. Ağız tasmasını mutlaka takınız. Hayvanınız teknelerde Yalnızca açık alanlarda seyahat edebilir. Ek olarak yanınızda evcil hayvanınızın dışkısını toplamak üzere torba kagıt bulundurunuz ve kullandıktan sonra torbaları çöp tenekelerine atınız.

Meraklılara Not: Büyükada'da Aya Nikola mevkiinde Adalar Müzesi yakınında bir Köpek Barınağı vardır. Burada maalesef doğaya terk edilmiş olan ve yeni sahiplerini bekleyen yüzlerce köpek bulunuyor. Ziyaret etmek ister misiniz? Bknz harita..

Pratik Bilgiler

SAĞLIK

Acil Durumlar
Büyükada’da bir hastane ve bir sağlık ocağı bulunmaktadır. Diğer adalarda da sağlık ocakları vardır. Ayrıca Heybeliada’da göğüs hastalıkları üzerinde uzmanlaşmış bir poliklinik bulunmaktaydı. Şimdi kapalı.

Büyükada Hastanesi’nde dördü uzman toplam sekiz doktor çalışmaktadır. Heybeliada’daki poliklinikte bir grup tıp uzmanı, diğer adalardaki sağlık ocaklarında da pratisyen doktorlar hizmet vermektedir. Yaz aylarında sağlık ocaklarında nöbetçi pratisyen doktorlar çalışmaktadır. Her ada içerisinde ambulans hizmeti verilmekte, acil durumlarda şehre nakletmek için bir cankurtaran teknesi de bulunmaktadır.

Telefon Numaraları:
Büyükada Devlet Hastanesi: 0216 382 6228
Büyükada Sağlık Ocağı: 0216 382 6210
Heybeliada Sağlık Ocağı: 0216 351 8850
Burgazadası Sağlık Ocağı: 0216 381 1919
Kınalıada Sağlık Ocağı: 0216 381 4060

Eczaneler
Dört büyük adada; Büyükada, Heybeliada, Burgazada, ve Kınalıada’da eczaneler bulunmaktadır. Çalışma saatleri kışın hafta içi 08.00-18.30, yazın ise 08.00-20.00 arasıdır. Her adada geceleri, pazar günleri ve resmi tatillerde acil durumlar için bir nöbetçi eczane bulunmaktadır. Nöbetçi eczanenin adı her eczanenin camında yazmaktadır.

Bahşiş
Otel, restoran, hamam ve berber çalışanlarına yüzde beş ile yüzde on beş arasında bir miktar bahşiş bırakmak uygundur.

POSTA, TELEFON ve İNTERNET HİZMETLERİ

Posta ve Telefon
Postaneler üzerinde PTT yazan sarı levhalardan tanınabilir. PTT ayrıca telefon, telgraf ve faks hizmetleri de sunmaktadır. Büyükada’nın Merkez Postanesi, Recep Koç Caddesi’ndedir ve haftanın yedi günü yirmi dört saat hizmet vermektedir. Diğer adalarda ise postaneler resmi iş saatlerinde çalışmaktadırlar.

Adalar'ın telefon kodu İstanbul’un Asya Yakası ile aynı olup 0216’dır. İstanbul’un Avrupa Yakası’nın kodu ise 0212’dir.

GAZETE, DERGİ ve KİTAP

Dört büyük adada gazete ve dergi kioskları bulunmaktadır. Yine Büyükada’da vapur iskelesinin girişinde, aralarında Adalar ile ilgili kitapların da bulunduğu çeşitli kitap ve dergilerin satın alınabileceği bir kitapçı bulunmaktadır.

BANKALAR

Başlıca ulusal bankaların Büyükada ve Heybeliada’da şubeleri bulunmaktadır. Kınalıada ve Burgazada’da ATM makinelerinden TL, USD ve Euro çekilebilir, bankacilik işlemleri yapilabilir.

İro’nun Zeytinyağlı Enginarı

İro'nun Zeytinyağlı EnginarıMalzemeler

4 adet enginar
1 avuç iç bakla
2 avuç arpacık soğanı
1 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşığı toz şeker
2 dilim limon
2 dal dereotu
2 su bardağı sızma zeytinyağı
2 su bardağı içme suyu ince kıyım dereotu

Ülkemizde mevsiminde çokça kullanılan enginar daha çok zeytinyağlı olarak yapılmaktadır. Meraklıları için tavsiyem, ilk çıkan körpe ve ufak Çeşme, daha sonra da tadına doyulmayan Bayrampaşa enginarıdır. Ağır ateşte bir saat pişirilen zeytinyağlı enginara, mümkünse iç bakla katmayı ihmal etmeyin. Arpacık soğanlarıyla yapacağınız enginarın tadı ve sunumu çok daha güzel olacaktır. Genellikle havuç, patates ve bezelye katılarak yapılan zeytinyağlı enginarın dışında benim tarifim, eski İstanbul’da Ermeni ve Rum madamların yaptığı biraz farklı lezzeti olandır. Evinde kurduğu çilingir sofrasında bana da bir iskemle uzatan, toprağı bol olsun, Jorj Herman ağabeyimin kıymetli eşi, bebekliğimde kucağını kirlettiğim Madam İro’nun enginarını yiyelim.

Devamını oku: İro’nun Zeytinyağlı Enginarı

Balık Çorbası

Balık ÇorbasıMalzemeler

1 kg beyaz etli balık (kırlangıç, kefal, iskorpit, lipsos olabilir)
1 adet pavurya, 10 adet karides
10 adet midye içi, 1 tüp kalamar
1 ahtapot bacağı
3 litre içme suyu
1 çay bardağı zeytinyağı
1 adet havuç
1 yemek kaşığı bezelye
1 adet patates
1 adet domates
1 adet kuru soğan
3 adet sivribiber
1/2 demet maydanoz
1 adet limon
1 adet defne yaprağı
1 tatlı kaşığı karabiber, 1 tatlı kaşığı tuz

Devamını oku: Balık Çorbası

Çiroz Salatası


Çiroz SalatasıUskumru çirozunu mevsiminde çiğden alarak kendiniz yapabilirsiniz. İçini kanı kalmayacak şekilde temizlediğiniz uskumruları iyice yıkayın. Sonra tuzla ovarak kuyruğundan her bir balık arası on santim gelecek aralıklarla sicime bağlayarak sıralayın ve balkonunuza asın. 20 günde kuruyup çiroz olan uskumruları kurtlanmaması için gazete kağıdına sarıp buzdolabına kaldırın.

Yok eğer bunlarla uğraşamam diyorsanız, iki adet çirozu ateşte közledikten sonra gazete arasına koyup çekiçle dövün. Kemiğinden ayırdığınız etlerini de bir tabağa alın. Soğuduktan sonra sirkeye yatırın. Bir saatten az olmamak kaydıyla sirkede kalan çirozun sirkesini süzün. Zeytinyağı, tekrar sirke ve dereotu ilavesiyle mezeniz hazırdır. 

Fasulaki Bombalaki

Fasulaki BombalakiMalzemeler

1/2 kg bomba fasulye
1/4 domates salçası
4 adet orta boy kuru soğan
1 yemek kaşığı biber salçası
1 su bardağı içme suyu
2 kesme şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 su bardağı zeytinyağı
tereyağı

Bu tabir, bir zamanlar Büyükada Hristos’ta kır gazinosu işleten ve Façyo lokantalarının kurucusu Ligor Façyo’nundur. Bomba fasulyeden yapılan sıcak fasulye yahnisine baba dostu Barba Ligor böyle derdi. Fakat üzülerek söylemeliyim ki İstanbul'a göçün bir diğer kötü yansıması da isimlerin değişikliğiyle görülmüştür. Asırların iri 'bomba' fasulyesi, şimdilerde Hindistan’ın Bombay şehrinin adıyla telaffuz ediliyor. Eskilerin bir tabiri vardır. Galat-ı meşhur diye, yani bozuğu, esasından daha meşhurdur diye. Korkarım Bombay da galat-ı meşhurlar sınıfına girdi! Her neyse biz ağız tadımıza uygun mezemizi yapalım.

Devamını oku: Fasulaki Bombalaki

Kavurma Balık

Kavurma BalıkMalzemeler

1 kg kuşbaşı doğranmış fener balığı
1 adet domates
1 yemek kaşığı tereyağı
2 adet sivribiber
1 çay kaşığı kekik
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
1 diş sarımsak
1 küçük boy kuru soğan

Soğanı yağda öldürün, sarımsağı da katın ve balıkları kavurmaya başlayın. Sivribiberi doğrayıp katın. İnmesine yakın kekik, domates yanakları, karabiber ve tuzu ilave edin. 20 dakikada hazırdır.

Et ve tavuk kavurmada da aynı malzeme ve yöntemi uygulayabilirsiniz.

Lakerda

LakerdaYurtdışında yaşayan eski bir Adalı, Hürriyet gazetesinde rahmetli Tuğrul Şavkay’a dört sene önce yolladığı mektupta, Büyükada’daki balıkçıdan tuzsuz lakerda alıp yediğini yazmıştı. Tuğrul bey de, “Tuzsuz lakerda nasıl oluyor? Bir bilen varsa yazsın, ben de bileyim!” diye okuyucularına başvurmuş, üç hafta sonra da gelen mektupları yayınlarken en doğru yanıtı benden aldığını yazısına eklemişti. Lakerda tuzlanarak yapılır. Tuzlamadan imal etmek mümkün değildir. Lakerdanın tuzunu azaltmak için birkaç saat suda bekletirlerdi. Tansiyon hastaları için Adalı balıkçı Karlo’nun bu yöntemi, eski Adalıya tuzsuz lakerdayı çağrıştırmış olmalı. Rakıya en çok yakışan mezelerinden biri lakerdadır. Lakerdayı pahalı fiyatla balıkçıdan almak yerine ucuza evinizde kurabilirsiniz. Lakerda, palamut veya torikten yapılır. Bunun dışında izmarit, kolyoz, uskumru da tuzlanarak meze yapılabilir. İzmariti tuzlarken kafasını ağırlıkla vurarak ezmeniz gerekir.

Palamut veya torikten yapacağınız lakerda için üç adet yeterlidir. Balığın kafa ve kuyruk tarafından iki parmak kalınlığındaki kısımlarını tavalık veya pilakilik olarak ayırın. Geri kalan kısmını dört parmak kalınlığında takoz tabir edilen dilimlere ayırın. Palamuttan yaparsanız iki takoz, torikten üç takoz çıkar. Takozların içinde kan kalmamasına dikkat edin ve temiz suya atıp buzdolabında sabaha kadar bekletin. Sabah, süpürgenin yongasını kemiğin ortasından geçirerek kanının akmasını sağlayın.

Devamını oku: Lakerda

Naci’nin Portakallı Pırasası

Nacinin Portakallı PırasasıMalzemeler

4 sap pırasa
3 adet havuç
2 avuç arpacık soğanı
1 adet Washington portakalı
1 yemek kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
2 su bardağı sızma zeytinyağı
3 su bardağı içme suyu

Kış mevsiminin bu bereketli sebzesinden çeşitli mezeler yapmak elinizde. Benim favorim portakallı zeytinyağlı pırasadır. Aile dostumuz ve komşumuz bankacı Naci Uytun ağabeyimiz emekli olduktan sonra, hobisi olan mobilyacılığı değil de simyacılığı tercih etti! Mutfağa geçip birbirinden güzel yemekler yaptıkça anneme de tattırıp onay almaya çalışıyordu. Naci ağabeyin başarıyla yaptığı portakallı pırasayı meze olarak öneriyorum.

Ayıklayıp yıkadığınız dört sap pırasa ile üç adet havucu baklava şeklinde verev olarak doğrayın. İki avuç ayıklanmış arpacık soğanı ile birlikte bir tencereye koyun. Bir adet Washington portakalının kabuğunu rendeleyip bir yemek kaşığı toz şeker, bir tatlı kaşığı tuzla birlikte üzerine serpiştirin. Kabuğu rendelenmiş portakalı kalın yuvarlak şekilde dilimleyip üzerine dizin.

Devamını oku: Naci’nin Portakallı Pırasası

Soya Soslu Balık Salatası

Soya Soslu Balık SalatasıMalzemeler

3 adet uskumru (Norveç de olabilir)
1 yumurta sarısı
1 kahve fincanı soya sosu
1 tatiı kaşığı hardal
1 çay bardağı zeytinyağı
1 adet limon
1/2  kahve fincanı sirke
1/2 demet dereotu
karabiber, tuz

Balığı suda haşlayın. Soğuduktan sonra ayıklayın. Kılçık kalmasın. Derin bir kapta dereotu hariç tüm malzemeyi çırparak sos yapın ve balıkların üzerine döküp bir saat marine edin. Servis yaparken dereotu kıyıp serpin.

Balık Çorbası

Balık Çorbası

Malzemeler
1 adet orta boy balık
1 havuç
1 soğan
1 adet yapraklı kereviz
1 diş sarımsak
1/2 demet maydanoz
2 tatlı kaşığı tuz
1 limon suyu
1 yumurta
2 çorba kaşığı mısır nişastası
1 çorba kaşığı krema
1 tatlı kaşığı kırmızı biber
1 çorba kaşığı tereyağı

Devamını oku: Balık Çorbası

Zeytinyağlı Dolma

Zeytinyağlı DolmaMalzemeler
1 kg soğan
3 silme su bardağı pirinç
100 gr dolmalık fıstık
100 gr kuş üzümü
15 tatlı kaşığı şeker
3 tatlı kaşığı tuz
3 tatlı kaşığı nane
1,5 çay bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı yenibahar
1/2 tatlı kaşığı karabiber

Devamını oku: Zeytinyağlı Dolma

Asma Yaprağında Sardalya

Asma Yaprağında Sardalya6 kişilik
Balıkları ve yaprakları yıkayın. Balıkların üzerine tuz ve karabiber serpin. Dörder dörder asma yapraklarına sarın. Mangalda ızgara yapın.

Selin’den not : Ada bahçemizin asma yaprağı çok bereketlidir. Kalabalık olan ev halkını doyurduğu gibi, asma yaprağında sardalya isteyen, Ferda ve Hilal Dilege gibi müşterileri geldiğinde, Büyükada’nın en sevilen restoranlarından Façyo’nun da yardımına yetişir.

Tarif Selin Kutucular'ın "Büyükada Yemekleri" kitabından alınmıştır.

Izgara Köfte

Izgara KöfteMalzemeler
1 kg köftelik dana kıyması
1 tatlı kaşığı kekik
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı tuz
1 yumurta
5 dilim ekmek içi (suda beklemiş ve sıkılmış)

Kıymayı kekik, kimyon, karabiber ve tuzla karıştırın. İçine ekmek içini ve yumurtayı katarak iyice, 15-20 dakika yoğurun ve şekil verin. Tercihen kömür ızgarasında pişirin.

Tarif Selin Kutucular'ın "Büyükada Yemekleri" kitabından alınmıştır.

Kabak Kızartma

Kabak KızartmaMalzemeler
1 kg kabak
Tuz
Un
Kızartmak için ayçiçek yağı
Dereotu

Kabaklarınızı iyice yıkayın. Kabuklarını kazımayın, boyuna doğru, ince ince kesin. Tezgâhınızın üstüne koyun. Üzerlerine tuz ve elinizle hafifçe su serpin. Elinizle harmanlayın. Yağlı kâğıdınızın üstüne yeterince un koyun ve kabaklarınızı tek tek unlayın. Bu arada kızartma yağını kızdırın. Unladığınız kabakları derin bir kaba koyduğunuz suya batırdıktan sonra kızdırdığınız yağda kızartın. Açık sarı bir renk olduğunda kabakları yağlı kâğıt üstüne alın. Yağı süzüldükten sonra servis tabağına yerleştirin. 1, 2 dal dereotu koyun. Sarmısaklı yoğurtla servis edin.

Tarif Selin Kutucular'ın "Büyükada Yemekleri" kitabından alınmıştır.

Büyükada - Merkez

Tarihi İskele

Büyükada Merkez - Tarihi İskeleVapur terminalinin dikkat çeken bir sekizgen yolcu salonuna sahip, kurşun kubbeli binası, 1899 senesinde İzmitli bir mimar olan Mihran Azaryan tarafından tasarlanmış ve bu binanın yapımı 1915 senesinde tamamlanmıştır. Çini dış kaplama, Kütahyalı Mehmet Emin efendi tarafından yapılmıştır. Üst kat 1918-23 seneleri arasında bir kafe olarak, 1923-50 yılları arasında ise, Cumhuriyet Halk Partisi adalar ilçe merkezi olarak kullanılmıştır. 1950-51 arasında, adanın ilk kapalı sineması buraya kurulmuştur. 1999-2000 yılları arasında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Genel Müdürü Çelik Gülersoy’un üst kata Marmara’nın Asya kıyılarını gören, ada gezisi öncesi ve sonrası bir şeyler yiyip içmek için ideal bir yer olacak şık bir kafe açmaya karar vermesiyle bina restore edilmiştir.

Devamını oku: Büyükada - Merkez

Büyükada - İki Tepede İki Manastır ve Rum Yetimhanesi

Hristos ManastırıAdanın her iki tepesinde de manastırlar bulunur ve güney zirvesi, Yüce Tepe’nin aşağı tarafında, doğu sahili üzerinde bir üçüncü manastır daha yer almaktadır. Her üç manastıra da kasabadan kiralanan bir fayton vasıtasıyla varılabilen, ve adanın tam ortasında yer alan Luna Park meydanindan kolayca ulaşılabilir. Nefeslerine ve ayaklarına güvenenler, Merkezden Kadıyoran yokuşunu izleyerek önce Hristos Manastırı’na, ardından Rum Yetimhanesi’ne, sonra da Luna Park meydanı üzerinden Aya Yorgi tepesine çıkabilir. Bu yol sıkı bir yürüyüşle yaklaşık 1.5 saat sürer.

Adanin kuzey zirvesi olan İsa Tepesi’nde, Başkalaşım Manastırı (Hagios Sotiros Christou) bulunmaktadır. Manastıra giden yolda, bir zamanlar Rum Yetimhanesi olarak kullanılmış ve şuan çürümeye terkedilmiş büyük bir tahta yapıyla karşılaşırsınız. Aziz George Koudonas Manastırı, adadaki iki tepe içersinde en güneyde yer alan Yüce Tepe’de bulunmaktadır. Adanın ortasındaki Luna Park meydanindan bu manastıra ulaşan bir patika vardır.

Devamını oku: Büyükada - İki Tepede İki Manastır ve Rum Yetimhanesi

Büyükada - Faytonla ve Bisikletle de Yapılan Küçük Tur Rotası Boyunca Önemli Konaklar ve Köşkler

küçük tur rotasıBuyukada’da faytonla yapılan ve ziyaretçilerin çok hoşlandiklari turlar Saat Meydani’nin hemen yanindaki durak yerinden başlar ve belirlenmiş standart rotalar Büyükada’nın tamamını içeren Büyük Tur ve İsa Tepesi ile Yüce Tepe arasındaki kuzey kısmı içeren Küçük Tur olarak iki ayri paket halinde gercekleşir.

Devamını oku: Büyükada - Faytonla ve Bisikletle de Yapılan Küçük Tur Rotası Boyunca Önemli Konaklar ve Köşkler

Büyükada - Luna Park Meydanı'ndan Merkeze Dönüş Yolunda

Aya Nikola Manastırı

Aya Nikola Manastırı (Hagias Nikolaos)Aziz Nikola (Hagios Nikolaos) Manastırı adanın doğu kıyısında yer alır. Bu manastıra hem kıyı yolunu hem de Yüce Tepe’nin zirvesinin aşağısında bulunan meydandan çıkan başka bir yolu kullanarak ulaşabilirsiniz. Manastır, çıkan bir yangında harap olmasının ardından onyedinci yüzyıldan beri terkedilmiş olan Kayra Bizans yerleşkesinin üzerinde ve yanında bulunur. Tarihte, bu manastırdan ilk defa İngiliz gezgin Thomas Smith tarafından 1680 senesinde bahsedilmiştir. Manastırın orjinal katholikonu, Kayra Bölge Kilisesi’nin bulunduğu yere ve bu yapının yıkıntılarından tekrar inşa edilmiş olabilir. 1783 yılında manastır geçici bir süre için bir azınlık okuluna ev sahipliği yaptı. Bu okul daha sonra İstanbul’daki patrikhanenin yanına Megale Scole ya da Büyük Okul ismiyle tekrar kuruldu. Okul faaliyetlerine hala devam etmektedir.

Devamını oku: Büyükada - Luna Park Meydanı'ndan Merkeze Dönüş Yolunda

Heybeliada - Merkez

HeybeliadaAdaya vapurla yaklaşan ziyaretçiler, üzerinde bulunuduğu tepeye egemen olan Rum Ortodoks Papaz Okulu’nu, Halki Palas Oteli’ni, eski Rum Ticaret Yüksek Okulu’nu (bugün, Denizcilik Lisesi’nin bir bölümüdür) ve Değirmen Tepesi’ni, Su Sporları Kulübü’nün üst tarafına kurulmuş olan ihtiyar yel değirmenini görebilirler. Adanın merkez bölgesini, doğu sahilindeki vapur iskelesi ve kuzeyde, buranın hemen yakınında yer alan deniz otobüsü iskelesi oluşturur. Bu iki iskele arasındaki sahil yolu boyunca, café ve restoranlar sıralanmıştır. Sahil yoluna paralel uzanan ana pazar sokağı, sahil yolunun hemen bir üst sokağıdır. Adanın güneydoğu burnunda, vapur durağının hemen yanında, iki kuleli ana binası ve minyatür limanıyla Deniz Lisesi yer alır; iskelelerin hemen kuzeyinde de balıkçılar için küçük bir liman vardır; balıkçı tekneleri ve özel tekneler buraya çapa atarlar.

 

Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi

Aziz Nikola Rum Ortodoks KilisesiAziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi (Hagios Nikolaos), kasabanın ana meydanına egemendir. Kilise, neredeyse tüm erkeklerin denizci ya da balıkçı oldukları bir adaya uygun olarak, denizcilerin koruyucu azizi olan Aziz Nikola’ya adanmış bir Bizans kilisesinin yıkıntıları üzerine 1857 yılında kurulmuştur. Yapının mimarı Hacı Stefani Gaytanki Kalfa’dır. Kilise 1894’teki depremde hasar görmüştür; ancak kısa süre sonra onarılmıştır. Kilise, merkezi kaplayan yüksek bir silindirin tepesine örtülmüş kubbesi, dört destek payandası, dört kolunun üstündeki beşik kemerleri (barrel-vaulted), ve ana yapıdan bağımsız olarak yükselen çan kulesi ile plan açısından haç şeklindedir. Sunağın altında, 1775’te ölen Piskopos I. Samuel’in mezarı bulunur. Narteks’in önündeki ayrı bir yapı ise Aziz Paraskevi’nin kutsal çeşmesine (Hagia Paraskevi) ev sahipliği yapar.

Devamını oku: Heybeliada - Merkez

Heybeliada - Orman İçi Tur Yolu, Manastırlar ve Çam Limanı

Heybeliada Orman İçiMerkezdeki fayton durağından kalkan faytonlarla ada turu yapmak keyiflidir. Tam tur, adanın kuzey kıyılarını izleyerek başlar ve büyük bölümü ormanlık alanda geçer. Aya Triada Manastırı ve Ruhban Okulu’nun bulunduğu Ümit Tepesi’nin eteklerini dolaşan yol Eski Ceneviz gözetleme kulelerinden birinin yer aldığı Değirmen Piknik ve plaj alanına gider. Sonra ikinci tepenin eteklerinden Çam Limanı’na kadar çok uzun bir yolu izler. Bir bölümü Bizans döneminden günümüze ulaşan 5 manastır bu yolun çevresindedir.

 

 

Aya Triada Manastırı ve Ruhban Okulu

Aya Triada ManastırıBizans döneminde, o zamanlar Halki olarak bilinen Heybeliada’daki manastırlardan en ünlüsü, Hagia Triada, diğer adıyla Kutsal Teslis’tir. Manastırın Ümit Tepesi üzerindeki arazisi üzerinde, Bizans dönemindeki manastırın izinden gelen ve onunla aynı adı taşıyan Rum Ortodoks ilahiyat okulu yer alır. Bugünkü manastır, Heybeliada’nın en göze çarpan yapısıdır; adaya vapurla yaklaşırken ve kasabanın içinden bakıldığında, yapı görüşe tümüyle hakim olur.

Heybeliada’da bulunan bir manastırın sözü ilk olarak, 9. yy.’da Aziz Theodore Studius’un yazılarında geçer. Konstantinopolis’in ünlü manastırı Aziz John Studius’un baş rahibi olan Theodore, imparatorun İkonoklazm politikalarını eleştirmesinden ötürü, V. Leon (tks 813-20) tarafından Heybeliada’daki bir manastıra sürülmüştü. Theodore Heybeliada’dayken mektuplar, dinsel incelemeler ve içlerinden biri manastırdaki bu hücresinden sevgiyle söz eden bazı şiirler yazdı. Kutsal Teslis Manastırı, ilki piskoposluk yaptığı iki ayrı dönem arasında, ikincisi ise 887-90 yılları arasında olmak üzere iki kez manastıra sürgün edilen piskopos Photius (858-67) tarafından restore edilmiştir. Photius 890’da manastırda ölmüş ve buraya gömülmüştür; ölümünün ardından aziz ilan edilen Photius’a, bugün, Kutsal Teslis İlahiyat Okulu’nun koruyucu azizi olarak saygı duyulur.

Manastır, 1453’teki Türk Fethi sırasında yok edilmiştir; bu olayla ilgili olarak, kimliği bilinmeyen bir tarihçi, "bir zamanlar, yalnızca rahiplere değil krallara ve asilzadelere de bilgelik öğretildiği ve bilginin okutulduğu bu saray"ın ardından yas tutar. Manastır 1550 yılında, ilerde buraya piskopos olacak olan III. Metrophanes (1565-72, 1579-80) tarafından yeniden inşa ettirilmiş ya da kısmen restore edilmiştir. Metrophanes, ayrıca, manastıra üç yüz civarında elyazması bağışlamıştır; bu armağan, daha sonra Ortodoks dünyasının, İstanbul’daki Patrikhanenin kütüphanesinin ardından en ünlü kütüphanelerinden biri durumuna gelecek olan manastırın çekirdeğini oluşturmuştur.

Hagia Triada 17 ve 18. yy.’da çeşitli zorluklarla karşılaşmış; fakat en azından finansal kaynakları Rus Çarı Büyük Peter’in (1682-1725) manastıra uzun vadeli bağışlar sağlayacak bir altın mühür (chrysobull) çıkarmasının ardından gelişme kaydetmiştir. Manastır 1773’te, gayretli baş rahibi Sağır Samuel’in çabalarıyla yeniden inşa edilmiş ve bakımı yapılmıştır. 1821’de, Yunan Bağımsızlık Savaşı’nın başlangıcında bir çete tarafından saldırıya uğrayan ve ateşe verilen yapı, ciddi şekilde hasar görmüştür. Manastır, bir kilise meclisi toplantısında "Tanrı’ya şükran sunmak amacıyla ve ilahiyat öğretmenleri, öğrenmeyi arzulayan rahipler ve geleceğin rahiplerinin ikamet edeceği bir ilahiyat okulunun inşa edilmesi" yolunda karar çıkaran Piskopos IV. Germanos tarafından 1844’te yeniden yapılmıştır. Derslikler, çalışma salonu, öğretmenlere ait bölge, öğrenci yurtları, yemekhane, revir ve piskopos dairelerini barındırmak üzere ahşap yapılar inşa edilirken, kütüphane için iki katlı taş bir bina yapılmıştır. Daha sonra 1891’de, idari odaları ve yeni yurtları içermek üzere üç katlı bir kanat daha eklenmiştir. Bu yapıların tamamı 1894’teki büyük depremde ciddi hasar görmüştür. Bu nedenle, manastır için tümüyle yeni bir binanın inşa edilmesi gerekti ve bunun için gerekli tüm sermaye, hayırsever Pavlos Skylitsis Stephanovik tarafından sağlandı. Yeni manastır, mimar Pericles Photiades tarafından tasarlanmış ve yapı, 6 Ekim 1896’da, İlahiyat Okulu’nun rektörlüğünü yürüten archimandrite (yüksek rütbeli papaz) Germanos Gregoras’a ithaf edilmiştir.

Devamını oku: Heybeliada - Orman İçi Tur Yolu, Manastırlar ve Çam Limanı

Burgazada - Merkez

burgazadaİskelenin her iki yanında sahil boyu balıkçı lokantaları ve çayevleri sıralanır. 25 m.’lik bir yüzme havuzuna sahip Adalar Su Sporları Kulübü ile hemen yanındaki Burgazada Su Sporları Kulübü, vapur iskelesinin güneyindeki Molozburnu’nda yer alır. İskelelerin yanından kiralanabilen deniz motorları ziyaretçilerini adanın güney ve batı sahillerinde yer alan çakıl taşlı plajlara götürür.

 

 

 

Aya Yani Kilisesi

Aya Yani KilisesiBir Rum Ortodoks kilisesi olan Yahya Peygamber Kilisesi (Hagios Ioannis Prodromos), iskeleye yanaşırken vapurdan görünen manzaraya egemen olan ve yüksek bir silindir üzerine yerleştirilmiş kubbesiyle kasabanın en göze çarpan anıtıdır. Deniz otobüsü iskelesinin güneyindeki ilk sokak sahil boyunca takip edildiğinde, kiliseye kısa sürede varılabilir.

1899’da yapılan bugünkü kilisenin, Yahya Peygamber Kilisesi’nin katholikonunun bulunduğu yere kurulmuş olduğuna inanılmaktadır. Asıl katholikon büyük olasılıkla 11. yüzyılda inşa edilmişti. Binanın bölümlerinin ise, önceki yapının planına sadık kalınarak inşa edilmiş bugünkü kilisede bir araya getirildiği düşünülmektedir. Bu yargıya kanıt ise George Mastoropoulos’un "Adalar’ın Patriarkal Manastırları" adlı eserinde gösterilmektedir.

Son cemaat yeri, diğer bir deyişle örtülü geçidin, sol yanında bir merdiven, kubbeli bir tavana sahip, küçük bir yer altı odasına açılır. Odanın, Aziz Methodios’un II. Mikhail tarafından hapsedildiği ve imparator Theophillos tarafından serbest bırakılana dek yedi yıl boyunca kaldığı zindan olduğuna inanıldığı için, burası Aziz Methodios’a adanmıştır.

Theodora Antigone’de Methodius’un uzun yıllar hapsedildiği mağaranın üzerine Vaftizci Yahya Kilisesi’ni yaptırdı. Hâlâ adalıların baş tapınağı olan yenilenmiş modern ahşap kilisede (aslı, taş ve tuğladan yapılmıştı),eski yapıdan çok az eser vardır. Yine de kavisli çıkıntı, ya da doğu bölümü, asıl yapıya ait bir kısımdır

Devamını oku: Burgazada - Merkez

Burgazada - Merkezin Ötesinde

Burgazada Aya Yorgi ManastırıAya Yorgi Manastırı

Hagios Georgios (Aziz Georgios) Karyptis Rum Ortodoks Manastırı adanın kuzey sahilinde yer alır ve Gönüllü Caddesi takip edilerek ulaşılır. Ana kapı katholikonun zeminine açılır; buradan aşağı inen bir merdiven de iki katlı bir bina olan manastır yurduna götürür.

Manastırın Bizans döneminde kurulduğuna inanılsa da, bahsi ilk kez 17. yy.ın ikinci yarısında geçmektedir. Bu tarih, İstanbul’daki Rum hancıların, neredeyse harabeye dönmüş manastırı restore etmek ve sağlamlaştırmak istemelerine denk düşer.

Bugünkü kilise, Simeon Sinyosoğlu tarafından sağlanan bağışla 1897’de yapılmıştır. Yapı, büyük olasılıkla asıl katholikonun tasarımına uyularak, ortaçağ Bizans mimarisinin Yunan-haç (Greek-cross) planına göre inşa edilmiştir. Kilisenin, altın kabartmalı ve ahşap oymayla yapılmış oldukça iyi bir ikona duvarı ve kaliteli ahşap işçilikle üretilmiş bir piskopos tahtı vardır. İkonaların diğer tarafında şu sözler yazılıdır: "Kutsal Efendimizin 1818 yılında Giritli Keşiş hizmetkar Joachim tarafından." 18. yy.dan kalma ikona duvarı, şüphesiz, eski manastırın katholikonuna aittir.

Hristos Tepesi ve Manastırı

Hristos ManastırıBir Bizans manastırı olan Theokoryphotos (Hz. İsa’nın Başkalaşımı), adının da söylediği gibi, Hristos (İsa) Tepesi’nin zirvesinde yer alır. Bizans kaynaklarınca doğrulanmamış olmamakla beraber, söylenceye göre, manastır Makedonyalı İmparator I. Basil tarafından (tks 867-86) bir antik Yunan tapınağının kalıntıları üzerine kurulmuştur.

18. yy.ın sonunda ise manastır terk edilmiş, bir harabe haline gelmiştir. Manastırdan günümüze, eski manastır bölgesinin çeşitli yerlerine dağılmış, önceki yapılara ait harabeler ve mimari kalıntıların yanı sıra, 19. yy.da yapılmış bir kiliseyle 18. yy.da inşa edilmiş iki katlı bir yapı kalmıştır. Manastır bölgesi girişinin içinde, çok güzel oyulmuş dört Bizans sütun başını da içeren bir dizi antik mimari kalıntısı bulunur.

Manastır yöresinin sınırları içinde bugün bile hâlâ yağmur sularını toplayan dört adet kocaman, kemerli yer altı sarnıcı bulunuyor.

Tepeden seyredilen manzara harikadır: Bütün Adalar ve Asya sahilleri görülebilir. Rumlar ve diğerleri hâlâ, Hz. İsa’nın Başkalaşımı’nın panigirisini (o yerdeki kiliseye adını veren azizin anısına yapılan şenlik) hatırda tutmak üzere 6 Ağustos’ta kiliseye geliyorlar; bu olay eskiden, tepenin zirvesinde müzik ve danslarla kutlanırdı.

Rum mezarlığı, manastır bölgesinin hemen yukarısında. Mezarlıktaki minik kilise, tapınakları hep tepelerin zirvesinde kurulmuş olan Hagios Profitis İllias’a adanmıştır.

Devamını oku: Burgazada - Merkezin Ötesinde

Kınalıada

Merkez

KınalıadaDiğer dört büyük adanın aksine Kınalıada’da fayton yok. Adanın yerleşim olmayan batı kısmını keşfetmek isteyenler yürümeli ya da bisiklete binmeli. Yerel halk atların yokluğundan memnun olduklarını söylüyorlar çünkü ada böylelikle diğerlerinden daha hoş kokuyor. Her halükarda ada oldukça küçük ve her yer birbirine kısa bir yürüyüş mesafesinde.

 

 

 

 

 

 

Rum Ortodoks Kilisesi

Sahil yolunda kısa bir mesafede Çınarlı Köşk Sokağında Rum Ortodoks kilisesi var. Kilise 1886’da kurulmuş ve Tanrı’nın Kutsal Anasının Doğumuna (Genissa Panagia Theotokou) ithaf edilmiş. Kilise üç geçitli bir bazilika şeklinde ve güneyindeki avludan girilen bir narteksi var. Narteks’te Bakire Meryem’in doğumunu simgeleyen gümüşle kaplı bir ikona var. Kilisenin orta kısmını mabetten ayıran ikona duvarında (iconostasis) gümüşle kaplı başka ikonalar da bulunuyor. Kilise 7-8 Ekimde panigiri, Bakire’nin doğumu yortusunu kutluyor.

Surp Lusavoric Ermeni Kilisesi

Surp Lusavoric Ermeni KilisesiErmeni Gregoryen Kilisesi sahil yolundan içeride üçüncü sıradaki Narçiçeği Sokağı’ndadır. Bu adalarda kurulan ilk ve tek Ermeni Gregoryen kilisesidir. Kilise 1857’de kurulmuş ve Surp Krikor Lusavoriç, Aydınlatan Aziz Gregory’ye ithaf edilmiştir. Kilise bugünkü halini 1988’de yeniden inşa edildikten sonra almıştır.

Mihrab perdesi Trabzon’daki Aziz Auxent Ermeni Kilisesi’nden alınmıştır. Mihrabın arkasında Bakire Meryem ve İsa’yı gösteren bir resim vardır. Mihrabın sağında ve solunda da iki resim vardır. Soldaki Ermeni Gregoryen Kilisesi’nin kurucusu Aydınlatan Aziz Gregory’yi, sağdaki de 4. yy.’ın yarısında Ermeni Gregoryen Kilisesi Patriği olan Aziz Nerses’i tasvir eder. Sağ taraftaki sunak, elinde Ermenistan Etchmiadzin’de inşa ettiği katedralin bir modelini tutan Aziz Gregory’yi gösterir ve ona adanmıştır. Kilisenin orta kısmının duvarlarında ortaçağ Ermeni tarzında taş oymacılığının güzel eserlerini içeren panolar bulunmaktadır. Panolardan biri 1909 ve 1913 yılları arasında Kınalı’da bir yazlığı olan ünlü Ermeni bestecisi Gomidas’a adanmıştır.

Cami

Kinalıada CamiiKınalıada Cami sahilde iskelenin güneyindedir. Cami 1956’da Mimar Başar Acarlı tarafından modern soyut biçimde inşa edilmiştir

 

 

 

 

 

Köşkler, Konaklar:

Diğer dört büyük adada da olduğu gibi Kınalıada’da da bazıları Osmanlı döneminden kalan pek çok güzel köşk, konak, ve yalı var. Bunların çoğu vapur iskelesinin sağına doğru sahil yolu üzerinde ve İskele Caddesi’nin yan sokaklarında bulunuyor. Aşağıda bu mekanların ilginç ve etkileyici örneklerinin bir listesi var. Bazılarının yanında parantez içinde geçmişteki ya da şimdiki sahiplerinin adları ve eğer biliniyorsa eski evlerin inşa edilme tarihleri bulunuyor.

Ali Boran Meydanı:

Sirakyan İkizevler# 11, 13, Sirakyan İkiz Evleri (Deniz kıyısında, iskelenin yanındaki bu evler köy manzaralı eski kartpostallarda görülebilir,) 20. yy. başlarında İzkon Sirakyan yaptırmıştır.

Alsancak Caddesi:

# 11, Papazyan Yalısı (on dokuzuncu yüzyıl; 1917-20 yılları arasında) Dr. Dıran Paşa Papazyan General Wrangel’in Beyaz Rus ordusunun askerleri için hastane olarak kullanmıştır.

Akasya Caddesi:

# 11, Derunyan Evi I (19. yy.; 1916-17 yılları arasında) Nersesyan Ermeni Okulu olarak kullanılmıştır.

# 35, Acemyan Evi (1907); eski Otel Şahap (Chahab), konukları arasında Yahya Kemal Beyatlı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Riza Tevfik, Halide Edip Adıvar, Refik Halid Karay, ve Nazım Hikmet gibi yazarlar vardır

(Eski Yarbaşı Sokagı; Akasya Caddesi’nin devamı):

# 1, Taşcıyan Köşkü (19. yy. sonlarında) Proti Oteli’nin sahibi bankacı Sarkis Taşcıyan yaptırmıştır.

Fazıl Ahmet Aykaç Caddesi

# 23, Ağası Evi II (19. yy. sonlarında) Topkapı Sarayı’nın en büyük kuyumcusu Ağas Ajderhanyan yaptırmış; Ermeni besteci Gomidas 1909-13 yılları arasında, şair ve yazar Fazıl Ahmet Aykaç 1923-28 yılları arasında burada oturmuştur.

# 37, Apraham Ağa Evi (19. yy. ortaları)

# 57, Görey Köşkü, şimdiki adıyla Poyrazlı Köşkü ünlü grafik sanatçısı Ihap Hulusi Görey tarafından yaptırılmıştır.

Manastır Tepesi

Dönüşüm Manastırı

Dönüşüm ManastırıDönüşüm Manastırı, Manastır Tepesi’nin üstündedir. Bu manastır aynı isimdeki Bizans manastırının yerine kurulmuştur. Bu manastırın bazı mimari kısımları katholikon yani keşiş manastırının içine yerleştirilmiştir, diğerleri ise araziye yayılmış durumdadır. Türklerin fethinden sonra manastır yıkılmaya başlamış ama sonra 1722’de İstanbul’da iş yapan Sakızadalı bir grup zengin Yunanlı tüccar tamamen onarımını üstlenmiştir. Bu tüccarlar Bizans katholikonunun yerine yeni bir kilise inşa ettirmiş ve yanına Aziz Paraskevi’ye adanmış bir şapel eklemişlerdir. İconostasis ve piskoposluk tahtı ağaç oymacılığının güzel eserlerindendir. Özgün katholikondaki Bizans ikonları İstanbul’da Rum Ortodoks Patrikhanesi’nde korunmaktadır. Şimdiki kilisenin ikonları Rus yapımıdır ve 1723’te Patrik III. Jeremias’a Çar Büyük Petro tarafından yollanmıştır.

Plajlar

Adanın çevresinde çakıl taşlı kumsallar var; merkezde, iskelenin iki yanında da uzanıyor. Adanın kuzey kıyısında, Kınalıada Su Sporları Kulübü’nde ve güney kıyısında, Teos kumsalında yüzme havuzları bulunmaktadır. Köyün dışında da sahil boyunca kumsallar ve kıyı lokantaları mevcut ve bazılarına iskeleden kalkan teknelerle ulaşmak mümkün. Güney sahilindeki kumsallardan birinin arkasında Aziz Fontini’ye adanmış bir ayazma, kutsal pınar vardır.

Sedefadası - Antirovithos

Sedef Adası, özel ada gibidir. 1960’lı yıllarda kurulan kooperatif tarafından adada 60’a yakın villa yapıldı. 

Adanın bütün hizmetleri, ulaşım dahil kooperatif eliyle verilmektedir.

Yaz aylarında seyrek de olsa Büyükada ve Kartal’dan motor ve vapur seferleri vardır. 

Vapur iskelesinin hemen üzerindeki küçük meydan dışındaki alanda, ziyaretçi kısıtlaması vardır. 

Sedefadası, güzel plajlara da sahiptir. Vapur iskelesinin hemen yanında, kendi iskelesi de olan Club Elio ve adanın güney kıyılarındaki Club Sedef, dışarıdan gelenlerin de girebildikleri ücretli plajlardır. Plajlara tesislerin özel motor seferleri ile ulaşılabilmektedir. (Bkz. Plajlar Bölümü)

Manastır

9. yy. ortalarında Aziz Ignatius, Adalar’da erkeklere özel tesis ettiği ve I. Manuel Comnenus’in 1158 senesinde düzenlediği listede de yer alan üç manastırdan bir tanesini bu adada kurdu. Sedefadası’nda bulunan manastır, 1180 yılında Patrik Theodosius Boradiotis tarafında restore edildi. Bu manastırdan bugün geriye kalan herşey adanın kuzeybatı kısmındaki burun üzerinde parçalar halinde bulunan bir harabedir.

Müzeler, Kültür Merkezleri

Müzeler

Büyükada

Adalar Müzesi
Aya Nikola Mevkii, Maden, Büyükada
Tel: 0216 382 6430
Pazartesi hariç, hergün 09.00 - 17.00 saatleri arası açık
Giriş: Tam 5.-TL, İndirimli 3.-TL, Çarşamba günleri ücretsizdir
www. adalarmuzesi.org

Adalar Müzesi Açık Sergi Alanı
Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezi, Çınar Cd Büyükada
Hergün 09.00 - 19.00 saatleri arası açık
Tel: 0216 382 5280
Giriş: Ücretsiz
www. adalarmuzesi.org

Heybeliada

İnönü Evi Müzesi
Refah Şehitleri Cd, Heybeliada
Tel: 0216 351 8449
(Ev restorasyon nedeniyle özel izinle ziyaret edilebilmektedir.)
Giriş: Ücretsiz
Web Sayfası

Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi
Demirtaş Sk. Heybeliada
Tel: 0530 227 0567
Giriş: Ücretsiz
(Ev restorasyon nedeniyle özel izinle ziyaret edilebilmektedir.)

Burgazada

Sait Faik Müzesi
Çayır Sokak, No:15 Burgazada, İstanbul 
Tel. 0216 381 2060
Pazartesi - Salı hariç, hergün 10.00 - 18.30 saatleri arasında açık
Giriş: Ücretsiz
www.saitfaikmuzesi.org

Kültür Merkezleri

Büyükada

Adaevi
Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezi, 
Çınar cd. Büyükada
Hergün 09.00 - 19.00 saatleri arası açık
www. adalarmuzesi.org

Adalar Kültür Derneği
Çınar Meydanı No. 14 Büyükada
Tel: 0216 382 7378
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir." target="_blank">Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

Gezi ve Turlar

Büyükada Yürüyüş Turu

buyukada yuruyus turuProfesyonel rehber eşliğinde, tarihi, doğası ve mimarisi ile Büyükada’yı keşfedin.

Önerilen Tur Güzergahı (Güzergah isteğe bağlı olarak değiştirilebilir):

Nisan - Mayıs: Splendid Oteli, Anadolu Kulübü binaları, Ünlü köşkler (Fabiato, Hacopulo, Mizzi, Arap İzzet Paşa, Con Paşa köşkleri, Troçki Evi), Rum Yetimhanesi (Tur bundan sonra ikiye ayrılacaktır)

A Güzergahı: Hristos Manastırı, San Pasifiko Latin Kilisesi, Hamidiye Camii, Adalar Müzesi Çınar Sergi Alanı, Aya Dimitri Kilisesi

B Güzergahı: Luna Park Meydanı, Aya Nikola Manastırı, Adalar Müzesi, Reşat Nuri Güntekin Evi

Haziran - Eylül: Splendid Oteli, Anadolu Kulübü binaları, ünlü köşkler (Fabiato, Hacopulo, Mizzi, Arap İzzet Paşa, Con Paşa köşkleri, Troçki Evi), Rum Yetimhanesi, Luna Park Meydanı, Aya Nikola Manastırı, Adalar Müzesi. Tekneyle Büyükada merkeze transfer sonrasında Aya Dimitri Kilisesi, Hamidiye Camii, Adalar Müzesi Çınar Sergi Alanı.

Heybeliada Yürüyüş Turu

heybeliada yuruyus turuProfesyonel rehber eşliğinde, tarihi, doğası ve mimarisi ile Heybeliada’yı keşfedin.

Önerilen Tur Güzergahı:

Aya Nikola Kilisesi, Ruhban Okulu ve Aya Triada Kilisesi, yol boyunca ünlü köşkler (İliasko İkiz Evleri, Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa, Selanik Valisi Hulusi Bey), İnönü Evi Müzesi, Hüseyin Rahmi Gürpınar Müze Evi, Uçurum Manastırı, Süslü Mezar.

(Dikkat: Turlara isteğe bağlı olarak Ruhban Okulu da eklenebilmektedir.)

Tekne İle Büyükada - Heybeliada Turu

denizden adalar turuİstanbul Adaları’nı denizden keşfedin. Profesyonel rehber eşliğinde Adalar’ın doğa harikası kıyıları, koyları, Bizans’ın sürgün manastırları, ünlü evler, konaklar, Adalar Müzesi ziyareti. 

Heybeliada ve Büyükada, Prens Adaları’nın en önemli iki adasıdır. Bu iki adanın çevresini tekne ile dolaşmak keyif verici olduğu kadar, buradaki renkli yaşamı yakından tanımak için de önemlidir.

Sıra sıra manastırlar, kiliseler, camiler. Adalar’da yaşamış ve yaşayan ünlülerin evleri, konakları. Yeşilin her tonuyla bezeli eşsiz bitki örtüsü, koylar ve limanlar. Büyükada Aya Nikola koyunda Adalar Müzesi ziyareti.

Diğer Turlar:

Büyükada Tarihi Bahçeleri ve Ada Bahçe Kültürü Turu
Bisikletle Büyükada ve Heybeliada Turları

Turlar İçin Bilgi ve İletişim:

Yürüyüş, bisiklet ve tekne turları, isteğe göre, anlaşmalı seyahat acentaları ve kokartlı turist rehberleriyle organize edilmektedir. Tekne turları, isteğe göre, anlaşmalı seyahat acentaları ve kokartlı turist rehberleriyle organize edilmektedir.

Grubunuzu oluşturarak 0216 382 6430 numaralı telefondan ya da Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresinden teklif isteyebilirsiniz.

Tekne Turları

Tekne İle Büyükada  - Heybeliada Turu

denizden adalar turuİstanbul Adaları’nı denizden keşfedin. Profesyonel rehber eşliğinde Adalar’ın doğa harikası kıyıları, koyları, Bizans’ın sürgün manastırları, ünlü evler, konaklar. Adalar Müzesi ziyareti.

Heybeliada ve Büyükada, Prens Adaları’nın en önemli iki adasıdır. Bu iki adanın çevresini tekne ile dolaşmak keyif verici olduğu kadar, buradaki renkli yaşamı yakından tanımak için de önemlidir.

Sıra sıra manastırlar, kiliseler, camiler. Adalar’da yaşamış ve yaşayan ünlülerin evleri, konakları. Yeşilin her tonuyla bezeli eşsiz bitki örtüsü, koylar ve limanlar. Büyükada Aya Nikola koyunda Adalar Müzesi ziyareti.

Turlar için bilgi ve iletişim:

Tekne turları, isteğe göre, anlaşmalı seyahat acentaları ve kokartlı turist rehberleriyle organize edilmektedir. Grubunuzu oluşturarak 0216 382 6430 numaralı telefondan ya da Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresinden teklif isteyebilirsiniz.

Adalar Müzesi

İstanbul’un ilk çağdaş kent müzesi olan Adalar Müzesi, Adaların oluşumundan bugüne gelen hikayesini yüzlerce obje, 20 bin belge, 6 bin fotoğraf, yüzlerce belgeleme çekimi, film ve sözlü tarih kayıtlarından oluşan kuruluş koleksiyonu ile ziyaretçilerine sunmaktadır.

Müze özellikle Adalar'ın kentsel tarihine odaklanan Osmanlıca belge arşivine sahiptir.

www.adalarmuzesi.org

Plajlar

prens adalari

Adalar'ı çevreleyen denizler, İstanbul’un en temiz denizleridir. Plajlarda Sağlık Bakanlığı tarafından sürekli kirlilik ölçümleri yapılır. (Ölçümleri www.yuzme.saglik.gov.tr sitesinden öğrenebilirsiniz.)

Deniz suyu sıcaklığı haziran başından itibaren 20 derecenin üzerine çıkar. Haziran - Kasım ayları arasında rahatlıkla denize girilebilir. (Ölçümleri sayfanın sonundaki tablodan inceleyebilirsiniz.)

Adalar’da güzel plajlar vardır. 5 adada (Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Heybeliada ve Sedef Adası) plajlar bulabilirsiniz. Plajlara her adanın iskelesinden ücretsiz tekne seferleri yapılmaktadır, iskelelerden sorunuz.

Plajlara giriş ücretlidir, ücretini teknelere binmeden sorumanızı öneririz. Plajlarda soyunma kabinleri, şezlong bulunur.

Ada kıyılarında halka açık denize girilebilecek yerler de vardır. Bu alanlarda şezlong kiralayanlar vardır ama giriş için şezlong kiralamak zorunda değilsiniz.

BÜYÜKADA

yoruk ali plaji

Yörükali Turistik Tesisleri

Yörükali Mevkii, Büyükada

Plaj apart motel müşterileri hariç, dışardan gelen (aile) müşteriler için kullanıma açıktır.

Plaja giriş ücretlidir

Hizmetler: Şezlong, Şemsiye, Emanet, Kabin, Duş, Kantin, WC

Ulaşım: Büyükada İskelesi'nden ücretsiz motorlarla plaja gidiş - dönüş imkanı. (Gidiş 09.30’dan itibaren saatte bir, dönüş 16.30'dan itibaren)

prenses plaji

Büyükada Prenses Koyu

Kamelya Sok No 14, Büyükada

Plaja giriş ücretlidir

Hizmetler: Şezlong, Şemsiye, Emanet - Kabin - Duş - Kantin - WC

Ulaşım: Büyükada İskelesi'nden ücretsiz motorlarla plaja gidiş - dönüş imkanı. (Gidiş 09.30’dan itibaren saatte bir, dönüş 16.30'dan itibaren)

naki bey plaji

Nakibey Plaj Tesisleri

Maden, Nakibey Mevkii, Büyükada

Plaja giriş ücretlidir

Hizmetler: Şemsiye, Şezlong veya Minder, Duş

Ulaşım: Büyükada İskelesi'nden ücretsiz motorlarla plaja gidiş - dönüş imkanı. (Gidiş 09.30’dan itibaren saatte bir, dönüş 16.30'dan itibaren)

 

Kumsal Aile Plajı

Büyükada Kumsal Mevkii

Hizmetler: Şemsiye, Şezlong

Plaja giriş ücretlidir

 

Nizam Plajı

Büyükada Nizam Koyu

Hizmetler: Şemsiye, Şezlong (Masa, şezlong ve şemsiye ücreti alınıyor.)

 

ESKI BAĞ PLAJI 

Eski Bağ Büyük Tur Yolu Üzeri, Büyükada

Plaja giriş ücretli.

Hizmetler: Şemsiye, Şezlong veya Minder, Duş

Ulaşım: Büyükada İskelesi'nden ücretsiz motorlarla plaja gidiş - dönüş imkanı. (Gidiş 10.00'dan itibaren saatte bir, dönüş 16.30'dan itibaren)

VIRANBAĞ PLAJI

Viran Bağ mevkii, Büyük Tur Yolu Üzeri, Büyükada

Plaja giriş ücretli.

Hizmetler: Şemsiye, Şezlong veya Minder, Duş

Ulaşım: Büyükada İskelesi'nden ücretsiz motorlarla plaja gidiş - dönüş imkanı. (Gidiş 10.00'dan itibaren saatte bir, dönüş 16.30'dan itibaren)

buyukada aya nikola plaji

Aya Nikola Plajı

Aya Nikola Mevkii, Büyükada

Plaja Giriş Ücretli

Ulaşım: Büyükada İskelesi'nden ücretsiz motorlarla plaja gidiş - dönüş imkanı. (Gidiş 10.00'dan itibaren saat başı, dönüş 16.30'dan itibaren)

 

Değirmen Aile Plajı

Nizam, Büyükada
Tel: 0536 501 91 36 (Murat Cellioğlu)

Plaja Giriş Ücretil

Hizmetler: Açık yüzme havuzu, kafeterya, duş, tuvalet, şezlong ve şemsiye

 

KINALIADA

kinali plaj

Kumluk Plajı

Tel: 0216 381 5337

Plaja Giriş Ücretli

Hizmetler: Duş, tuvalet, şezlong ve şemsiye

Ulaşım: Kınalıada İskelesi'nden plaja ücretsiz tekne servisi. Motor ve vapur saatlerine göre doldukça kalkıyor

 

Ada Beach/ Tel: 0535 342 8594 
Ayazma (Kamos) Plajı/ Tel: 0216 381 5000 
Aydın Sunset Beach/ Tel: 0216 381 5445
Poyraz Limanı/ Tel: 0216 381 5433 
Teos Boncuk Beach/ Tel: 0216 381 4282 
Ülker Plajı / Tel: 0535 566 8558 
Kınalıada Plajı 
Köseoğlu Plajı

Yukarıdaki plajlarda şezlong ve şemsiyeler ücret karşılığı kiralanmaktadır. Bedellerini ve tekne seferi olup olmadığını sorunuz.


BURGAZADA

burgaz 6 numara

Altı Numara Plajı
Çamakya Plajı

Yukarıdaki plajlarda şezlong ve şemsiyeler ücret karşılığı kiralanmaktadır. Bedellerini ve tekne seferi olup olmadığını sorunuz.

Kalpazankaya

Kalpazankaya Plajı

Kalpazankaya Tesisleri
Kalpazankaya- Burgazada
Tel: 0216 381 1504

Plaj, Kalpazankaya Lokantası müşterileri tarafından kullanılabilmektedir.

Hizmetler: Şemsiye, Şezlong, Duş, Tuvalet

HEYBELİADA

cam limani ada beach

Ada Beach Club

Çam Limanı
Tel: 0216 351 1770, 0532 317 1819

Plaja Giriş Ücretli

Hizmetler: Şezlong, Şemsiye, Duş, Tuvalet

Ulaşım:Heybeliada İskelesi'nden ücretsiz motorlarla plaja gidiş - dönüş imkanı. (Gidiş 10.00'dan itibaren saat başı, dönüş 16.30'dan itibaren)

heybeli sadikbey

Club Green Beach (Sadık Bey Plajı)

Heybeliada Su Sporları Kulübü yanı
Tel: 0216 351 1600

Plaja Giriş Ücretli

Ulaşım:Heybeliada İskelesi'nden ücretsiz motorlarla plaja gidiş - dönüş imkanı.(Gidiş 09.30'dan itibaren saat başı, dönüş 16.30'dan itibaren)

 

Alman Koyu Plajı

Tur yolu üzeri, Alman Koyu, Heybeliada

Plaja Giriş Ücretli

Hizmetler: Şezlong, Şemsiye, Duş
Bu hizmetler ücrete tabidir.

 

Akvaryum Plajı

Tur yolu üzeri, Akvaryum Koyu, Heybeliada

Plaja Giriş Ücretli

Hizmetler: Şezlong, Şemsiye, Duş
Bu hizmetler ücrete tabidir.

 

SEDEF ADASI

sedef plajlari

Club Ada Sedef

Plaj Giriş Ücreti: Hafta içi 30 TL, Hafta sonu 50 TL

Hizmetler: Şezlong, Şemsiye, Duş, Tuvalet

Ulaşım: Kartal İDO iskelesinden saat 11.00, Büyükada Belediye İskelesi'nden saat 11.30’da ücretsiz tekne servisi. (Dönüş 18.00)

 

Elio Sedef:

Plaj Giriş Ücreti: Hafta içi 35 TL, Hafta sonu 50 TL

 

Sedef Adası Plajı

Club Ada Sedef plajının hemen sağ tarafında

Gece Yaşamı

Günbatımından itibaren Ada geceleri canlanmaya başlar. Yaz aylarında 4 adanın tamamında daha çok iskele çevresine yoğunlaşmış cafe, bar, restoran ve tavernalardan birini seçebilirsiniz.
Yaz dışı dönemde Büyükada, Heybeli ve Burgazada'da Cuma ve Cumartesi geceleri mutlaka bir müzik sesi duyacaksınız.

Büyükada

By Şükrü Taverna, Bar, Pub, Gülistan Caddesi,
Prinkipo Restaurant Taverna, Bar, Gülistan Caddesi

Özel Etkinlikler ve Butik Toplantılar Destinasyonu Olarak Prens Adaları’nın Mevcut Durumu ve Potansiyeli

Boğaziçi Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Turizm İşletmeciliği blümünden bir dizi öğrenci Adalar'ın turizm potansiyelini ele alan bir tez hazırladılar. "Özel Etkinlikler ve Butik Toplantılar Destinasyonu Olarak Prens Adaları’nın Mevcut Durumu ve Potansiyeli" başlıklı tezin özeti aşağıda verilmektedir. Ayrıca tezi aşağıda bulunan bağlantıdan indirebilirsiniz.

ÖZET

Özellikle, özel etkinlikler ve butik toplantılar bazında değerlendirildiğinde “Event Turizm”, turizm sektörü içinde artan bir öneme sahiptir. Prens Adaları için düşünüldüğünde ise bu çalışmanın, destinasyondaki turizm çeşitliliğini artırmanın yanı sıra var olan turizm potansiyelini mevsimlere yayarak bölge turizmine katkı sağlaması olağandır. Bu çalışmanın temel hedefi Prens Adaları’nın mevcut durumunu ve muhtemel turizm potansiyelini özel etkinlikler ve butik toplantılar bazında analiz etmektir. Söz konusu mevcut ve potansiyel durum; mevcut imkânlar ve yatırımlar, tarihi ve kültürel cazibe merkezleri ve aktiviteler, koruma yöntemleri, destek ve işbirliği, destinasyon maliyeti ve muhtemel etkileri içine alan Kavramsal Model ile bağlantılı olarak değerlendirilmiştir.

Bu çalışma tanımlayıcıdır ve alan araştırmasına dayalıdır. Yargısal (Judgemental) ve Kartopu Örneklem (Snowball Sampling) yöntemleri kullanılmıştır. Ayrıca, toplantı salonları olan oteller, etkinlik/organizasyon firmaları, STK’lar, Adalar Belediyesi yetkilileri ve Anadolu Club yöneticileri ile yarı yapılandırılmış görüşme tekniği (semi-structured interviews) kullanılarak röportajlar yapılmıştır.

Bulgular, Adalar’da özel etkinlikler ve butik toplantılar açısından bir potansiyelin varlığını ortaya koymaktadır, ancak; Prens Adaları alternatif aktiviteleri ve özel organizasyonlar/butik toplantılar bazında kendisini geliştirebilmesi için mevcut imkânlarını ve yatırımlarını geliştirmeli, İBB, yerel yönetimler, organizasyon firmaları ve oteller gibi farklı paydaşlar arasında profesyonel bir koordinasyon oluşturmalıdır.

Tezin bütününü indirmek üzere tıklayınız.

Deniz Suyu Analizleri

Deniz suyu analizleri İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. 2011 yılı ve sonrasındaki ölçüm verileri İnternet üzerinden yayınlanmaktadır. Temel olarak üç ölçüm yayınlanmakta ve suyun kalitesi kategorileştirilmektedir.

Koliform bakteriler gıda ve suların sıhhi durumunu gösteren göstergeç bakterilerdir. Tanım olarak çubuksu, Gram-negatif olup 35-37 °C'de laktoz fermante ederek asit ve gaz üretirler. Koliformlar sıcak kanlı hayvanların dışkılarında bolca bulunurlar, ama sulak ortamlarda, toprakta ve bitkilerde de bulunurlar. Coğu zaman kloliformalar kendileri hastalığa neden olmazlar ama kolay kültürlenirler, ve varlıkları dışkı kaynaklı zararlı patojenlerin de mevcut olabileceğine işaret eder. Dışkıya ait (fekal) patojenlere bakteriler, virüsler, protozoalar ve parazitler dahildir.

Yani, fekal koliformlar dışkılama sonucu ortaya çıkmaktadır.

Devamını oku: Deniz Suyu Analizleri

BÜYÜKADA - YÖRÜKALİ PLAJI ÖNÜ

deniz kirliligi buyukada yorukali

Devamını oku: BÜYÜKADA - YÖRÜKALİ PLAJI ÖNÜ

BÜYÜKADA - SEFEROĞLU TESİSLERİ ÖNÜ

deniz kirliligi buyukada seferoglu

Devamını oku: BÜYÜKADA - SEFEROĞLU TESİSLERİ ÖNÜ

BÜYÜKADA - NAKİBEY PLAJI ÖNÜ

deniz kirliligi buyukada nakibey

Devamını oku: BÜYÜKADA - NAKİBEY PLAJI ÖNÜ

BÜYÜKADA - SU SPORLARI KULÜBÜ ÖNÜ

deniz kirliligi buyukada su sporlari

Devamını oku: BÜYÜKADA - SU SPORLARI KULÜBÜ ÖNÜ

HEYBELİADA - SADIKBEY PLAJI ÖNÜ

deniz kirliligi heybeliada sadikbey

Devamını oku: HEYBELİADA - SADIKBEY PLAJI ÖNÜ

HEYBELİADA - SU SPORLARI KULÜBÜ ÖNÜ

deniz kirliligi heybeliada su sporlari

Devamını oku: HEYBELİADA - SU SPORLARI KULÜBÜ ÖNÜ

BURGAZADA - SU SPORLARI KLÜBÜ ÖNÜ

deniz kirliligi burgazada su sporlari

Devamını oku: BURGAZADA - SU SPORLARI KLÜBÜ ÖNÜ

KINALIADA - SU SPORLARI ÖNÜ

deniz kirliligi kinaliada su sporlari

Devamını oku: KINALIADA - SU SPORLARI ÖNÜ

KINALIADA - ÜLKER RESTAURANT ÖNÜ

deniz kirliligi kinaliada ulker

Devamını oku: KINALIADA - ÜLKER RESTAURANT ÖNÜ

KINALIADA - VAPUR İSKELESİ SOL TARAF ÖNÜ

deniz kirliligi kinaliada iskele sol

Devamını oku: KINALIADA - VAPUR İSKELESİ SOL TARAF ÖNÜ

KINALIADA - VAPUR İSKELESİ SAĞ TARAF ÖNÜ

deniz kirliligi kinaliada iskele sag

Devamını oku: KINALIADA - VAPUR İSKELESİ SAĞ TARAF ÖNÜ

İstanbul Uzun Yıllar Ortalama Hava Sıcaklıkları

sicaklik hava ortalama

İstanbul Uzun Yıllar Ortalama Güneşlenme Süreleri

guneslenme ortalama

İstanbul Uzun Yıllar Yağış Ortalamaları

yagis

Nüfusa Kayıtlı Olunan İl

nufusa kayitli olunan il

Nüfus'un Yaş Aralıklarına Göre Dağılımı

yas dagilimi

Nüfus'un Adalar'a Göre Dağılımı

nufus dagilim

Alt Kategoriler

Buradasınız: Anasayfa Neler Görülür Heybeliada - Halki Türkçe